derdini marko paşaya anlat

osmanlı zamanında bir hekimdir kendileri. rum asıllıdır. hastalık haricinde ise dertlenen kimselerin derdini dinler. ama bir çözüm bulmadığı halde, dinlediği için yanından ayrılan kimse rahatlar gider.

t; bir deyim.

olsa da dertleşsem.

marco paşa bee, senden bahsediyorlar...

marko paşa işi hekimlik olan, insanları uzun uzadıya dinleyip çözüm bulamamasıyla ünlüdür.

içinden çıkılamıyacak konularda bu deyim kullanılır, insanları baştan savma taktiği.

"git derdini marko paşaya anlat"

annem çok kullanır, hayret, burada görünce şaşırdım. gerçek bir kişi olması da cabası

gerçek adı ile marko apostolidis, askeri tıp okulunu bitirdikten sonra 1861 yılında sultan abdülaziz'in bizzat doktoru olmuş, daha sonra paşalığa yükselmiş ve 10 sene boyunca paşalık görevini icra etmiştir. abdülhamit zamanında ise ayan meclisinde ciddi bir mevki sahibi olmuştur. (günümüzün senatörü olarak kabul edilebilir)

"derdini marko paşaya anlat." deyiminin ortaya çıkışı ise şu rivayete dayanır:
marko paşa, her sorunu çözümleyecekmiş gibi gözükmesine rağmen, karşıdaki kişi derdini anlatırken hiçbir şey yapmadan sabırla dinlermiş. karşısındaki kişinin anlatacakları bittiğinde ise "anladım, anladım ama ne?" diye sorarmış.

karşısındaki kişi bu sefer farklı detaylar ile derdini anlatır, marko paşa ise tekrar sorusunu sorarmış. "anladım, anladım ama ne?"

karşıdaki kişi pes edene kadar böyle devam edermiş. nihayet bu döngü sona erdiğinde, derdinden yakınan kişi içini dökmenin yaşattığı rahatlığa kavuşurmuş.

ayrıca marko paşa, dönemin ilerici öğrencilerini abdülhamit'in zorba yönetimine karşı bu yaptıkları ile korumuştur. şöyle ki, sözde "vurdum duymaz" davranışlarıyla abdülhamit'in suyuna gider gibi gözüküp, bulunduğu makamda kalmanın yolunu bulmuş ve böylece devrimci öğrencilere gelecek olası zararları engellemiştir.