dua

(bkz: dua lipa).

bir meditasyon türü gibi geliyor bana.

huzur verir.

nasılsa diğer yazarlar exoteric anlamlarını söylemiş, ben de daha çok felsefesi, psikolojik ve esoterik anlamlarından bahsedeyim. sanıldığının aksine, insan, dinlerde tanrıdan ayrı bir varlık olarak görülmez. bu sebep gösterilerek zaten tanrının imgesi, insan vücuduna benzerlik gösteriyor [çoğu dinde.] hal böyle olunca, tanrıyı bir "kral" olarak görüp, duanın bu affedilme alanına odaklanıyor çoğu kişi. unutmayalım ki bir "mantra" da aynı şekilde dua sayılabilir. aynı şekilde, bhakti yoga kavramı ile birlikte gelişen, tanrıya duyulan aşk, dinler duayı tanrıyla olan bir özel konuşmaları gibi görebilirler. (kız/erkek arkadaşla mesajlaşmak misal, aynısı lol.) ayrıca, sanılanın aksine çoğu din cehennem gibi kavramları tanrıdan ayrı görmez, tanrı, cehennemde, yer altında vesaire de bulunur. bu yüzdendir ki, affedilmek için dua edilse bile, önemli olan o aşkı (dua edenler bilir, garip bir rahatlama duyabilirler.) hissetmektir. psikolojik olarak, dua bir mantra görevi gördüğü için eğer istediğimiz bir şey var ise bilincimize bunu defalarca aşılamamız nedeniyle kendimizi şartlandırabiliriz. ama! bir şeyi hatırlatmakta fayda var, dua, yaptığımız her hareket ve söylediğimiz her cümle olabilir. sadece önüne [bunu tanrı için yapıyorum.] diyerek, spor yaparken bile bunun üzerinde meditasyonda bulunmak [meditasyon sadece lotus pozisyonunda oturup ommm yapmak değil sonuçta. bir şeyler hakkında derinlemesine düşünmektir. bu "hiçlik" de olabilir.] bu eylemlerde aynı zamanda dua, bir worship/tapınma olabilir rahatlıkla. protestant hristiyanlar için luther'in how to pray kitabını, genel olarak hristiyanlar için (diğer din mensuplarıda okumalı bana kalırsa.) cloud of unknowing kitabını okumalılar. shaivism dinine ait olarak, shiva puranalarına bakılabilir.

tanrıdan genel olarak lütfen iki artı iki dört etmesin minvalinde olan isteklere verilen genel isim.

dua etmek ile ilgili en iyi şey, allah'ın ne diyeceğinizi zaten bilmesine rağmen yine de dinliyor olmasıdır.

allahım onu bize ver artık. çok yalnız o allahım.

anlam olarak yanlış anlaşılan bir kavram olan dua, çağırmak, seslenmek manasına gelir. genellikle kuran çevirilerinde yanlış anlam yüklenen bu kavram aslında 'gayret etmekle' ilgilidir. ayetlerde siyak ve sibaka göre anlamı değişir. misal, arkanızdan sirenlerini açmış gelen bir ambulans için, içindeki hastaya 'allah yardımcısı olsun' demeniz dua değildir. sizin duanız yolu açmaktır. duayı şöyle anlamalıyız. bebekken ihtiyaçlarımız görülür. ağlarız mama verilir. ağlarız altımız değişir. yani muhtacız. şimdi büyüdük. artık mücadele edip gayret edip bizim kazanmamız gerekir. bunu yaparken anlamsız sözler kullanmak yerine sığınmak en güzelidir.

insanın kendiyle kurduğu iletişimdir.

hiç kimseyle paylaşamadığın bir şeyi allah'tan istemek ve mutlaka bir kapı açacağını bilmek muazzam bir his.

dua lipa diye geldiğim başlık. yanlış gelmişim.

yerine göre sitem. bir haki zaman dualarından:

“ey yerlerin ve göklerin sahibi! şu an bizleri duyan, sen! her kimsen! her şeye gücünün yettiği söyleniyor. şefkatliymişsin, merhametliymişsin, duaya icabet edermişsin. ilmiğe giden iki mahkumun son sözleri kabul et bunları. iki gönül hırsızının kesilmek üzere olan ellerinin son defa göğe açılışı olarak say... nasıl sayarsan say! insana şahdamarından daha yakınmışsın. her şeyi bilirmişsin. bilmem ki nasıl dile getirmeli. nasıl ifade etmeli. hangi ayetlerle süslemeli... anla artık!.. anla... olmuyor işte... olmuyor! sen ki insanları, gökten taş yağdırarak helak edebilirsin. su yağdırarak boğarsın. ateşle yakar, sayha ile kurumuş ota çevirirsin. varlığı da yokluğu da yoktan var edersin. iki eli, iki gözü, iki gönlü bir araya getirmek ne kadar ağır ne kadar yorucu ki!? bizim yapabileceğimiz tek şey bu! başka bir işe yaramayız! istemiyoruz da! şu an bizleri dinleyen sen... her kimsen!.. duy ve anla artık!.. anla... olmuyor işte... olmuyor... denemedik değil... sen de biliyorsun... acımak bu kadar mı imkansız!? dünyanın kıytırık bir köşesinde, hiç bir canlının ayak basamayacağı, hiç bir gözün göremeyeceği bir yerde, her bahar bir çiçeğe düzenli olarak yaprak vermek bizden daha mı önemli!? hep merak ederdim. kütük gibi boğazımda durur; şunu sormak istiyorum: neden her... boşveer... unut gitsin...”

yukarıdaki gibi dua ederseniz büyük ihtimalle duanız ignorelanır.

edit: sadece allah'a edilen, allahtan dilek dileme eylemi.

yaradanla iletişim kurmanın yoludur.

bazen sitem edersin, bazen yalvarır bişeyler istersin, bazen de bişeylerin olmamasını dilersin ama her zaman o'na sığınır, o'ndan yardım istersin.

çevremiz, ailemiz, arkadaşlarımız her ne kadar çok olursa olsun yanlız kaldığınızda aslında bunların boş kalabalıktan ibaret olduğunu ve bir tek o'nun varlığının herşeye yettiğini anlarsın.

aslında dua; bir çeşit paralel evrenden soyutlanma ve ruhun manevi boyut kapılarından geçmesini sağlayan bir araçtır.

düşünsenize birileri dualarında size yer veriyor *

“ dualar boşa kulaklar sağır.”
- dolu kadehi ters tut

temizle bizi rabbim
sen ki bizi kendi suyumuzla kirletensin...

lipa.

insanlık tarihinin gördüğü en büyük feyk. neyk?

güneş feat uzi şarkısı.

güneş feat uzi - dua