dindar olduğunu iddia eden kesimin hayvanlara karşı genelde acımasız ve sevgisiz olması

şehir yaşamı içerisinde üzülerek gözlemlediğim durum.
not: köy ve taşra yerleşim yerlerine dair, hayvancılıkla uğraşan kesim vb. örnekler bu gözleme dahil değildir. sokak hayvanları ile ilgili davranışlar kastedilmiştir.

edit: iş bu başlıkta gerçek dindarların kastedilmediği, ''dindar olduğunu iddia eden'' ifadesinden yeterince anlaşılıyordur diye düşünüyorum.

diye bir şey yoktur.
en azından ben karşılaşmadım.
iyi ve kötü insanlar inananların içinde olduğu gibi az inanan ve inanmayanların içerisinde de var.
yani iyi ve kötü insan olmanın inançla ilgisi yok.
ayrıca inançsız biri olduğumu belirtmek isterim.

dindar olduğunu iddia ediyorsa bütün canlılara merhamet etmek zorundadır. hem zalim hem dindar olunmaz , sen oldum sanırsın ama sanmakla olmuyor yani.

ayrıştırıcı bir söylem olduğuna inanıyorum. dindar ve dinci arasındaki keskin çizginin farkına varmak lazım.

öğrencilere canlıları anlatırken kullandığım insan memeli bir hayvandır cümlesinden sonra akşam telefonumun çalması ile velinin birinin hocam siz insanlara nasıl hayvan dersiniz çıkışı ile kanıtlanmıştır benim gözümde. hayır anlatıyorum felsefik açıdan üstün olabiliriz ama biyolojik olarak hayvanız. kadın diyorki hayır olamaz onlar bize hizmet için yaratıldı. bunu diyen kişi ve eşi sınıf öğretmeni bu arada. neyse bir kaç kaynak attım. en son hala siz yine de öyle demeyin diyordu.

genelleme yapılacak bir mevzu değil..

daha çok köpeklere karşı bir hazımsızlık duyarlar. zira, köpeğin dolaştığı yerde namaz kılınmayacağı hakkındaki inanış başı çeker.

dindar olsa yapmaz, dincidir.

dinimiz bize herdaim merhametli olmayı öğütler.
hadis-i şerifte, (merhamet et ki, merhamet olunasın!) buyuruldu. (şir’a)

hayvanların da üzerimizde hakları vardır. onlara eziyet edemezsin, zararsızsa öldüremezsin, yakarak, boğarak onlardan kurtulamazsın vs.

onlar allah'ın dilsiz kullarıdır.

onlara gereksiz korku dahi yaşatamazsın:


. bir gün bir kimse, bir koyunu kesmek için yere yatırır, bıçağını bilemeye başlar. peygamber efendimiz bunu görüp buyurur ki:
(sen bu hayvanı kesmeden, ona ölüm mü tattıracaksın! hayvanı yatırmadan önce niçin bıçağını bilemedin!) [hâkim]

dindar değil, dincidir o.

dindar olduğunu iddia eden kesim kalpten dindar olsa bunu bu kadar sık dile getirmeye utanırdı, amaçları gruplaşmak ve kendilerini kayırmak olduğu için diğer canlılara karşı sevgileri ve saygıları olmaz.

7 cihan bizim için yaratıldı, bu ağaçlar, kuşlar, hayvanlar bize besin, bizim için. bunların her biri insana birer nimettir ki faydanalansınlar kafa yapısından kaynaklanmaktadır. acımasız ya da sevgisiz değiller. aksine yenilmiyorsa ve kırpılmıyorsa gayette severler. olay bir canlıdan ne denli tasarruf ettiğinle alakalıdır. ayrıca boşuna adamı/kadını linçlemeyin. dininizi öğrenin.

bu biraz insanda biter, insanlık, karakter meselesidir.

dindar kimseleri bilmiyorum lakin yobaz kesimin insan da sevdiğini pek zannetmiyorum.
öyle olmasaydı herkesi kafir, terörist görmezlerdi.

sadece hayvanlara değil, kendi doğrularını savunan insanlara karşı da acımasız ve sevgisizler. her dindar böyle olmasa da barbar tipler çok fazla.

(bkz: yaradılanı severim yaradandan ötürü)

çevremde öyle bir yobaz var. kalan kemikleri bahçedeki köpeğimize vermek için bir poşete toplarız. o ise ‘ vermeyin ben kaynatır suyunu yaparım’ der. ama sorsan her ay bir yerlere bağış yapar. günahtan bahseder. sorsan 5 vakit namaz kılar. yobaz insanlar.

doğru bir gözlem, taşrada yaşıyorum ve burada da benzer durumlar söz konusu. ayrıca bu kesimin diğer bir yaşam anlayışlarına göre evin dış alanındaki yaşam alanları; bahçe, sokak vs çok kötü kullanılıyor. bakımsız , özensiz, pis ve çirkin. mesela asla çimlendirmeye para ayırmıyorlar, doğanın insanların sadece maddi açıdan kullandıkları bir şey olması inancı ile bir kaç süs çiçek dışında sadece yiyip içecekleri şeyleri ekiyorlar, ve işe yarayacağını düşündükleri hayvanları besliyorlar. beslerken de hayvanları meta olarak görüyorlar; sevgi ve özen yok. veterinere mümkün olduğu kadar az gidilmesini, en kötü ve ucuz beslenmeyi tercih ediyorlar. çoğunluk böyle, azınlık böyle olmayanlar da var. çünkü felsefeleri böyle, köpeğine hayvan bu diyor, bahçemi koruyacak, o kadar, işi bu. kedileri fare olmasın diye, tavuk yemine gelen diğer zararlı hayvanları koruyacak diye besliyor, aşı vs hak getire, tavuk suyuna bayat ekmek doğrayarak besliyor. kısırlaştırmıyor ve oluyor 25 kedi. 10- 15 tanesini çuvala koyuyor gidip başka uzak bir yere atıyor. allah hayvanları insana hizmet etsin diye yaratmış diyor. din zaten kölelik zihniyetini normalleştiren bir şey. o açıdan onlara göre normal bu. hayvanseverleri çok acaip, abartılı, akıl hastası gibi görüyorlar.

nalaka

o nasıl uzun başlık ya? dur ben de şunu bir deniyim...
(bkz: tabi siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama.)