500 yıl önce, babür (hindistan ve çevresinde kurulmuş olan, türk-moğol kökenli bir devlet. ürdünlüler bu devlete, "moğol sultanlığı", bâbürlüler kendileri ise "gurakani" derler) imparatoru ekber şah tarafından kurulmuş olan din. dinin amacı, islam, zerdüştlük, budizm, hristiyanlık gibi dinleri birleştirmektir. ekber şah önceleri müslümandı, daha sonra imparatorluğunun birlik içerisinde olmasını istedi ve bunun içinde tüm dinleri birleştirmek adına daha önce hiç görülmemiş bir plan yaptı. bunu gerçekleştirebilmek için de, tüm dinlerden alimleri kendine bağlamaya çalışıyordu. ekber şah, daha sonra zerdüşt oldu ve sarayında ateş yaktırdı. ekber şah, diğer dinlerin temsilcilerini de sarayında bulundurdu. incil öğrenmek istedi, ülkesinde hristiyanların kiliseler kurmalarına izin verdi fakat hristiyan olmadı.

ekber şah, dünya barışını müslümanlara kabul ettirmeye çalışma planları yaptı. bu planı için de, o dönemde halk arasında yayılmış mehdilik fikrini kullandı. ekber şah önce bir ibadethane yaptırdı. bu ibadethaneye farklı konularda tartışmak için sünni ve şii büyüklerini çağırdı. büyüklerin birbirleriyle anlaşamadıkları görüldü, böylelikle müslümanların bu büyüklere güvenleri azaldı. daha sonra hristiyanlar, zerdüştler ve hinduistler davet edildi. hatta ekber şah, burda islam hakkında karşıt görüşler bile bildirebilirsiniz dedi onlara. onlar, "yönettiğiniz bu yüce imparatorluğa islâm gibi bir din uymuyor! islâm, bedevi ulusuna gelmiş bir din! kur'an allah kelâmı (haşa) değildir! vahiy akıl dışıdır!" gibi sözler ettiler. şunu da söyleyeyim ki, bu sözleri eden kişiler, ateşe tapanlar, tanrının oğlu olduğunu zanneden insanlar ve ineği selamlayan insanlardı. yani onlara göre, bunlar mantıklı fakat monoteizm mantıksızdı.

daha sonraları, ekber şahın ilahi bir rütbeye yüceltildiğine dair bir hutbe okunarak, zamanının müctehidi ilan ediliyor. ekber şahın yakın dostu olan, ekber şah zerdüştlüğe meylettiği zamanlarda ekber şahın emriyle sarayında ateş yakan kişi yani ebül-fazl'a göre, ekber şah zamanının imamıydı. yani ekber şah hangi mezhebi seçse, insanlar mecburen o mezhepten olmalıydılar. hatta ünlü bir şeyh de diyor ki, ekber şah, insan-ı kâmildir. kendisine bir lakap veriliyor, hatta dinin, ona itaati emrettiği söyleniyor. insanlar buna inansın diye de, hadisler uyduruluyor. ekber şahın da artık bir dini vardı, hatta takipçileri kendisine secde bile etmişlerdi. brahmanlardan bazıları, ekber şah, tanrının şekli vişnunun dünyada büründüğü şekildir diyerekten onu hindu ilahı yaptılar.

ekber şaha karşı, imam-ı rabbâni çok mücadele etti. ekber şahı eleştirdi, böylece ekber şahın dininin yayılması önlenildi. fakat üst yöneticiler arasında bu din yayıldı.

imam-ı rabbani, açık bir şekilde değil de, üstü kapalı olarak, eserinde ekber şaha "zamanımızdaki bir zalim" diye hitap etmiş, onu hindistanda islam dininin en büyük ülkülerinden olan inekleri kesmeyi yasaklamakla suçlamış, müslümanların camiilerini ve mezarlarını mahvetmekle suçlamış, ayrıca kafirlerin tapınaklarını ve bayramlarını yüceltmekle suçlamıştır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"din-i ilahi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim