son yıllarda ülke olarak yaşadığımız durumdur.

özellikle sosyal medyanın etkisi ve haberlerin dramatize edilerek sunulması halkı duygusal olarak yıpratıyor.

her olaydan bir duygusal cümleye tutunuyoruz ve tum duyguların yerini üzüntü, tüm konuşulması gerekenlerin yerini ise duygusal tepkiler alıyor.

her olaya ağlayıp hiçbir olayı detaylıca konuşmuyoruz.
her olaya kızıp hiçbir olayın çözümü olmak için uğraşmıyoruz.

ortadoğu halkı için 'her şeyden şikayet eder hiçbir şey yapmaz' savı var batılıların. her geçen gün ne kadar doğru olduğunu anlıyorum.

dün madencilerin dediği 'ayağım kirli sedyeye basmasam mı' sözü aklinizdadir.
noldu ağladık sizladik yaptırım önlem hicbiri yok. yıldönümünde yine aynı cumleye sarılır ağlarız.
bugün seksen yaşındaki doktorun 'biz annenizi babamızı tedavi ettik' sözüne ağlar, sızlar, klipler çeker yine doktorların neden tıp bayramında eylemde olduğunu konusmayiz.


bakın her olayda dramatik sözler bulabiliriz.

halk olarak artık şu twitter boşluğundan kurtulmamız lazım. duygusal tepkiler hiçbir sorun için yeterli değil.


sürekli kavga edip ağlayıp sizlayip barışan sevgililer gibi yurumeyen bir iliskinin içindeyiz.

hiçbir şey çözülmüyor çünkü konuşulmuyor, tartışılmıyor.

yarın öğretmenler isyan eder içlerinden biri 'cocuklar izler üzülür ' der methiyeler dizeriz.

yarın bir inşaat muhendisi 'abi biz bir şekilde geçiniyoruz ama işçilere maaşları yatmiyor'der gene ağlar sızlar çözümü sorgulamayiz.


yıllar sonra halkın bu dramatik ama işe yaramaz tepkileri araştırma konusu olacak.
devamını gör...
birtakım şeylerde elbet olur ama her şeyi takarsan kafayı yersin.
devamını gör...
herkesin bir şeyler ile başa çıkma durumu değişiyor tabi . kendi adıma konuşacak olursam hassasiyetimi kaybetmemek ve alışmamak için bu aralar çok odaklanmıyorum. haber sitelerini takip etmeyi bıraktım. çünkü insanoğlu her şeye alışan bir bünyeye sahiptir . yani ya kafayı yiyeceğiz ya alışacağız. kendi ütopyama döndüm biraz çevrem daraldı ve evrensel ( ya da kütlesel) haber değeri olan şeyleri okumayı bıraktım. kedim açsa beslerim arkadaşım kötüyse ilgilenirim. ama koca dünyanın derdi de bir yere kadar çekiliyor.
devamını gör...
gençliği bu döneme gelmiş olan bir türk genci olarak söylüyorum genç gibi bile hissetmiyorum. üniversite okuyorum neden okuduğumu bilmiyorum. gelecek kaygısından huzurum sağlığım kalmadı. dışarıda bir kahve bile içemiyorum aklımda hep o parayla yumurta alırım peynir alırım vs. düşüncesi var. en son ne zaman sinemaya, tiyatroya, konsere, lunaparka gittim hatirlamiyorum bile. masraf olmasın diye evde oturmaktan dışarıda yemeğe o kadar para vermeyelim ben evde yaparım demekten adım arkadaşlarım arasında ev hanımına çıktı. yok kardeşim napalim bi kafede çaya 6 lira mı verelim? yemek yemeye gitsen döner bile 25 olmuş nasıl geçirelim o kadar masraf edip. artık çayımı evimde demliyorum. termos aldim kahveyi evde yapıp yanımda götürüyorum. diyete başladım zaten canımın istediğini yiyemiyorum. bu zamanlar geçecek elbet böyle kalmayacak hiçbir şey. ama en kötüsü şu ki bu yaşlarımız geri gelmeyecek. bu heveslerimiz kursağımızda bizimle mezara gelecek.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"toplumsal olaylar üzerinden duygusal olarak yıpranmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim