1.
(bkz: seven)
(bkz: fight club)
(bkz: the curious case of benjamin button)
gibi şaheser filmlerin yönetmeni.
(bkz: fight club)
(bkz: the curious case of benjamin button)
gibi şaheser filmlerin yönetmeni.
devamını gör...
2.
epeydir takip ettiğim ve sevdiğim yönetmenler arasında üst sıraları zorlayan yönetmendir kendisi. neredeyse tüm filmlerini de izlemiş ve birkaç filminin profesyonel kişilerce yapılan analizine katılmış biri olarak kenara aldığım notlardan, çıkarımlarından bir entry bırakmak istedim.
psikanalitik tahlilleri karakterlerin mekânla ilişkisini kurgularken yansıtıyor. bir psikiyatrist bunu araştırmayla yazıyla ifade ederken, bir edebiyatçı romanıyla yansıtırken o daha çok sahneyle aktarıyor; insanın mekânla olan ve görmemize izin verdiği iletişimi, duruşu ‘’olay örgüsü’’ ardında okuyoruz. senaryo ve olaydan çok arka plan zihni etkisi altına alıyor diyebiliriz. senaryo çok yardımcı bir şey, üst örtü izlenimi oluşturuyor bende.
sinema biraz da bu sebeple ilgimi çok çekiyor; kurgusal mekânlar dahi kişide devamını zihinde tamamlama içgüdüsü yaratıyor. bir odayı ya da sadece girişini gördüğümüz yapının tamamını zihnimde yaratmaya çalışırım hep. ama bu yönetmen yarattığı buhran ve alt metinlerle mekânı zihnimde istediğim şekilde yaratmama oluşturduğu teknikle izin vermiyor, şahsen bağlayıcı ve bir yönden sinir bozucu kısmı da bu oluyor. katıldığım analizlerden önce tekniğin bu kadar etkili olduğunun farkında değildim…
gölgeler, karanlık sahneler, yapay ışık vs. gibi tüm teknikler aslında insan doğasına, psikanalizde bahsedilen hayvansal içgüdüye eleştiri gibi de yorumlanabilir. yönetmen insanları "sapık" olarak tanımlıyor; insanın gerçekten görmek istemediğimiz karanlık bir tarafının olduğunu, yansıttığı enerjinin bile yapay olduğunu tekniğiyle ifade ediyor. yani bunun tamamıyla amacı olduğuna, hiçbir rastlantısallık barındırmadığına eminim. örneğin ejderha dövmeli kız milenyum üçlemesinden aktarılan bir film ve kitapları okurken de tamamen karanlık psikolojik haller içinde hissediyorsunuz. filmde de tamamıyla bu baskı artık izleyici rahatsız edecek derecede yaşanıyor. film bitiminde daraldığımı anımsıyorum. insanı konfor alanından çıkarmak gibi bir derdi olduğuna eminim sanatını da bu yönde kurguluyor.
velhasıl kelam sevenlerinin bir de psikolojik ve mekansal açıdan tekniğini farkederek izlemesini tavsiye ettiğim, kitlelerin favorisi olan filmlerin yönetmeni.
psikanalitik tahlilleri karakterlerin mekânla ilişkisini kurgularken yansıtıyor. bir psikiyatrist bunu araştırmayla yazıyla ifade ederken, bir edebiyatçı romanıyla yansıtırken o daha çok sahneyle aktarıyor; insanın mekânla olan ve görmemize izin verdiği iletişimi, duruşu ‘’olay örgüsü’’ ardında okuyoruz. senaryo ve olaydan çok arka plan zihni etkisi altına alıyor diyebiliriz. senaryo çok yardımcı bir şey, üst örtü izlenimi oluşturuyor bende.
sinema biraz da bu sebeple ilgimi çok çekiyor; kurgusal mekânlar dahi kişide devamını zihinde tamamlama içgüdüsü yaratıyor. bir odayı ya da sadece girişini gördüğümüz yapının tamamını zihnimde yaratmaya çalışırım hep. ama bu yönetmen yarattığı buhran ve alt metinlerle mekânı zihnimde istediğim şekilde yaratmama oluşturduğu teknikle izin vermiyor, şahsen bağlayıcı ve bir yönden sinir bozucu kısmı da bu oluyor. katıldığım analizlerden önce tekniğin bu kadar etkili olduğunun farkında değildim…
gölgeler, karanlık sahneler, yapay ışık vs. gibi tüm teknikler aslında insan doğasına, psikanalizde bahsedilen hayvansal içgüdüye eleştiri gibi de yorumlanabilir. yönetmen insanları "sapık" olarak tanımlıyor; insanın gerçekten görmek istemediğimiz karanlık bir tarafının olduğunu, yansıttığı enerjinin bile yapay olduğunu tekniğiyle ifade ediyor. yani bunun tamamıyla amacı olduğuna, hiçbir rastlantısallık barındırmadığına eminim. örneğin ejderha dövmeli kız milenyum üçlemesinden aktarılan bir film ve kitapları okurken de tamamen karanlık psikolojik haller içinde hissediyorsunuz. filmde de tamamıyla bu baskı artık izleyici rahatsız edecek derecede yaşanıyor. film bitiminde daraldığımı anımsıyorum. insanı konfor alanından çıkarmak gibi bir derdi olduğuna eminim sanatını da bu yönde kurguluyor.
velhasıl kelam sevenlerinin bir de psikolojik ve mekansal açıdan tekniğini farkederek izlemesini tavsiye ettiğim, kitlelerin favorisi olan filmlerin yönetmeni.
devamını gör...
3.
çok bahsedilmemiş ama the social network gibi aşırı tatlı bir filmin de yönetmenidir kendisi.zamanında creepli fragmanı bile beni büyülemişti veya küçük olduğumdan zuckerberg'ün hikayesi de sarmış olabilir.ama şu film tadında bir steve jobs biyografisi çekilemedi bu zamana kadar.bu da fincher'ın başarısı oluyor galiba.
devamını gör...
4.
yeni yetme zamanlarını biliriz, madonna videolarından.
madonna'nın express yourself, oh father, vogue, bad girl videolarının yönetmenidir.
madonna'nın express yourself, oh father, vogue, bad girl videolarının yönetmenidir.
devamını gör...
5.
başlıkta geçen filmlerini izledim ve bunların dışında oyun isimli filmini tavsiye ederim.
her şeyi olan birine doğum gününde ne alırdınız temalı bir film.
her şeyi olan birine doğum gününde ne alırdınız temalı bir film.
devamını gör...
6.
zodiac gibi gölgede kalmaması gereken bir filme imza atmış başarılı yönetmen.
devamını gör...
7.
aşağıdaki filmler varken zodiac'ın esamesi okunmaması gerekir.
(bkz: gone girl)
(bkz: seven)
(bkz: the game)
(bkz: fight club)
(bkz: the curious case of benjamin button)
aslında kendisi klip yönetmenidir. sinema sektörüne sonradan giriş yapmıştır. örnek olarak da çok sevdiğimiz a perfect circle klibini bırakalım buraya.
(bkz: gone girl)
(bkz: seven)
(bkz: the game)
(bkz: fight club)
(bkz: the curious case of benjamin button)
aslında kendisi klip yönetmenidir. sinema sektörüne sonradan giriş yapmıştır. örnek olarak da çok sevdiğimiz a perfect circle klibini bırakalım buraya.
devamını gör...
8.
iyi işler cıkartan yonetmen. yollarımız sık sık kesisiyor.
izlediklerim:
-seven (1995),
-the game (1997)
-fight club (1999)
-benjamin button'ın tuhaf hikayesi (2008)
-the social network (2010)
-ejderha dövmeli kız (2011)
-love, death & robots (2019-...)
izlediklerim:
-seven (1995),
-the game (1997)
-fight club (1999)
-benjamin button'ın tuhaf hikayesi (2008)
-the social network (2010)
-ejderha dövmeli kız (2011)
-love, death & robots (2019-...)
devamını gör...
"david fincher" ile benzer başlıklar
david lynch
48
david bowie
29