çok okumanın insanı aptallaştırması
başlık "simidin ortasını yiyen insan" tarafından 15.08.2024 23:59 tarihinde açılmıştır.
1.
insan beyni çok garip
yeni bir bilgi öğrendiğin anda geçmişten bir şey siliyormuş resmen 256 gb ssd gibi.
marquez mi ne oyle biri demis buldugu her firsatta okumak aptallaştirir diye ama kaynak falan bulmam çunku siz buna degmezsiniz.
düşünsene okuyorsunuz ediyorsunuz ama benim adımı ogrendiginiz an okuduklarınızdan aklinizda kalanin bir kısmın puff bilinmeze gidiyor ve daha kotusu okuyorsunuz sonra yaziyorum diye dram, duyar kasmak adı altında burada beynimizi emcukluyorsunuz.
icinizde tutmayacaksanız okumayın arkadaslar bana mı okuyorsunuz.
yeni bir bilgi öğrendiğin anda geçmişten bir şey siliyormuş resmen 256 gb ssd gibi.
marquez mi ne oyle biri demis buldugu her firsatta okumak aptallaştirir diye ama kaynak falan bulmam çunku siz buna degmezsiniz.
düşünsene okuyorsunuz ediyorsunuz ama benim adımı ogrendiginiz an okuduklarınızdan aklinizda kalanin bir kısmın puff bilinmeze gidiyor ve daha kotusu okuyorsunuz sonra yaziyorum diye dram, duyar kasmak adı altında burada beynimizi emcukluyorsunuz.
icinizde tutmayacaksanız okumayın arkadaslar bana mı okuyorsunuz.
devamını gör...
2.
dogru bence de. kafayi yedirtiyor cunku.
devamını gör...
3.
okuduğunuz şeyleri öğrenin o zaman,aptallığın okumakla bir alakası varsa eğer.
devamını gör...
4.
meslektaşımmış. hem de bayağı yaşı var. farklı okullardanmışız. devri daim makinesine inanıyor.
kadın emekli öğretmen. uçakların atmosfere chemtrails dedikleri, içeriği bana meçhul madde bıraktığına inanıyor. hocam şu sıcak yaz günlerinde de bıraksalar biraz kafamızı bulsak dediğim için bana kızıyor.
yukarıdaki meslektaşım da chemtrailslere inanıyor.
bir başka meslektaşım, severdım de kendisini, dünyanın düz olduğuna ve antarktikanın dünyanın sonu olduğuna inanıyordu. (kendisi mevta şimdi)
aslında okumak değil okuduğunu özümsememek ve okuduğunu düşünmemek aptal yapıyor.
yukarıdaki ilk meslektaşım tek kutuplu mıknatıs olduğuna da inanıyor. oysa elektrik fakültelerinde okutulan en baba derslerden birinde maxwell denklemleri öğretilir. ezberler ve problem çözme üçkaadını kavrarsanız dersi geçersiniz. ama o denklemlerden birinin meali tek kutuplu mıknatıs olamayacağı.
kadın emekli öğretmen. uçakların atmosfere chemtrails dedikleri, içeriği bana meçhul madde bıraktığına inanıyor. hocam şu sıcak yaz günlerinde de bıraksalar biraz kafamızı bulsak dediğim için bana kızıyor.
yukarıdaki meslektaşım da chemtrailslere inanıyor.
bir başka meslektaşım, severdım de kendisini, dünyanın düz olduğuna ve antarktikanın dünyanın sonu olduğuna inanıyordu. (kendisi mevta şimdi)
aslında okumak değil okuduğunu özümsememek ve okuduğunu düşünmemek aptal yapıyor.
yukarıdaki ilk meslektaşım tek kutuplu mıknatıs olduğuna da inanıyor. oysa elektrik fakültelerinde okutulan en baba derslerden birinde maxwell denklemleri öğretilir. ezberler ve problem çözme üçkaadını kavrarsanız dersi geçersiniz. ama o denklemlerden birinin meali tek kutuplu mıknatıs olamayacağı.
devamını gör...
5.
cok okumak insani aptallastirmaz. sadece farkindaligi, farkli dusuncelerle bakis acisini genislettigi icin ve ayriyeten daha fazla gerekli/ gereksiz bilgi sundugu icin kafa karisikligina neden olabilir. bu aptallasma degildir, kisinin kendi dogrularini saptayamamasidir.
zihnimizin hafiza durumuyla alakali da cok okumanin sagladigi bir avantaj mevcut; kisi okudukca (ozellikle yeni bilgileri dagarcigina ekledikce) nöron artisi sebebiyle hem hafizasi kuvvetlenir hem sahip oldugu zeka potansiyelinin bile ustune cikabilir. keza insan zihninin bir sınırı yoktur. yuklenilen her bilgi islenip kaydedilebilirdir…
zihnimizin hafiza durumuyla alakali da cok okumanin sagladigi bir avantaj mevcut; kisi okudukca (ozellikle yeni bilgileri dagarcigina ekledikce) nöron artisi sebebiyle hem hafizasi kuvvetlenir hem sahip oldugu zeka potansiyelinin bile ustune cikabilir. keza insan zihninin bir sınırı yoktur. yuklenilen her bilgi islenip kaydedilebilirdir…
devamını gör...
6.
üzgünümki o kadar basit değil.
beyin bir makine veya organ, hardisk gibi sadece bilgi depolayan bişey değil. son derece karmaşık.
örneğin farkettiyseniz beynin saati var. ve bu saat bozulabiliyor. yediginiz içtiğiniz şeyler bile bu saati etkileyebiliyor. saat beynin içindeki otomatik varolan programlardan sadece biri.
beyin fazla hızlı dönebilen bişey. çok hızlı konuşan kişilere bak. örneğin nevşin mengü köpek bahsi açılınca kadın ne kadar hızlı konuşmaya başlıyor. ve mantıktan kopuyor.
ılber ortaylıya bak ne kadar ağır konuşuyor bu sadece bir tarzdan kaynaklanmıyor. hafızayı döndürümekte zorlandığı için konuşmada yavaş.
ayrıca beynin yaptığı başka işlerde var 15 gün boyunca günde 2 km yürü. ılk gün yürüyüşe gitmekte zorlanacaksın ama 16. gün yürüyüşe gitmezsen kendinde bir eksiklik hissedeceksin.
sürekli yaptığın şeyi otomatiklestiren sistemleride var beynin.
sözgelimi araba sürmeyi ilk öğrenirken nereye basacağını nereye döneceğini şaşırıyosun ciddi düşünsel efor sarfediyosun. ama araba sürmeyi öğrendikten sonra herşeyi otomatik olarak yapıyosun. debriyaja frene ne kadar güçlü basacağın tümüyle otomatik hiçbir düsünsel ve fikirsel efor sarfetmeden yaptığın birşey.
benim bir arkadaş vardı şizofreni hastasıydı top görünce kendini kaybediyordu. lise terkti.
kitap okumak kimseyi şizofreni hastası yapmaz biraz çevre ve biraz genetik faktörlerle ilgili bişey bu.
beyin bir makine veya organ, hardisk gibi sadece bilgi depolayan bişey değil. son derece karmaşık.
örneğin farkettiyseniz beynin saati var. ve bu saat bozulabiliyor. yediginiz içtiğiniz şeyler bile bu saati etkileyebiliyor. saat beynin içindeki otomatik varolan programlardan sadece biri.
beyin fazla hızlı dönebilen bişey. çok hızlı konuşan kişilere bak. örneğin nevşin mengü köpek bahsi açılınca kadın ne kadar hızlı konuşmaya başlıyor. ve mantıktan kopuyor.
ılber ortaylıya bak ne kadar ağır konuşuyor bu sadece bir tarzdan kaynaklanmıyor. hafızayı döndürümekte zorlandığı için konuşmada yavaş.
ayrıca beynin yaptığı başka işlerde var 15 gün boyunca günde 2 km yürü. ılk gün yürüyüşe gitmekte zorlanacaksın ama 16. gün yürüyüşe gitmezsen kendinde bir eksiklik hissedeceksin.
sürekli yaptığın şeyi otomatiklestiren sistemleride var beynin.
sözgelimi araba sürmeyi ilk öğrenirken nereye basacağını nereye döneceğini şaşırıyosun ciddi düşünsel efor sarfediyosun. ama araba sürmeyi öğrendikten sonra herşeyi otomatik olarak yapıyosun. debriyaja frene ne kadar güçlü basacağın tümüyle otomatik hiçbir düsünsel ve fikirsel efor sarfetmeden yaptığın birşey.
benim bir arkadaş vardı şizofreni hastasıydı top görünce kendini kaybediyordu. lise terkti.
kitap okumak kimseyi şizofreni hastası yapmaz biraz çevre ve biraz genetik faktörlerle ilgili bişey bu.
devamını gör...
7.
kurgusal hayat * ve gerçek hayatta sıkışıp kalıyorlar, lakin onlardaki ego da kimse de yok, ben okumuştum insan psikolojisinden anlarım. şu yazar şöyle diyor böyle yapıyor tarzı naraları fazladır. her şey okunarak öğrenilmiyor…
devamını gör...
8.
okuduğunu unuttuğun için bir şey öğrenemediğine inanıyorsan "bu nice okumaktaktır?". maslow'un ihtiyaçlar hiyararşinin sırasını unutman kuramın mantığını unuttuğun anlamını gelmez.
bilge her şeyi bilmez yalnızca ahmaklar her şeyi bilir.*
bilge her şeyi bilmez yalnızca ahmaklar her şeyi bilir.*
devamını gör...
9.
keşke çok okusanız da sizin aptal olup olmadığınızı tartışsak. efsane olurdu.*
devamını gör...