dersim olayları

yakın tarihin en utanç verici katliamı olarak kayıtlara geçmiştir. onlarca çocuk, yaşlı, genç demeden insanlar katledilmiştir.

bugün kendilerini komünist addeden dersimci tayfa bilmez ki dönemin bütün komünist aydınları dersim isyanı'nı gerici ve feodal bir isyan olarak görmüş ve türkiye cumhuriyeti'ni haklı bulmuştur.

katliam değil bölücü ve gerici bir isyanın bastırılmasıdır.

bir daha dünyada hiç bir halkın yaşamaması için bütün tedbirlerin alınması gereken, tarihteki katliamların en vahşilerindendir. ayıptır, zulümdür, cinayettir. lakin seyit rıza'nın dar ağacına giderken ki sözleri umut adına insanı ve devrimi güçle doldurmaktadır.

''ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.''

bugün faşistlerin hileleriyle de baş eden herkese bin selam.

bu konuyu 100 yerde gördüm, 100 yerde bir tane aklı selim baştan sona detayını bilip yazacak şahıs çıkmadı.
aynı durum burası içinde geçerlidir bir angut başlık açar amaçsızca 50 dana altta kör dövüşe kalkar birbirine düşman eder, uyandığın birisi bir yerden çalma copy/pastel eder kendini aydın sanar.
bir kişi de bu olayın detayını, altını sütünü sağını solunu merak edip *lan ne olmuş bir öğreneyim* demez.
az biraz sraştırsanız böyle saçma başlık ile birlikte anlaşılmaz tanımlar yerine, belki o günkü şartların olaylar üzerinde bilgi kadarız.
yazık yazık...

dersim neresi ben öyle bir yer bilmiyorum.

dersim tuncelinin önceki adıdır,sayın atatürk tarafından değiştirilmiştir.dersim diye bir yer yok deyip ayak yapmanın bir anlami yok.
askercilik oynayan bir millet olduk,buranin adi değişti ,artik eski adı kullanılmayacak,emredersiniz komutanim.

şerefsizliğin belgesi, şuna içi acımayan insan değildir.. bariz soykırım!

birincisi artık dersim değil, dersim türk hava kuvvetleri tarafından haritadan silinmiştir.

ikincisi katliam diye zırlayanlara bilgi otağı kanalı videosunda çok güzel cevap vermiştir.

katliamı tetikleyen dinamikleri iyi araştırmak gerekiyor bu yörede çıkan ikinci isyan devletin elebaşlarını cezalarandıracağı yerde topyekun kökünü kazımaya çalıştığı çalıştıkça insanlıktan çıktığı bölge sonrasında yaşananlarda cabası sürgün ve asimilasyon politikaları bugün katliamı yaşayan insanların torunlarına bakılınca asimilasyon başarılı olmuş gibi görünüyor allah bir daha yaşatmasın çok zor zamanlardı

bakıniz vikipedi ne yazmış

yapılan harekât başarılı olmayınca, askerler bölgeye girmeyi başaramadı. 13 eylül 1937'de anlaşmaya çağrılan seyit rıza tutuklandı. askerî harekâttan sonra yapılan yargılama 15 kasım 1937'de sona erdi. 11 kişi idama mahkûm oldu, fakat yaşların geçkin olmalarından dolayı içlerinden dördü hakkında idam cezası 30 sene ağır hapse tahvil edildi.[29]

her katliam gibi insanlığın bittiği yeri tarif eder.

atatürk'e şerefsiz iması yapacak kadar türk düşmanı olan sözde kimselerin bir şeyler karaladığı başlık.

2 defa karakol basıp birinde 56 diğerinde 33 asker şehit edeceksiniz ve sonra üstünüze gül atılmasını bekleyeceksiniz. devlet içinde devlet olmayı talep ederken, bir de iltimas bekleyeceksiniz. yok öyle yağma, öyle olursanız itlaf edilirsiniz.

nuri dersimi denilen eleman eli ile seyit rıza tarafından ingizlere yardım talebi ile yazılan mektup mevcut araştıran okur. kısaca şöyle diyor :



geçelim, bu dinci özgürlükçü tayfa ise ne ne hikmetse soluğu hep ingizler ile alıyor. türk'ün tunç elinin teröristlere anladığı dilden konuştuğu bir harekâttır.
başbuğ atatürk ve sabiha gökçen'in ruhları şad olsun.

1937-1938 yılları sırasında, sözde silahlanan birkaç aşiret bahane edilerek on binlerce insanın öldürüldüğü katliam. öldürülen insanların kafalarını oyun oynamışlar gibi poz veren, birçok kadın, erkek ve çocukları kurşuna dizerek can vermelerine sebep olmuştur. annem anlatırdı, anneannem o zamanlarda küçük bir çocukmuş. onu ve ailesini fırınlara yakmak için koymuşlar. öyle bir katliam işte...

önce katliam değildir diyenler için katliam nedir bir tanımını yapalım.

"katliam, kendini savunma imkânı bulunmayan çok sayıda insanın acımasızca öldürülmesi eylemidir. katliamlar uygar toplumlar tarafından hoşgörüyle karşılanmasa da, katliamı yapan kişi veya kişiler genellikle yaptıkları katliamların haklı nedenlere dayandığı düşüncesindedirler."

bunun devlet eliyle yapılmış olması, haklı sebepleri olması iddiası, isyan bastırma. sebep ne olursa olsun, kaynaklarda sayı değişmekle birlikte 13 bin kişinin öldüğü, bir o kadarının da sürgüne gönderildiği bir olaya katliam değil demek aymazlıktır.

devlet kendisine karşı çıkanı cezalandırır. bugün de böyledir. gerekli olduğu için yapılmıştır ama gerektiği şekilde yapılmamıştır.

"asiler bir köprü yakarak isyan başlattılar.
ben de yaktığım bu sigara ile bitiriyorum."

sen jandarma gibi devriye gezeceksin, silahlı milisler oluşturup karakol basacaksın, halkı canından bezdireceksin, tüm iletişim yollarını kapayacaksın, sonra da soykırım diye bağıracaksın. moda oldu bu da.

edit 2: buraya dilim döndüğünce yazayım.

dostlar, aslını soracak olursanız, doğu sorunu yüzlerce yıllık bir mevzu. buralarda hemen hemen hiçbir devlet otorite kuramıyor. hatta osmanlı zamanı buralarda toprak ve vergi düzeni bile bir türlü sağlanamıyor. yani buralar sorunlu yerler. halk, ağa ve sermaye sahiplerinden çok çekmiş. 1925 isyanı sonrası devlet, ilk defa halk tarafından bir kurtarıcı olarak görülüyor. lakin o sırada gerçekleşen bazı olaylardan ötürü gerekli sosyal reformlar buralarda sağlanamıyor. aynı zamanda devlet düzeni için gerekli şeyleri de buraya getiremiyor. mesela, şeyh ve ağalardan bağımsız, işini yapan memurlar... adamlar bıktırıp gönderiyorlar, baskı ve işkenceyle kaçırıyorlar.

aslında bu isyan da bu durumun bir sonucu. kendini bir sik sanan şeyh ve ağalar, devlet otoritesinin fluluğundan faydalanıp kendi keyiflerine göre iş yapmaya çalışıyorlar. bunu gören devlet, engel olmaya çalışınca da gidip devletin gözü kulağı olan insanları katlediyorlar.

iç ve dış siyasette kızmış bir devlet var. oldukça sıcak zamanlar. şiddetle isyanın üzerine gidiliyor ve isyancılar cezalandırılıyor. olay bundan ibaret.

o dönem orduda görev yapan hemen hemen tüm subaylar, belli bir geçmişe sahip insanlar. emin olun hiçbiri gidip, mevcudiyetinin minnettarlığını taşıdığı halka kurşun sıkmaz. istihbarat sorunu olur, farklı şeyler olur. insanlar ölür. hep ölüyordu.

iktidar yalayan biri değilim, gerçekleri konuşuyorum.

dersim olayları değildir. hele ki dersim isyanı diye bir olay bile yoktur. büyük harflerle dersim katliamı vardır.

artık sansürcülük ve hakikat inkârcılığının baya kakasını çıkartan sözlük yönetimi de biliyor bunu. burada solcuların, muhaliflerin ekmeğini yiyorlar. sonra da ödleri kopuyor iktidardan.

siz bu kafayla giderseniz seçime, çıkmaz yılın ekiminde yenersiniz akp yi bana ne.

ağalık düzeninin,feodal yapının devam etmesi için ayaklanma çıkaran seyit rıza ve beraberindeki ayak takımının, şanlı türk devleti tarafından aslanlar gibi imha edilmesi durumu. katliam olarak anılır.
bu olaya katliam demek vicdan katliamıdır!!!

devletin tüm kılcal damarlarına sızan ve derin devlet olarak bilinen örgütün devletin resmi üniforması ile masum insanları katletmesine sözde demek aynı örgütün ileride planlaması muhtemel katliamlarını bugünden kutsamak demektir. ayrıca türk askeri asla bir masuma silah doğrultacak kadar namussuz ve şerefsiz değildir. devletin tüm gücünü arkasına alarak sırtında devletin üniforması ile gerçekleştirilen bu tür operasyonlara şakşakçılık yapanlar var oldukça bu adamların değirmeni dönmeye devam edecek. bu yüzden eğitim şart.

malum kesimlerin* hakkında söylediklerine inanılmayan olaydır. o halde zamanın askerlerinin söylediklerine inanın diye video bırakayım;
bölgede yaşanan katliamdan kurtulanlar sürgüne zorlanmıştır. binlerce kürt kızı ailelerinin elinden kaçırılmış. bu durum dersim’in kayıp kızları olarak nitelendirilmiştir. o kızlardan biri daha sonra kenan evren’e eş olacaktı. bölgenin insansızlaştırılması başarıya ulaşmış, bugün bile katliam sebebiyle ülkenin en az nüfusa sahip şehirlerin başında gelmektedir. seyit rıza’nın reşit bile olmayan oğlunun ölümünü görmemek için önce kendisinin asılması talebi yerine getirilmemiş, seyit rıza oğlunun idamını izlemeye zorlanmıştır. sadece bu olay bile katliamcıların insani değerleri nasıl yok saydığının güzel bir göstergesidir.

arsızın kı*ına kazık çakmışlar , bu ses nereden geliyor demiş.

feodal düzeni devam ettirmek isteyip yeni kurulan genç türkiye cumhuriyeti devletini yıkmak için isyan çıkaranların itlaf edilmesi durumu.
sen gidip karakol basacaksın asker şehit edeceksin ortalığı yakıp yıkıp bir baskın daha verip yine ayni harekete devam edeceksin bir de üstüne tebrik bekleyeceksin! ne güzel dünya be.

en garip nokta şudur ki; bu isyancıların günümüzde yaşayan sözde savunucuları, kurulan devlette onlara insanca eşit haklar verip medeni yaşam sunan bir lidere küfür edip, köyünde iki eşi bilmem kaç tane çocuğu ile ağa-maraba ilişkisini normal gören bir bölücüye methiyeler düzerler.
memleketinde durmayıp türk'ün kurduğu devlette büyük şehirlerde dilediğince yaşayıp, kendilerine resmen getto kurarlar, her türlü rezilliği yaparlar, bir de bu ülkeyi beğenmezler, sol veya sosyalizm ayağına eşit haklardan bahsederler ama insanlıktan nasip almamış ağa düzenine de övgü düzerler, köyünde kalsa ağanın marabası olup hak , hukuk , özgürlük kelimelerini rüyalarında görecek sözüm ona erkekler veya bir ağanın veya şeyhin bilmem kaçıncı karısı olup düzine şeklinde çocuk yapıp kuma sırası bekleyecek kadınlar söz bu konu olduğunda atatürk'e etmedik hakaret bırakmazlar. bunların kapasitesi bu kadar.
lafın tamamı aptala anlatılır derler ya , devleti bölmek isteyen her türlü unsur yok edilmeye mahkumdur, bu saatten sonra da aynen bu şekilde olacaktır.