duygusal olmanın güçsüzlük olarak görülmesinin nedenleri

toplumumuzun kodlarına işlemiş cinsiyetçiliğin bir sonucu olduğunu düşündüğüm kitlesel yanılgı. muhtemelen nispeten kadınlar duygularını yansıttığı için duygusallık ilk olarak kadınlık sonrasında ise güçsüzlük ile bağdaşlaştırıldı. oysa tür olarak duygularımızı karşımızdakine ifade edebildiğimiz için daha iyi hayatta kalabildik.

duygusal olmak beraberinde üzülmeyi, ağlamayı gerektirir. üzülmek, ağlamak da nedense güçsüzlük olarak kabul ediliyor. halbuki her şeyi iyi karşılayamayabiliyoruz. bence duygusallık aksine güçlü olmaktır. duygularını kabul edebilmek, bunları yaşamak ve gösterebilmek insanın güçlü olduğunu gösterir bence.

insan değil miyiz kardeşim diye cevap vermek istiyorum. kim ne derse desin. banane

duygusal, sessiz, uyumlu olunca vur kafasına al ekmeğini gözüyle bakıldığından olabilir.

yıpratıcı bir yanı olmasından kaynaklıdır. kalp kırıklığı, hüzün ve gözyaşı bu paketin bölünmez parçalarıdır ne yazık ki.

duygusal insanlar, iyi kötü her duyguyu yoğun ve tümüyle yaşarlar, bu mantığı alır götürür. düşünmeden hareket etmek, anı yaşamak vesaire, duygusal insanların eğilimli olduğu özelliklerdir.
güç noktasında, güç tanımı da çok önemli. bu tanım, başarı, ün ,şöhret gibi kavramları içeriyorsa, evet duygusal insanlar güçsüzdür, çünkü duygularını kontrol edemez, plansız programsız yaşarlar genelde.
lakin bahsedilen güç kendi ayaklarının üzerinde durmak iste, yalnız olma becerisi ise, hayata tutunabilme becerisi ise, emin olun ki duygusallar bu güçle doğar. neden mi? anlam yüklerler, herkes onları terk ettiğinde dahi, yaşam amaçları ellerinden alındığında dahi, anlam yükleyebilecekleri daha iyi şeyler bulurlar, çünkü kilit nokta anlam yüklenen, değer verilen nesne de değil, yüklenen anlamdadır.
evet daha çok acı çekerler, ama daha çok gülerler de. çoğu empat insanlardır, duyguları her an her yerde tanıyabilirler. duyguları tanıdıkları , gözlemleyebildikleri, noktada da kendilerini tanırlar. kendini tanımak da, güçlenmenin başlangıcıdır.

bir toplum mühendisliği, amaç insanları sert, kayıtsız ve saldırgan bireyler haline getirerek insanlar arası diyalog ve sevgiyi azaltmak, toplumun yönetimini ele almak için gerekli bir mühendislik. kısacası çoban böyle istediği için güçsüzlük olarak görülüyor.

aklını kullanmayan aynştayn olsa kaç yazar. akılsız adama tahammül edemiyorum gerçi selam vermem öylesine de.

duygusal erkekler sıralı listesi
balık, yengeç ( bu ikisi 1. sırada)
boğa

bunlar dışında her erkek kabulüm. evet ikizler de. en azından malzeme baştan belli sürpriz son yok adamlarda.

insanların nelere duygusallaştığını öğrenip zaaflarını sana karşı kullanmasındandır aslında, mümkün olduğunca içimde yaşamaya çalışırım çünkü insanlara koz vermeye gelmiyor.

duygusallıkla ağlaklık arasındaki farkın bilinmiyor oluşu.

tüm insanların duyguları var. erkekler de ağlar ayrıca, insan onlar da çünkü. sorun, her şeye ağlayan, sorun çözmeye çalışmak yerine kendine acıyan, mızmızlanan ve sadece şikayet eden insanlarda. bu ikinci sınıf güçsüz sayılabilir çünkü hiçbir şeyi değiştiremezler hayatlarında genellikle. kendi hayatını değiştirecek, en azından bunu deneyecek kadar bile gücün yoksa güçsüzsündür.

diğer grup ise herkes gibi ağır yükleri taşır omuzlarında ama bunlar sadece bazı birikimler sonucunda biraz söylenir hatta bazı durumlar karşısında kadın ya da erkek olmasından bağımsız olarak ağlar. sonra da yollarına devam ederler. arada bir -mesela bir film izlerken yahut yolda gördükleri aç bir kedi karşısında- duygusal patlamalar yaşasalar da güçlerini yeniden toplarlar.

işte bu iki grup arasındaki farkı anlamayanlar da her duygusal insanı güçsüz sanırlar.

güç tanımının açılımındaki tutarsızlık.

herşeyi yakıp , yıkıp ortalığı bir birine katmak yerine .
öfkemizden oturup ağladık ve sonuç

kaybettik .

zaafları daha çok olur. çok kararsız davranırlar. hassasiyet her zaman zayıflıktır maalesef.

duygusal olmak demek sulu gözlü olmak demek değil. erkekler açısından içimizde fırtınalar kopsa da bunu ağlayarak göstermek gerekmiyor. isteyen istediği gibi yaşasın ama ben topluluk içinde ağlayan bir erkeği görsem utanırım şahsen. adamın bir yakını falan vefat etmiştir vs o ayrı. ben sudan nedenlerle ağlayanları sevmiyorum.

çünkü duygusallık güçsüzlüktür

tahmin edilebilir olmak.
duygusunu göstermeyen adam öngörülemez. kumar masalarında geçirdiğim zaman öğretti bunu bana.

suistimale açık olmakla eşdeğer olması.

bunu insan kendisi için bile güçsüzlük olarak görüyor ki zaten. duygusal insan manipüle edilmeye açık insandır. en çok da kendini manipüle eder. duygusallığın herhangi bir hayır getirdiği de pek görülmüş şey değil. duygusuzluk ise istesen bile söz konusu değil. ideali: duygularını kontrol altında tutabilen insan.

kişiyle ilgili daha çok manipüle edilebilecek konu ve daha çok hassas bir benlik. hassas olan etkilenir. bu taviz vermesine neden olur.

partneri "hayvan gibi s...sin anlıyor musun duygusal olma" deyince o minnoş dünyası yıkılır.