efsane ingilizce yanlışları

eve geldim. kardeşim welcome sister diyerek kapıyı açtı. sonra ingilizcede hoş bulduk nasıl denir diye sordu. cevap vermeme fırsa bırakmadan kendi kendine çözümleme yapmaya başladı.
hoş like,find bulduk . likefind diye bir yol buldu.

hangi birini sayacağımı şaşırdığım hatalar silsilesi.

ayrıca (bkz: işten çıkarken adama ingilizce .m günü yağ)

anadolu lisesi hazırlıktayken (bizim zamanımızda ilkokuldan hemen sonraydı) haftada 25 saat mi yoksa daha bile fazla mı ingilizce görüyorduk. bu derslerin birinde, öğretmen bi arkadaşa portakalın ingilizcesini sordu. çocuk da, "portugal" dedi. hoca da, "oooh, sen bu işi çözmüşsün. muz = mooz, şeftali = shephtali falan diye de devam et. sana öğretecek bir şey kalmamış." falan diye dalga geçmişti. o arkadaş çok "bela" bir öğrenciydi ama. hoca başkasıyla öyle alay etmezdi diye düşünüyorum. hahahs.

impossible: imkansız
possible : kansız

yemin ederim geçen gün kulaklarımla “are you english” denildiğini duydum.

ı got me the can but the.