#ödüllü filmler
ümit ünal'ın yazıp yönettiği 2002'de gösterime giren yerli suç, drama ve gizem filmidir. konusunda; istanbul'un nezih sayılabilecek bir mahallesinde korkunç bir cinayet işlenmiştir. öldürülen kadının kimliğinin tespit edilememesiyle beraber katiller de ilk etapta bulunamaz fakat polis kadının çıplak görüntülerinin yer aldığı bir videoya ulaşır. artık sıra mahalle sakinlerinin sorgulanmasına gelmiştir. bu cinayet acaba aydınlatılabilecek midir?
yönetmen:
ümit ünal
oyuncular:
ali poyrazoğlu
cezmi baskın
serra yılmaz
fikret kuşkan
ozan güven
esin pervane
ümit ünal
oyuncular:
ali poyrazoğlu
cezmi baskın
serra yılmaz
fikret kuşkan
ozan güven
esin pervane
*sinema yazarları derneği (siyad) ödülleri (2002) - en iyi müzik [zen]
*istanbul film festivali (2002) - yılın en iyi türk filmi
*ankara uluslararası film festivali (2002) - en iyi erkek oyuncu [fikret kuşkan]
*sadri alışık tiyatro ve sinema oyuncu ödülleri (2003) - en iyi kadın oyuncu [serra yılmaz] / en iyi erkek oyuncu [ali poyrazoğlu]
film toplamda 10 ödüle sahiptir.
*istanbul film festivali (2002) - yılın en iyi türk filmi
*ankara uluslararası film festivali (2002) - en iyi erkek oyuncu [fikret kuşkan]
*sadri alışık tiyatro ve sinema oyuncu ödülleri (2003) - en iyi kadın oyuncu [serra yılmaz] / en iyi erkek oyuncu [ali poyrazoğlu]
film toplamda 10 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "sissy hankshaw" tarafından 15.09.2023 02:34 tarihinde açılmıştır.
1.
yönetmenliğini ümit ünal'ın yaptığı, 2002 yılında gösterilen bir film 9. oyuncu kadrosunda ali poyrazoğlu, fikret kuşkan, ozan güven, cezmi baskın, serra yılmaz gibi isimler var.
film kimliği belirlenemeyen genç bir kadının öldürülmesi üzerine, 4 şüphelinin sorgulanması ile başlıyor ve sorgu odasında anlatılanlar üzerinden ilerliyor. kirpi lakaplı genç kadın, bir gün istanbul'un köşe mahallelerinden birinde bitiveriyor. kimdir, necidir, nereden gelmiştir, neden sokaklardadır kimse bilmiyor. kendi kendine şarkılar mırıldanıp ortalarda dolaşan, aklına esince bedenini teşhir eden, kendisine yemek, sigara, içki verilirse geri çevirmeyen ve akıl sağlığının bozuk olduğuna herkesin emin olduğu bir genç kadın kirpi. kimisi "akıllı deli" olduğunu, kimisi "cinli" olduğunu, kimisi "ırıspı" olduğunu düşünüyor. kimse net bir şey bilmiyor.
cesedin bulunması ile birlikte polis mahallelinin ifadesine başvuruyor. içlerinden dördü de sorgu odasında karşımıza çıkıyor. kirpi'yi herkes tanıyor ama kimse tanımıyor. filmi izlerken aklıma müge anlı'nın tv programında söylediği bir söz aklıma geldi, herkesin bilmediğimiz bir yaşantısı ve sırları olması beni çok korkutuyor demişti. beni korkutmuyor ancak filmi izlerken aslında bunun neden bu kadar tekinsiz hissettirdiğini anlayabildim.
çünkü sorgu sırasında bir bir sırlar açığa çıkıyor. herkes birbirine görünmez iplerle bağlı.
meğer baş şüpheli kaya'nın annesi saliha, allahsız komünist ondan her şey beklenir diyerek suçu üzerine yıkmaya çalıştığı salim'in gençlik aşkıymış. kaya ikisinin oğluymuş. aynı kaya'nın mahallenin fotoğrafçısı firuz'la ilişkisi varmış. gay olduğunu herkesten saklamaya çalışan firuz kaya'ya aşıkmış. ve her şey, mahallenin ağır delikanlısı tunç'un da (kaya gibi) para karşılığı firuz ile birlikte olmayı kabul edip bir rakı masasında üçlünün bir araya gelmesiyle başlamış. kirpi'nin mırıldana mırıldana sokakta dolaştığını duyunca, hadi bizi eğlendirsin diyerek alem yaptıkları depoya getirmişler kızı. kirpi alkolün de etkisiyle soyununca tunç efendi firuz'u bırakıp kirpi'ye saldırıyor. kirpi tunç'u itmeye kalkışırken kaya olaya dahil oluyor, tunç'u kirpi'nin üzerinden alayım derken hoop ikisi sarmaş dolaş yerlerde. bunu gören tunç kirpi'ye saldırıp kızın üzerinde sigara söndürmeye kalkınca kirpi yarıçıplak kaçıyor oradan. bu üç adam sadece alkol değil madde etkisindeler aynı zamanda.
film kimin katil olduğundan emin olamayacağımız bir biçimde bitiyor. kurguda açık uçlu sonları sevmesem de, bu filme hem kirpi'yi hiç tanıyamamamız, hem de her şeyin havada kalması çok yakışmış çünkü ülkemizde pek çok kadın cinayeti söz konusu olduğunda karşımıza çıkan tablo bu. ya suçlu bulunamaz ya da bir suçlu uydurulur. çoğu zaman, aynen bu filmde olduğu gibi, adaletin sağlandığını hissedemeyiz. insan olanlarımızın içinse isyan ve öfke kalır. sonra da kirpi gibi insanlar unutulur gider.
ben filmi çok beğendim. bu senenin favorilerinden olabilir benim için. izlemeye değer.
film kimliği belirlenemeyen genç bir kadının öldürülmesi üzerine, 4 şüphelinin sorgulanması ile başlıyor ve sorgu odasında anlatılanlar üzerinden ilerliyor. kirpi lakaplı genç kadın, bir gün istanbul'un köşe mahallelerinden birinde bitiveriyor. kimdir, necidir, nereden gelmiştir, neden sokaklardadır kimse bilmiyor. kendi kendine şarkılar mırıldanıp ortalarda dolaşan, aklına esince bedenini teşhir eden, kendisine yemek, sigara, içki verilirse geri çevirmeyen ve akıl sağlığının bozuk olduğuna herkesin emin olduğu bir genç kadın kirpi. kimisi "akıllı deli" olduğunu, kimisi "cinli" olduğunu, kimisi "ırıspı" olduğunu düşünüyor. kimse net bir şey bilmiyor.
cesedin bulunması ile birlikte polis mahallelinin ifadesine başvuruyor. içlerinden dördü de sorgu odasında karşımıza çıkıyor. kirpi'yi herkes tanıyor ama kimse tanımıyor. filmi izlerken aklıma müge anlı'nın tv programında söylediği bir söz aklıma geldi, herkesin bilmediğimiz bir yaşantısı ve sırları olması beni çok korkutuyor demişti. beni korkutmuyor ancak filmi izlerken aslında bunun neden bu kadar tekinsiz hissettirdiğini anlayabildim.
çünkü sorgu sırasında bir bir sırlar açığa çıkıyor. herkes birbirine görünmez iplerle bağlı.
meğer baş şüpheli kaya'nın annesi saliha, allahsız komünist ondan her şey beklenir diyerek suçu üzerine yıkmaya çalıştığı salim'in gençlik aşkıymış. kaya ikisinin oğluymuş. aynı kaya'nın mahallenin fotoğrafçısı firuz'la ilişkisi varmış. gay olduğunu herkesten saklamaya çalışan firuz kaya'ya aşıkmış. ve her şey, mahallenin ağır delikanlısı tunç'un da (kaya gibi) para karşılığı firuz ile birlikte olmayı kabul edip bir rakı masasında üçlünün bir araya gelmesiyle başlamış. kirpi'nin mırıldana mırıldana sokakta dolaştığını duyunca, hadi bizi eğlendirsin diyerek alem yaptıkları depoya getirmişler kızı. kirpi alkolün de etkisiyle soyununca tunç efendi firuz'u bırakıp kirpi'ye saldırıyor. kirpi tunç'u itmeye kalkışırken kaya olaya dahil oluyor, tunç'u kirpi'nin üzerinden alayım derken hoop ikisi sarmaş dolaş yerlerde. bunu gören tunç kirpi'ye saldırıp kızın üzerinde sigara söndürmeye kalkınca kirpi yarıçıplak kaçıyor oradan. bu üç adam sadece alkol değil madde etkisindeler aynı zamanda.
film kimin katil olduğundan emin olamayacağımız bir biçimde bitiyor. kurguda açık uçlu sonları sevmesem de, bu filme hem kirpi'yi hiç tanıyamamamız, hem de her şeyin havada kalması çok yakışmış çünkü ülkemizde pek çok kadın cinayeti söz konusu olduğunda karşımıza çıkan tablo bu. ya suçlu bulunamaz ya da bir suçlu uydurulur. çoğu zaman, aynen bu filmde olduğu gibi, adaletin sağlandığını hissedemeyiz. insan olanlarımızın içinse isyan ve öfke kalır. sonra da kirpi gibi insanlar unutulur gider.
ben filmi çok beğendim. bu senenin favorilerinden olabilir benim için. izlemeye değer.
devamını gör...