evrim hakkında çalışmalarını sürdürüp doğal seçilim kavramını ortaya koyan charles darwin, arkadaşı asa gray'e yazdığı mektupta, "tavus kuşlarının tüyleri beni hasta ediyor" ifadesini kullanmış. entry'de, bunun nedeni hakkında kısa bir kelam edeceğim müsadenizle.

doğal seçilime göre canlılar hayatta kalmak için, hız, çeviklik, görüş yeteneği, duyma kabiliyeti gibi özelliklerini aktarırlar. bu aktarımlar neticesinde, nesiller geçtikçe canlıların yararlı özellikleri daha baskın bir hal alır. bu nedenledir ki, bazı kartallar daha da yüksekten uçar, bazı horozlar daha da vakitsiz öter, bazı çitalar daha hızlı koşar.

bunu, "en uygun olanın hayatta kalması" olarak adlandırdı üstad.
sonra da, erkeklerine peacock, dişilerine ise peahen adı verilen tavus kuşu canlısına baktı. erkeklerin kuyruğu bülent ersoy hanım'ın yelpazesi gibi açılmış, kabarmış, renk renk, acayip şekil bir şey olmuştu (o dönemler henüz bülent hanım bile yoktu, düşünün darwin'in ikilemini).
bu durumun o erkeğin hayatta kalmasıyla hiç bir ilgisi olmadığı gibi, aksine, tavus kuşu erkeklerinin dev gibi janjanlı kuyrukları, onları daha kolay bir hedef haline getiriyor ve hayatta kalma şanslarını azaltıyordu.

işte darwin'i deli eden şey bu oldu. senelerdir envai çeşit türü inceleyerek ortaya koyduğu, bir ilkeler zinciri olan, evrim ismi ile bildiğimiz tüm çalışmalarına ters bir hayvandı tavus kuşu.

keza, bok böceklerinin boynuzlarının büyük olmasının da, onların daha iyi bok yuvarlamaları ile bir alakası yoktu. dünyada boktan daha çok şey olmadığından, bir bok böceğinin boynuzu olmasa dahi, boka ulaşım sağlardı nihayetinde.
-------
bu durum, darwin'in daha sonradan isimlendirdiği cinsel seçilim kavramı ile aydınlanmıştır. internet jargonunda bunu damarlı 22cm sendromu olarak da bilmekteyiz.

bir zamanlar tüm tavus kuşları, kendilerine yetecek ortalama kuyruklara sahipken, gendeki bir mutasyon, bazı dişilerin diğerlerinden biraz daha büyük kuyruklu tavuskuşlarını seçmeye başlamasına yol açtı. şuna yemin ederim yazarken bile koptum. canım yengelerimiz.

mutasyon tutunmaya başladı ve sonraki nesillerde, aynı bereketli tüylere sahip tavus kuşları yumurtadan çıktı ve tavus kuşu hanımları, babalarınınkiyle aynı kuyruklara sahip kocaların hayalini kurdu. buna cinsel seçilim denir. evrimde açıklanamayan bazı soruların yanıtıdır kendisi. tıpkı grup seçilimi ya da yapay seçilim gibi, evrim ilkesinin açıklanmasında yardımcı olan seçilimlerden birisidir.
------
dünya kurulduğundan beri var olan şu kural da asla değişmez. talep arzı, arz ise talebi doğurur.

günümüzde dünyada, hiçbir şeyime yaramayan led pano gibi kuyruklu tavus kuşları veya hayatta kalmaya gram faydası olmayan labirent gibi boynuzları olan geyikler bu kadar çoksa, bunun nedeni zamanında bir dişinin bunların atalarından birisine "ne kaday güzel kuyruk öyle, bayıldım!" ya da "boynuzunuzdaki pozitif enerjiyi alabiliyorum" falan demesidir. olay yine kadınların bu boy merakıdır yani. erkeklerde de vardır aynısından. nadir de olsa vardır.

mesela bir erkek, karşısındaki kadını tanımadan, hiçbir insani özelliğini bilmeden, sadece trafo direği gibi uzun bacakları olduğu için, o kadına bakarak deliye dönebilir. o bacaklardan elektrik üretecek kadar çıldırabilir o kadın için. hatta kafayı yiyebilir. bunlara sapıklık diyor bazı muhafazakar ve kıskanç normal sözlük üyeleri.
bunlar sapıklık değil güzel kardeşim! bilim bu. açıkladık işte. "bilim bilim" diye öter herkes anca. "susun lan çomarlar" düzleminde olmayan bir evrim tartışması görmedim ben daha internette. uzun bacaktan elektrik üretme arzusu bilimdir, bunu kafanıza sokun.
------
cinsel seçilim insanlarda güçlü biçimde görülmez (bazı yengeler hariç).

allahtan insanlarda bu olay yaygın değidir. bu durum haricinde insani özelliklere bakarak da seçer dişilerimiz. yoksa bir ara mağara devrinde habire en güçlü pazusu olan adamı seçmiş hınzır köfteler.
nedeni, en güçlü pazusu olan adamın onlara en kral geyiği avlayıp getirebileceğine dair inançlarıymış.

oysa ya adam solcu bileği gibi cılız kollara sahip olmasına karşın çok zekiyse? ya çok süper bir geyik avlama makinesi yapacaksa? di mi ama? düz düşünmüş ilk çağ kadınları. kaslıya vermişler hep.

özet olarak, bazen sıfatına bakıp, "bu gerizekalı adam dünya üzerinde neden var? bu adamın neye faydası var? nasıl hayatta kalmış bu?" dediğimiz insanlar olur, oluyordur. kendilerini hayatta tutabilecek hiçbir özellikleri yoktur bu erkeklerin. zeka yoktur, atletik değillerdir, iyi göremez, iyi duyamazlar, cukka yoktur, sürekli özelden "donun ne renk" derler. cümle kurma becerileri azdır.

doğanın bu adamı hala diri vaziyette tutmasına anlam vermeye çalışırız. şimdi sanırım durumu anladınız. yukarıdaki bilgileri edindiğimden beri, bu tür kişilerin pantolonlarını çekip kaçarak çüklerine bakmak isterim şahsen. yoksa yanlış anlaşılmasın, yapı olarak çük delisi değilim. bilime aşığım ben, o açıdan.

ek: 18, kalın, with a bunch of damar. (tamam bilim falan da, dayanamadım. duruşumuz belli olsun sdlkjd)
devamını gör...
eşeysel seçilim evrimin cevaplarından biridir aslında. adaptasyonun parçalarından biridir. kısa boylu zürafaların yok oluşlarının temelinde sadece besin bulamamak yoktur aynı zamanda eş de seçememişlerdir. ayrıca darwin bunu türlerin kökeni kitabında gayet detaylıca açıklamıştır. doğal seçilimin dört temel unsurundan biridir eşeysel seçilim. bateman ilkesi bu konuda önemli bilgiler verir bize.

darwin'den ziyade bu konuda en fazla çalışma yapan bilim insanı ronald fisher hakkında da bir şeyler söylemek lazım. ronald fisher, eşeysel seçilim kavramını darwin’in öne sürdüğü biçimde ele almış ancak ona kendi matematiksel ve genetik bakış açısını ekleyerek modern evrim teorisine önemli katkılar yapmıştır. fisher’a göre eşeysel seçilim, özellikle dişilerin belirli özelliklere sahip erkekleri tercih etmesiyle işler ve bu tercihler nesiller boyunca genetik olarak aktarılır.

fisher’ın en dikkat çekici katkılarından biri, “kaçak seçilim” hipotezidir. ona göre, eğer bir dişi belirli bir fiziksel özelliği örneğin, uzun tüyleri veya parlak renkleri olan erkekleri tercih ederse, bu özellik zamanla popülasyonda yaygınlaşır. çünkü böyle bir özelliğe sahip erkekler, daha fazla eş bulup daha fazla yavru sahibi olurlar ve dişiler de bu tercihi yavrularına aktarır. sonuç olarak, özellik hem genetik olarak erkeklerde korunur hem de dişilerin tercihi haline gelir.

bu sürecin bir noktadan sonra tür için riskli hale gelebileceğini de öngörmüştür. örneğin, tavus kuşunun gösterişli kuyruğu bir yandan dişilerin dikkatini çekerken, diğer yandan yırtıcılara karşı savunmasız hale getirir. ancak fisher, eşeysel seçilimin bazen doğal seçilimin karşısında bile güçlü olabileceğini savunur; çünkü hayatta kalmak tek başına yeterli değildir, bireyin üreme başarısı esas belirleyicidir.

fisher’ın çalışmaları, biyolojide genetik ile evrimi birleştiren “modern sentetik evrim teorisi”nin temel taşlarından biri olmuştur. bugün eşeysel seçilim üzerine yapılan pek çok araştırma, onun fikirlerinin ne kadar isabetli olduğunu kanıtlamaktadır.

bir de ben hala peafowl için neden seksist kavramları daha sıklıkla kullanıyoruz onu anlamıyorum. ayırt etmeden bunlara tavus kuşu diyen sadece biz varız sanırım.
devamını gör...
lan niye allahı var diyemiyorsunuz lan.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
okurken beyin travması geçirten entryler. evet.
devamını gör...
ben bir aydınlandım.. tavus kuşu da kuş gibi değil zaten. hakkıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"darwin'in tavus kuşlarından aşırı gıcık alması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim