dil bilmeyenlerin üniversitede hoca yapılması rezalet
başlık "100 numaralı adam" tarafından 23.01.2021 11:32 tarihinde açılmıştır.
1.
yükseköğretim kurulu'nun (yök) doçentlikte dil barajının yükseltilmesi için akademisyenlere yaptığı anket'le ilgili görüşlerini belirten prof. dr. ilber ortaylı'nın sözleri. katılıyor muyum? hem de sonuna kadar. çünkü üniversitelerimizin içler acısı hali ortada.
--- alıntı ---
prof. dr. ilber ortaylı, lisan konusunda hiç kimsenin hiçbir mazeretinin kabul edilmemesi gerektiği görüşünde.
"gramer yapısı türkçe'ye benzeyen diller var. latince bunlardan biri. önce latince'yi öğrenip diğer batı dillerini öğrenmek daha kolay. sonuçta bu dili öğrenmek zorundasın" diyen prof. ortaylı şunları söyledi:
"abd'de ya da ingiltere'de ingilizce'den başka dil bilmeyen akademisyen de cahil kabul edilir ve çok ayıplanır. dil bilmeyenin üniversitede hoca yapılması rezalet, çok ayıp. anadolulu akademisyenler neden barajı geçemesin? neden muhafazakar muhafazakarı engellesin ki her yer muhafazakar dolu zaten. solcuların bu işi çok iyi bildiğini nereden çıkarıyorsunuz."
"öğrenmemek için devamlı mazeret üretiliyor"
dil imtihanlarının da yanlış bir yöntemle yapıldığını kaydeden ortaylı, "önüne bir metni koyarsın 'çevir' dersin. eskiden doçentlikte türkçeden yabancı dile çeviri yaptırıldı. doktorada ise yabancı dilden türkçe'ye çevrilmesi istenirdi. bunun başka yolu yok" dedi.
"muhafazakar tarihçi osmanlıca bilmiyor"
tarih doçentliklerinde eskiden osmanlıcanın da zorunlu olduğuna değinen ortaylı, "adam tarihe girmiş, muhafazakar. ama osmanlıca bilmiyor. imtihan edecek adam kalmadığı için bu zorunluluğu ortadan kaldırdılar" ifadelerini kullandı.
bunun dünya genelinde bir sorun olduğuna değinen ortaylı, roma tarihi kongrelerinin açılış ve kapanış konuşmalarının latince olması gerektiğini belirterek, "ama konuşacak adam bulunamıyordu. doğu almanya'da gelen ünlü bir roma tarihçisi, johannes ırmscher yapardı konuşmaları. bu, umumi bir çöküntüdür."
--- alıntı ---
kaynak: www.memurlar.net/haber/9505...
--- alıntı ---
prof. dr. ilber ortaylı, lisan konusunda hiç kimsenin hiçbir mazeretinin kabul edilmemesi gerektiği görüşünde.
"gramer yapısı türkçe'ye benzeyen diller var. latince bunlardan biri. önce latince'yi öğrenip diğer batı dillerini öğrenmek daha kolay. sonuçta bu dili öğrenmek zorundasın" diyen prof. ortaylı şunları söyledi:
"abd'de ya da ingiltere'de ingilizce'den başka dil bilmeyen akademisyen de cahil kabul edilir ve çok ayıplanır. dil bilmeyenin üniversitede hoca yapılması rezalet, çok ayıp. anadolulu akademisyenler neden barajı geçemesin? neden muhafazakar muhafazakarı engellesin ki her yer muhafazakar dolu zaten. solcuların bu işi çok iyi bildiğini nereden çıkarıyorsunuz."
"öğrenmemek için devamlı mazeret üretiliyor"
dil imtihanlarının da yanlış bir yöntemle yapıldığını kaydeden ortaylı, "önüne bir metni koyarsın 'çevir' dersin. eskiden doçentlikte türkçeden yabancı dile çeviri yaptırıldı. doktorada ise yabancı dilden türkçe'ye çevrilmesi istenirdi. bunun başka yolu yok" dedi.
"muhafazakar tarihçi osmanlıca bilmiyor"
tarih doçentliklerinde eskiden osmanlıcanın da zorunlu olduğuna değinen ortaylı, "adam tarihe girmiş, muhafazakar. ama osmanlıca bilmiyor. imtihan edecek adam kalmadığı için bu zorunluluğu ortadan kaldırdılar" ifadelerini kullandı.
bunun dünya genelinde bir sorun olduğuna değinen ortaylı, roma tarihi kongrelerinin açılış ve kapanış konuşmalarının latince olması gerektiğini belirterek, "ama konuşacak adam bulunamıyordu. doğu almanya'da gelen ünlü bir roma tarihçisi, johannes ırmscher yapardı konuşmaları. bu, umumi bir çöküntüdür."
--- alıntı ---
kaynak: www.memurlar.net/haber/9505...
devamını gör...
2.
ilber ortaylı çok doğru noktalara değinmiş, sadece ingilizce bilmeleri yetmez ama ülkemizde ingilizce bilen hoca bulmak zor. ayrıca, sınav yöntemlerinin yanlış olduğunu da belirtmiş. bence bu da doğru, çünkü çeviri ile yapılan sınavlarda hocanın gramer ve genel kültürünü de ölçebilirsin. kısacası baştan aşağı yanlış bir sistem var ve bu sistem açıklarını torpiller ile kapatmaya çalışan bir güruh var.
devamını gör...
3.
akademinin içi boşaltıldı zaten. liyakat yerine ne yazık ki sadakat var...
devamını gör...
4.
deveye sordukları bir soru var ya o soruyu sormak istediğim başlıktır ama devenin de cevabı belli: nerem doğru ki?
devamını gör...
5.
yök anketindeki temel sorunun dil bilmekle ilgili değil, dilin ölçülmesi yani dil puanı ile ilgili olduğunun farkına varamamış hoca beyanı.
yök’ün derdi hiçbir zaman dil olmadı, dil puanıyla derdi vardı. bu derdin kaynağı da siyasal kimliklerle akademide mevki edinecek olan kişilerin sayısına göre dil puanıyla oynanmasından kaynaklanıyordu. bu nedenle üds’nin yanına yökdil sınavı icad edildi. doçentlik için dil puanı 65’ten 55’e düşürüldü. şimdi ise unvan alması gerekenler unvanlarını aldıkları ve gereken mevkilere yerleştikleri için yök, yeniden dil puanını yükseltmeye çalışıyor. yani sorun türkiye’deki her kurumda olduğu gibi yine politik.
yök’ün gerçekten dil bilmekle ilgili derdi olsaydı; dil kriterini, üds ve yökdil gibi puanı ömür boyu geçerli olan ve hiçbir uluslararası niteliği bulunmayan kutucuk doldurmalı sınavlar üzerinden belirlemezdi. illaki bir puan kriteriyle değerlendirmek istiyorsa toefl ve ielts gibi uluslararası geçerliliği olan ve yenilenmesi gereken sınavları şart koşardı. ama yök’teki karar alıcılar, gayet iyi biliyorlar ki kriter olarak toefl gibi sınavları şart koşsalar, kendileri de dahil, türkiye’de doçent ve profesör yapacak insan bulmakta zorlanırlar.
yök’ün derdi hiçbir zaman dil olmadı, dil puanıyla derdi vardı. bu derdin kaynağı da siyasal kimliklerle akademide mevki edinecek olan kişilerin sayısına göre dil puanıyla oynanmasından kaynaklanıyordu. bu nedenle üds’nin yanına yökdil sınavı icad edildi. doçentlik için dil puanı 65’ten 55’e düşürüldü. şimdi ise unvan alması gerekenler unvanlarını aldıkları ve gereken mevkilere yerleştikleri için yök, yeniden dil puanını yükseltmeye çalışıyor. yani sorun türkiye’deki her kurumda olduğu gibi yine politik.
yök’ün gerçekten dil bilmekle ilgili derdi olsaydı; dil kriterini, üds ve yökdil gibi puanı ömür boyu geçerli olan ve hiçbir uluslararası niteliği bulunmayan kutucuk doldurmalı sınavlar üzerinden belirlemezdi. illaki bir puan kriteriyle değerlendirmek istiyorsa toefl ve ielts gibi uluslararası geçerliliği olan ve yenilenmesi gereken sınavları şart koşardı. ama yök’teki karar alıcılar, gayet iyi biliyorlar ki kriter olarak toefl gibi sınavları şart koşsalar, kendileri de dahil, türkiye’de doçent ve profesör yapacak insan bulmakta zorlanırlar.
devamını gör...