domates biber patlıcan şarkısındaki hikaye
başlık "insan olun biraz" tarafından 11.12.2021 12:47 tarihinde açılmıştır.
1.
acıklı ve kırık bir aşk hikayesidir.
başlık sahibi yazar hikayeyi anlatmamış ve bu beni mutlu etti. çünkü şimdi ben size olayı uzun uzun anlatacağım.
barış manço’nun katıldığı bir programda anlattığı hikayedir bu. size yukarıda acıklı ve kırık bir aşk hikayesi dediğime bakmayın. hikaye kesinlikle komik bir hikaye ve zaten barış abi de bu hikayeyi gülümseyerek anlatmıştı.
barış manço öyle çekingen, derdini anlatmayan, iç kapanık bir adam olmamıştır. aşk konusunda da öyledir. içinden geçeni söylemekten çekinmez.
bir gün aşık olduğu ama söylediğine göre gerçekten çok aşık olduğu bir kıza açılamaya karar verir. bu hanım kızımızı konuşmak için davet eder barış abi. kız da kabul eder hemen. ve bir sokakta birlikte yürürken barış manço bir türlü kendi açıklayacak gücü bulamaz. kekeler durur. iki lafı bir araya getiremez.
kızcağız da sıkılmaya başlar artık. barış manço bu sıkıntının farkına varınca daha karışır. en sonunda tüm cesaretini toplayıp artık uzun cümleler kuracak kıvama geldiğini hissedip tam cümleye başlayacakken sırtında yeleği, önüne bağladığı mavi önlüğü, başında kasketi ile eski türk filmlerinden fırlamış bir sebzeci sahneye girer sebze arabasını dünya umrunda değilmiş gibi iterek. bu arada da şener şen’in domates sahnesinden daha yüksek bir sesle bağırır:
-domates, biber, patlıcan!
barış manço’nun bütün sokaklarda yankılanan bu sesle bütün dünyası kararır. söyleyeceği her şey birbirine girer ve kendini ifade etmeyi beceremediği için de kız tarafından reddedilir.
benim aklımda kalan sorular şunlar bu hikayeden sonra; barış manço’yu reddeden o ablamız daha sonra ne hissetti? o sebzeci çıkardığı sesin yıllardır dinlenen ve söylenen bir şarkı olduğunun farkında mı acaba?
başlık sahibi yazar hikayeyi anlatmamış ve bu beni mutlu etti. çünkü şimdi ben size olayı uzun uzun anlatacağım.
barış manço’nun katıldığı bir programda anlattığı hikayedir bu. size yukarıda acıklı ve kırık bir aşk hikayesi dediğime bakmayın. hikaye kesinlikle komik bir hikaye ve zaten barış abi de bu hikayeyi gülümseyerek anlatmıştı.
barış manço öyle çekingen, derdini anlatmayan, iç kapanık bir adam olmamıştır. aşk konusunda da öyledir. içinden geçeni söylemekten çekinmez.
bir gün aşık olduğu ama söylediğine göre gerçekten çok aşık olduğu bir kıza açılamaya karar verir. bu hanım kızımızı konuşmak için davet eder barış abi. kız da kabul eder hemen. ve bir sokakta birlikte yürürken barış manço bir türlü kendi açıklayacak gücü bulamaz. kekeler durur. iki lafı bir araya getiremez.
kızcağız da sıkılmaya başlar artık. barış manço bu sıkıntının farkına varınca daha karışır. en sonunda tüm cesaretini toplayıp artık uzun cümleler kuracak kıvama geldiğini hissedip tam cümleye başlayacakken sırtında yeleği, önüne bağladığı mavi önlüğü, başında kasketi ile eski türk filmlerinden fırlamış bir sebzeci sahneye girer sebze arabasını dünya umrunda değilmiş gibi iterek. bu arada da şener şen’in domates sahnesinden daha yüksek bir sesle bağırır:
-domates, biber, patlıcan!
barış manço’nun bütün sokaklarda yankılanan bu sesle bütün dünyası kararır. söyleyeceği her şey birbirine girer ve kendini ifade etmeyi beceremediği için de kız tarafından reddedilir.
benim aklımda kalan sorular şunlar bu hikayeden sonra; barış manço’yu reddeden o ablamız daha sonra ne hissetti? o sebzeci çıkardığı sesin yıllardır dinlenen ve söylenen bir şarkı olduğunun farkında mı acaba?
devamını gör...