dünya klasikleri / roman / edebiyat
8.4 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

franz kafka'nın baştan sona deep web videosu tarzında giden romanıdır. okurken nedensizce ürktüğüm ve gerildiğim kitap olmakla beraber derin felsefi mesajlar içerdiğini düşünmekteyim.
devamını gör...
kafkanın şato ve amerika kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da sürekli bir olay vardır fakat enine boyuna anlayamazsınız, tam olarak bilemezsiniz. sorgularsınız çünkü kafka sizden sorgulamanızı, üstü kapalı şekilde anlattığını anlamanızı ister. bir solukta asla okunamayacak ve çoğu zaman boğucu, kasvetli havasıyla sizi karamsarlığa sürükleyecek kitaptır.
devamını gör...
bürokrasiye yönelik en güzel eleştiri romanlarından biridir. yaşar ne yaşar ne yaşamaz'ı anımsatmıştır şahsıma.
asla bir suç yoktur ya da varsa bile ne olduğu kimse tarafından bilinmemektedir.
aynı yaşar'ın yaşıyor mu ölü mü kimsenin bilmediği gibi.
devamını gör...
franz kafka'nin eserlerinden biri.
kitabı anlamaktan çok hissetmek önemli, çünkü içeriğinde sembolik anlatım tek bir konuya işaret etmiyor sanki.
. bireyin hissizleşmesi
. bürokrasinin saçmalığı ve insanı yutan yapısı
. kim tarafından oluşturulduğu belli olmayan düzenin insanı yok etmesi
...
devamını gör...
kitapta adamın bilmediği ya da mesul olmadığı bir suç yüzünden cezalandırılmasını bürokrasiden çok insan yaşamının üstü kapalı özetine benzettim. tıpkı oradaki adam gibi bizde niçin geldiğimizi bilmediğimiz bir dünyada nedenini bilmeden sürekli acı çekiyoruz. bilmem belki sadece bana öyle gelmiştir.
devamını gör...
okuduğum hiçbir roman bu kadar yakama yapışmadı, bunaltmadı, boğmadı. çünkü bu çok tanıdık bir hikaye idi. insanın zaten içinde yaşadığı korkunç bir kuyuda gözlerini ilk kez açması gibi bir şey. hepimiz aynı "dava"nın sanıklarıyız.
devamını gör...
franz kafka hiç yerine konulma duygusunu en iyi işleyen yazarlardan. dava'nın baş kahramanı joseph k. tek suçum insan olmak diyor. konunun adalet sistemiyle ilintili olmasıda ayrı bir ironi.

herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor..

dava, sisteme ve hayata karşı sitemkar yaklaşan bir insanın mücadelesinin hiç olması hikayesidir.kafka her ne kadar ümitsiz olsada ufacık bir umut kapısı aralar okuyucusuna teselli için.

çekinme ve sana doğru görüneni yap.
devamını gör...
kitabı henüz bitirmeme ragmen yoğun sekilde hissetigim şey k.nin kendini dunya merkezi zannetmesi ki bunu zaten sonlarda ressam ile yaptigi bir konuşmada da anlayabilirsiniz

ressam ile yapılan konuşma
devamını gör...
bir franz kafka kitabıdır.

kafka benim kurtarıcım. hayatımın seyrini değiştiren yazar. koruyucu azizimle tanışma hikayemiz tam 20 yıl öncesine dayanıyor. ankara ayazında hem kitapların hem de kitabevinin sıcaklığına sığınmak için imge kitabevine girdiğimde gri paltolarıyla beni bekleyen kafka ciltleri ile karşılaştım ve içim ısındı. hemen bütün kitaplarını aldım ve üst katta yalnız ve yorgun bir şekilde elindeki sıcak çayla beni bekleyen kitapça’ya çıktım. orda bambaşka biri ile daha tanıştım. çok kısa bir süre önce aramızdan ayrılan ve bu kitabı dilimize çevirmiş olan kamuran şipal ki benim için o da bir kafka’dır. kitapları karıştırmaya başladım ve bütün kitapları tek tek inceledim. sonra eve gittim ve okumaya başladım.

işte o okumaya başladığım kitaplardan biri dava idi. dava, ortada belirsiz bir suç varken hatta belki de bir suç bile yokken yargılama ve cezayı anlatan bir kitaptı. jozef k. o kadar emindir ki bir suç işlediğine yargılanmak ve ceza almak için can atmaktadır. büyüleyici bir yapıt olduğuna emin olarak bitirdim kitabı ama içimde bir kurt vardı, muhtemel bir kitap kurdu. bu hikayenin altında başka bir hikaye olabileceğini düşünüp araştırmaya başladım. ve haklı çıktım.

kafka nişanlısıyla mektuplaşırken bir yandan da nişanlısının en yakın arkadaşı ile mektuplaşmaktadır. yani benim azizim o kadar da aziz değildir. bir gün odasını kapısı çalınır ve içeri nişanlısı ve nişanlısını en yakın arkadaşı birlikte girerler. kafka suçun farkındadır ve cezayı bekler. ceza nişan yüzüğünün atılmasıdır. belki kafka’nın bu hikayeyi yeniden anlattığını bilirseniz kitabı daha büyük bir keyifle okursunuz.
devamını gör...
ruhsal bunalımları anlatan çok güzel bir kitap her okuyan farklı bir anlam çıkarılabilir ama dönüşüm kitabıyla aynı doğrultuda oldugunu düşündüğüm üzerine oturup konuşmak isteyeceğimiz kaliteli eser
devamını gör...
- bu veya başka kitaplardan spoiler icerebilir-
her yazarın anlatmaya çalıştığı bir hikayesi var bence ve kafka'nın da hikayesi olgular karşısında insanın geçirdiği dönüşüm. gregor samsa ile josef k bu anlamıyla benzesiyor. ikisi de toplum tarafından kuşatılmış hissiyle bir dönüşüme zorlanıyor. fakat benim asıl yazma nedenim bu anolojiyi kurmak değil.

bana göre ortada ne bir dava var, ne de bir sanık. yani kafka ne hukuk sistemiyle ilgili bir eleştiri getirme derdinde, ne de bürokrasi umurunda. kafka'nın ilgilendiği şeyin bireyin toplumla yabancılaşması olduğunu düşünüyorum. josef k sanık olduğunu öğrendikten sonra, yavaş yavas tüm toplumla yabancılaştığını herkesin bir dava için yaşadığını, herkesin yargıç ve aynı zamanda herkesin sanık olduğunu, diğer yandan tüm toplumun aslında mahkemeye çalıştığını ve şuana kadar k'nın bu distopyanın dışında olduğunu farketmesiyle toplumla ciddi bir yabancılaşma içinde olduğunu farkediyor. k sonuna kadar, neden dava edildiğini degil, gerçekten toplumun kendisini arıyor ve her hamlesi hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor.

çehov'un altıncı koğuşunda, doktor hasta ile kurduğu ilişkide, bir noktadan sonra asıl hastanın ve hastalığın ne olduğunu sorgulamaya başlar. tüm toplum tarafından deli olduğu için içeri tıkılan bir adam, tüm toplumun toplamından daha akıllı olabileceğini düşünürek, hem toplumdan yabancılaşır, hem de toplum tarafından "deli" olduğu düşünülerek o da koğuşa kapatılır. aslında her şey, doktorun yabancılaştığın farketmesdir.

josef'in kitabın sonunda konuştuğu rahip ile karamazov kardeşler de, ivan'ın zihinsel olarak isa'yla konuşturduğu rahip aynı kişi midir, bilemiyorum. fakat, orada josef'in yargılanması da isa mantığında olabilir. çünkü incil'de toplum tarafından mahkum edilen, çarmıha gerilmek üzere götürülürken isa tanrıya şöyle seslenir "bilmiyorlar, onları cezalandırma". rahibin ettiği yuvarlak laflar, tüm insanlığın aslında sanık olduğunu ve belki de tanrı da dahil olmak üzere kimin, neden ve niçin yargılandığını bilmediği dipsiz bir kuyu olabilir.

kafka alttan alta bir hristiyanlık eleştiriside mi yapıyor, bilemiyorum. josek k üzerinden hala tüm insanlığın bir dava nedeniyle yargılanıyor olması, isa'nın tüm insanlığın günahını üstlenerek acı çekerek ölüp dirilmesiyle, çelişiyor.

ileride tekrar okumak kaydıyla şimdilik bitireyim.
devamını gör...
hukuk sisteminde ki çöküşü, çürümeyi ironik bir dille kaleme alınması.
göz altına alınması, yargılanması, avukat tutması, bir kadın ile olan çarpık diyalog, son olarak cezanın infaz edilmesi.
genel olarak ütopik bir dünyadan bahsediyor gibi geliyor insana, bu nedenle de insanın inanası gelmiyor. ancak 1984 romanı kadar ütopik veya distopik (sanırım ütopik ve distopik farklı anlamları var, bir yerde okumuştum ama şu an hatırlamıyorum) bir roman.
hukuk, insan hakları gibi konular ilgi çekiyor ise okunması gereken kitaplar arasında yer alır diye düşünüyorum;
》suç ve ceza,
》sefiller,
》monte kristo kontu,
》dava,
》bülbülü öldürmek.
bu kitaplar çok farklı yazarlara ait ancak her biri başyapıt niteliğinde olan kitaplar; önerilir.
devamını gör...
okurken sonuca ne zaman varılacağı merak uyandıran kitap.
kitap banka memuru josef k.-baş karekter- için sıradan geçen günlerden birinde gelen tutuklama emri ile başlıyor. tutuklama tam bir tutuklama değil, devamında götürülen mahkeme mahkeme gibi değil. sanki bir tiyatroyu izlemeye gelmiş topluluk var gibi.
mahkemeyle ne ilgisi var denilen türden insanlar. ciddiye alınması gereken ama ciddiyeti sağlamayan bir mahkeme bakılınca. zaten diğer mahkemelerden ayrı tutuluyor. bulunduğu yer de kötü. dışı da içi de baştan savurma gibi. diğer konu- merak uyandıran kısım- suçun ne olduğu. hiçbir şekilde hangi suçtan yargılandığı, yargılanacağı söylenmiyor baş karektere. suçunu itiraf etmesi, kabul etmesi dahi söyleniyor ama bilgi verme konusuna gelince kapı duvar. çok rahat olan karekter ilk başlarda bu tavrını korumaya, mahkeme durumunun yalan yanlış olduğuna dair düşünceleri sürdürmeye devam ediyor. daha sonrasındaysa hiç düşünmediği bu mahkemeyi hayatının odak noktası haline getirmeye başlıyor. olaylar o kadar garip ki sıkıcı tarafları oluyor gibi ama sonra bir sonuca bağlanacak umuduyla kitap merak uyandırmaya devam ediyor. bakıldığında sanki herkes mahkeme bilincinde, bu davaların hakkında az çok fikir sahibi gibi. karekter ise davası olunca bu mahkemelerden haberi oluyor. üstü kapalı ifadelerle herkes suçlu olduğunu, yardım edebileceğini, ne yapması gerektiğini anlatıp duruyor. herkes mahkemeye ait cümlesi ile doğrulanıyor. yani çok insanla denk geliyor karekter. avukat, ressam, mahkemede bürosu olan avukatlar, danışma, salonu temizleyen kadın, avukatın yardımcısı, mağdur olan insanlar, mahkeme papazı gibi gibi. kendi avukatını*da zaten davayı iyi yürütmediğinden sonlara doğru bırakmasını dile getiriyor. sondan bir önceki bölümse biraz daha her şeyi toplar vaziyette. başlarda hukuk devletinde yaşadığına sağlam inancı olan karekterin sitemleri, eleştirileri görülen kitap. bu haksız düzene ayak uyduranları ve başkaldırısını sonuçlandırmak isterken hüzün sona ulaşan karekterin davası. bizleri de düşündüren dava. tekrar tekrar okunup, etkisi çok olacak-anlamaya gayret gösterilirse-bir kitap.
devamını gör...
franz kafka eseri.okurken yer yer daralıp yarıda bırakmayı düşündüğüm,fakat olayları çok kapatarak anlattığı için merak uyandıran bir roman.devlet kurumlarının,toplumun ne kadar bozuk bir düzende olduğunu ve ahlaksızlığın nasıl hızla yayıldığını anlatıyor.
devamını gör...
franz kafka'nın ünlü eseri "dava", yazarın en önemli eserlerinden biridir ve modern edebiyatın en etkileyici eserleri arasında yer almaktadır. kafka'nın bu romanı, insanın güçsüzlüğü ve adaletsizliği ile baş etme mücadelesini anlatmaktadır.

"dava", romanın kahramanı josef k.'nın beklenmedik bir anda tutuklanmasıyla başlar. josef k., neye karşı suçlandığını bilmediği ve kiminle yüzleştiğini anlamadığı bir dava süreciyle karşı karşıyadır. kitap boyunca, josef k.'nın dava süreci anlatılırken, kafka okuyucusunu insanın varoluşsal endişeleri ve adalet arayışları üzerine düşünmeye sevk eder.

romanın en etkileyici özelliklerinden biri, kafka'nın gerçeküstü anlatım tarzıdır. yazar, okuyucuyu gerçek ve hayal dünyası arasında kaybolan bir düşünce dünyasına sürükler. romanın kahramanı josef k. ise, kendisini hapsetmiş olan sistem karşısında adeta güçsüzlük içinde kıvranır. josef k.'nın bu güçsüzlüğü, kafka'nın insanın varoluşsal sorgulamaları üzerindeki vurgusunu daha da belirginleştirir.

kafka'nın "dava" romanı, insanın güçsüzlüğü ve adaletsizliği ile mücadele etme çabasını vurgular. romanın sonunda ise, okuyucu kendini, insanın adalet arayışının hiçbir zaman sona ermeyeceği gerçeğiyle karşı karşıya bulur. bu, kafka'nın kitabının en büyük mesajlarından biridir.

"dava", kafka'nın modern edebiyatın en özgün eserleri arasında yer alan bir romanıdır. yazarın karanlık ve acımasız anlatım tarzı, okuyucuyu etkileyici bir şekilde insanın varoluşsal sorgulamaları ve adalet arayışları üzerine düşünmeye sevk eder. kafka'nın "dava" romanı, insanın hayatta karşılaştığı zorluklar ve adalet arayışları üzerine düşünen herkes için önemli bir okuma deneyimi sunar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"dava (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim