21.
kurtuluş öykülerinin yeni sezonunda aynı istediğimiz gibi, tek başına takılan doğadaki kel adam.
4. bölümü henüz izlemedim ama ilk üç bölümde doğanın içinden geçti; solucanından timsahına, yaban faresinden yaban tavuğuna kadar bulduğu her şeyi yedi. balık tuttu; organlarını da yemek için temizlemedi bile, beynine kadar yedi. balığın gözlerini “hüp” diye içine çekti.
gerçek bir vahşi anasını.
takipteyiz.
4. bölüm yayınlanmış bu arada.
4. bölümü henüz izlemedim ama ilk üç bölümde doğanın içinden geçti; solucanından timsahına, yaban faresinden yaban tavuğuna kadar bulduğu her şeyi yedi. balık tuttu; organlarını da yemek için temizlemedi bile, beynine kadar yedi. balığın gözlerini “hüp” diye içine çekti.
gerçek bir vahşi anasını.
takipteyiz.
4. bölüm yayınlanmış bu arada.
devamını gör...
22.
beni hep çok iğrendiren beyefendi olmuştur. bu sebeple belgesellerini takip etmiyorum. doğada hayatta kalmak ayrı şeydir; sırf maddi gelir elde edebilmek için sapıtıp, ormanda ne varsa yemeye başlamak ve yamyamlaşmak ayrı şeydir. sırf maddi anlamda kazancının devam etmesi adına( izlenmeye ihtiyacı var) limitini kaçırıp, iyice dozuttu( dozunu kaçırdı) diye düşünüyorum. doğada, yemediği canlı kalmadı.
kendisi gibi sayısız doğa belgeseli çeken insanlar var ve bir noktada rakiplerini ekarte edebilmek ve en iyisi olabilmek için farklı şeyler yapması gerekiyor. bu sebeple her yeni bölümde, iyice sınırlarını zorluyor diye düşünüyorum. diğer hiç bir doğa belgeseli çeken insanda, ed kadar sapıtık bir beslenme biçimi görmedim. zaten ilgi çekmesinin sebebinin aşırı uç olan yeme alışkanlığı olduğunu düşünüyorum. insanlar "acaba bugün ne yiyecek?" diye izliyorlar bence. zaten kendi kalitesinden çok, yedikleri ile biliniyor.
bir insan yılan, timsah ve diğer tüm hayvanları yiyebilir mi? insanlar, doğada var olan her canlıdan beslenemez. bizim bir anatomimiz var ve bu anatomi en ufak hatalı beslenme dahilinde, beklenmedik tepkiler veriyor. izlenebilmek için, sürekli dozunu arttırarak bölümler çekiyor ve farkında olmadan aslında yamyamlaştı. ben eşine ve cocuklarına üzülüyorum.
böylesine vahşileşerek, kontrolsüz şekilde her şeyi yiyen bir babamın olduğunu bilmek beni garip hissettirirdi.
kendisi gibi sayısız doğa belgeseli çeken insanlar var ve bir noktada rakiplerini ekarte edebilmek ve en iyisi olabilmek için farklı şeyler yapması gerekiyor. bu sebeple her yeni bölümde, iyice sınırlarını zorluyor diye düşünüyorum. diğer hiç bir doğa belgeseli çeken insanda, ed kadar sapıtık bir beslenme biçimi görmedim. zaten ilgi çekmesinin sebebinin aşırı uç olan yeme alışkanlığı olduğunu düşünüyorum. insanlar "acaba bugün ne yiyecek?" diye izliyorlar bence. zaten kendi kalitesinden çok, yedikleri ile biliniyor.
bir insan yılan, timsah ve diğer tüm hayvanları yiyebilir mi? insanlar, doğada var olan her canlıdan beslenemez. bizim bir anatomimiz var ve bu anatomi en ufak hatalı beslenme dahilinde, beklenmedik tepkiler veriyor. izlenebilmek için, sürekli dozunu arttırarak bölümler çekiyor ve farkında olmadan aslında yamyamlaştı. ben eşine ve cocuklarına üzülüyorum.
böylesine vahşileşerek, kontrolsüz şekilde her şeyi yiyen bir babamın olduğunu bilmek beni garip hissettirirdi.
devamını gör...
23.
bear grylls'in yan çarı.ama bu daha vahşi ormanlarda daha imkansız şartlarda hayatta kalmaya çalışıyor.
devamını gör...
24.
bu yavşağın youtube'da bir videosu var. sözde türk yemeklerini tadıyor. ne yediyse beğenmemiş beyefendi.
ulan kunduzun boklu kuyruğunu yiyen adam türk yemeklerini beğenmiyor.
hass oradan derim en basit tabirle.
ulan kunduzun boklu kuyruğunu yiyen adam türk yemeklerini beğenmiyor.
hass oradan derim en basit tabirle.
devamını gör...
25.
bear grylls ile asla karıştırılmaması gereken doğada hayatta kalma uzmanıdır.
çünkü bear adlı arkadaşın işi tamamen kurgu üzerine kurulmuş hayatta kalma işleri yapmaktadır.
peri bacalarında hayatta kalmaya çalışırken(u: swh (500m ileride oteller falan var) tepeyi yürüyerek aşıp tuz gölüne gidebilen bir dolandırıcıdan bahsediyoruz.
çok iyiydi o bölüm, bulan izlesin.)
neyse, ed abimiz öyle değildir işte.
amazon nehrini 3 yıla yakın sürede yürüyerek geçmiş insandır en başında. (6.400km)
kendisinin gözümde tek bir eksiği vardır.
kokoreç sevmemiştir.
o noktada beni bir tık üzdün ed.
olmadı.
gel sana bir kuyu kokoreç yedireyim de parmaklarını ısır ya.
o böceklere benzemez.
çünkü bear adlı arkadaşın işi tamamen kurgu üzerine kurulmuş hayatta kalma işleri yapmaktadır.
peri bacalarında hayatta kalmaya çalışırken(u: swh (500m ileride oteller falan var) tepeyi yürüyerek aşıp tuz gölüne gidebilen bir dolandırıcıdan bahsediyoruz.
çok iyiydi o bölüm, bulan izlesin.)
neyse, ed abimiz öyle değildir işte.
amazon nehrini 3 yıla yakın sürede yürüyerek geçmiş insandır en başında. (6.400km)
kendisinin gözümde tek bir eksiği vardır.
kokoreç sevmemiştir.
o noktada beni bir tık üzdün ed.
olmadı.
gel sana bir kuyu kokoreç yedireyim de parmaklarını ısır ya.
o böceklere benzemez.
devamını gör...