ekrem imamoğlu

istanbul büyükşehir belediye başkanı.
trollerin burayı da keşfetmiş olması ne can sıkıcı.

2 yıllık hizmetinde şu ana kadar vatandaşı şucu bucu diyerek ayırmayan, birilerini sırf kendisini sevmiyor diye vatan millet düşmanı ilan etmeyen, kibirden uzak biri.bırakın da adam işini yapsın. ama işini yapmasına fırsat verilmiyor ki, balon mu değil mi anlaşılsın.

siyasetçiler, belediye başkanları zaten sevilmemeli, işlerini yaptıkları için en fazla bir sonraki sonra seçim için güvenmizi kazanmalılar. siyasette böyle sevgi-nefret gibi duygularla hareket edilirse iş "bizden olsun çamurdan olsun"a döner. erdoğan'ın bizi getirdiği nokta da bu.

tavır ve tutumları seleflerinden biri olan belediyeci recep tayyip erdoğan'a benzeyen belediye başkanı. kirliliğin stajının yapildığı kurumun başındaki.

akşam akşam keyfim yerine geldi.

buradan

sürekli bir sansasyon ile gündem olması sizinde dikkatinizi çekmiyor mu? hiç dişe dokunur bir icraatı ile gündem olmayacak mı ben gerçekten merak ediyorum.

erdoğangiller'in halısaha çocuğu.
iktidarın mafyalaştığı bir dönemde iktidar başı erdogan'a halısaha maçı teklif edebilecek kadar tava gelmiş muhalefet temsili. erdoğan'ın muhalefeti...

trabzonlu, müteahhit, muhafazkar parti geçmişli, hitabet yönü kuvvetli, öfkesine yenik düştüğünde pot kırabilen ibb başkanı kişidir. bu anahtar kelimleri duyunca başından aşağı kaynar sular dökülen kitleler ilginç bir şekilde kendisini desteklemekte ve çok sevmektedir. ne yazık ki bu da sorunun iktidarda değil bizde olduğunun en somut göstergesidir. yeni ve ferah bir nefes için (bkz: mansur yavaş).

ilgilisine not: karadenizliyim

anap geçmişi olsa da muhafazakarlık ile uzaktan yakından alakası olmayan ibb başkanı. kaldı ki anap, tipik dinci muhafazakar profilinden uzak bir partiydi.

sık sık karşılaştırıldığı mansur yavaş'tan şahsi fikrimce daha iyi belediyecilik yapmakta, (mansur başkanın cumhurbaşkanlığı hedefim yok demesine rağmen hayranlarının mansur'u zorla cb adayı yapmaya çalışması da ayrı komedidir) tüm kısıtlamalara rağmen cumhurbaşkanlığı hedefine süratle yürümektedir. bu ülkede iktidar olmak istiyorsanız herkesi yanınıza almanız gerekiyor. muhafazakarından tut azınlığına kadar herkesi memnun etmelisiniz. nitekim öncekiler de bunu yaptı. dolayısıyla yaptığı birkaç siyasi hamleye bakıp muhafazakâr diye lanse edilmesini doğru bulmuyorum

istanbul'da büyükşehir belediye başkanlığını yapan kişi. güler yüzlü, iyi birine benziyor. aldığı ilk günler gayet iyiyken geçen gün yapılan zamlar yüzünden beni sinirlendirdi. hoştur, belki birilerinin kendini silkelemesi gerektiğini hatırlatmıştır ama şu akbillere getirdiği zamlar saçma. elli liraya indirdin ne oldu ki, diğerleri seksen diyordu sen zam yapa yapa seksen de yaparsın aylık akbili o zaman.
toplu taşıma kullanmayı özendiren bir ülkeyiz ama bir türlü zam denen şeyi adam akıllı yapamıyoruz. sonra neden istanbul trafikte her zaman? neden acaba?
şimdi bunları dedim diye yerin dibine sokacak değilim, hak ederek aldı adam. ayrıca o halkekmek şubelerini daha çok açtığı için mutluyuz. diğerleri kaldırmaya çalışsın ancak.

ey atinalılar, siz müteahhitlerden, popülist yaklaşımlardan, gençlik yıllarında amatör futbol oynayanlardan bıkmamış mıydınız? işletme, iktisat mezunları halkı yönetemez demiyor muydunuz? atinalılar! hangi ara bu fikirlerinizden vazgeçer oldunuz? bunların tersini size düşündürten nedir? bunları sizi ve çocuklarını yoldan çıkarmak, inançlarınızı aşağılamak için söylemiyorum veya ölümden korktuğum için de değil. yoksa benim sizin tanrı'larınızla bir alıp veremediğim olmamıştır. her tehlike için, kişiyi ölümün elinden kurtarabilecek pek çok yol vardır, yeter ki o kişinin her şeyi söyleyebilecek ya da yapabilecek kadar ar damarı çatlamış olsun! bundan, yani ölümden, o kadar da zor değil kaçıp kurtulmak, çok daha zor olan kötülükten kaçıp kurtulmaktır. size son sorularım atinalılar. peki google'a neden '' ekrem imamoğlu rum mu, ermeni mi, yunan mı, müslüman mı, hafız mı?'' diye bu kadar çok arattınız? bunlar sizin ve tanrılarınız için önemli mi?. iyi bir aile fotoğrafı, güler yüzler görünce neden hemen düşünmeyi bırakıyorsunuz? bunlar instagram'da yeterince mevcut değil mi? türkiye'nin son umudu, halkın içinden biri, çok iyi bir insan artık bu etiketlemeleri bırakıp gerçeklere dönelim. o halde yargıçlar! siz de benim gibi ölümden korkmayın.

ucundan başından kesip, 2.08'lik bir videosunu kaydettim şimdi.
kendi ınstagram hesabında paylaşılmış bir video. 10 saat önce falan.

ben çok güldüm, gülmek isteyen varsa izlesin diye link bırakıyorum.
bu sefer oldu sanırım

başbakan ya da cumhurbaşkanı olacak potansiyeli yok en iyisi belediye başkanlığından devam.

(bkz: ehven-i şer)

mevcut hükümet ve belediyelerinden bunalmış olmasak asla oy vermeyeceğim kişidir. cumhurbaşkanı olur ve bir kaç dönem seçilirse mevcut yönetici ile benzer bir profile sahip olacağını düşündüğüm şahıstır.

yıllar sonra istanbullu nun derdini dert edinip onların rahatı ve konforu için gerçekten didinen başkandır. hepimiz her gün bir çok şeyden şikayet ediyoruz. ama homurdanmaktan gayrı bir halt ettiğimiz yok.

uzun vadede kanal istanbul denen insanlık ihaneti ve beklenen deprem hususunda istanbullular sadece eko başkana gerekli desteği bile sunsa çok şey değişir. beklenen deprem kısa vadede bir sorun mudur bilemeyeceğim. lakin salt istabulda yaşayanların sorunu da değildir. her açıdan ülkeyi 200 yıl geriye götürecek bir tehlikedir.

insanların içine düştüğü çaresizlikten ötürü azıcık doğru düzgün konuşan, ideolojik olarak aynı tarafta bulunan insanları kurtarıcı olarak görmesi de gelecek adına endişelendiriyor beni. bunların iktidarı ele geçirmesi durumunda ülke 2002 ayarlarına döner ve yine sözde aydınlanma ve ilericilik(!) edebiyatları başlar. resmen azınlık çatışmalarını çaresizce izleyip taraf tutan çoğunluğuz. bu ülkede partiler kapatılıp, vatansever bir diktatör gelmediği sürece zannetmiyorum ki bir şeyler değişsin.

sırf istanbul trafiği sebebiyle kendisinden nefret etmeye başladığım belediye başkanı. evet, istanbul trafiği her daim vardı. her zaman trafik denilen illetten çekiyorduk bu şehirde. ancak bu kadarına can dayanmıyor. bundan iki sene önce saat 16:00'dan evvel iş yerinden çıktığımda bu kadar trafikte beklediğimi hatırlamıyorum. saat 17:00' a kadar gayet akıcı bir trafik söz konusu oluyordu. ancak toplu taşımadaki pahalılık ve zafiyetlerden sonra trafik can alıcı bir noktaya geldi. bundan iki sene öncenin trafiği ile şu ankini neredeyse alakası yok. eskiden işe giderken ve işten çıkarken trafiğe maruz kalıyorduk. şimdi ise günün neredeyse bakın neredeyse her saatinde trafik oluyor. toplu ulaşımdaki pahalılıktan ziyade seferlerin yerinde ve zamanında olmaması, pandemi koşullarında zaten özel araçlara yönelen insanları hepten toplu ulaşımdan uzaklaştırarak özel araç sayısında ciddi artış yaşattı. bu da trafiği hepten kilit noktaya itti.

istanbul büyükşehir belediyesinin resmi sitesinde "ulaşımda avrupanın en genç filosuna sahibiz" yazıyor. ekrem imamoğlu ise "filomuz eski" diyor. arkadaş şaka mı bu ya? kendi sitende yazan ile senin dediklerin farklı. toplu ulaşım araçlarının tamir ve onarım ihalesini yandaşlara verdik de tamir edemiyoruz, bakım yapamıyoruz de anlayalım. bu nedir ya? yolda kalan otobüsler, motoru yanan metrobüsler... şu trafiği çözün artık!

başta ak troller olmak üzere saraya hizmet eden ulusalcı muhaliflerin kara çaldığı başkandır.

işte bu zihniyet yüzüne rte ve akp 20 yıldır iktidar ya.

bir dönem cumhurbaşkanlığı adaylığında ismi ön plana çıkan/çıkarılan, tv kanallarında fazla boy gösteren belediye başkanı.
görevinin ilk yılında sadece işine odaklanması gerekirken kafasının cumhurbaşkanlığı ile bulandırılması ona yapılan bir kötülüktü..

gelecekte cumhurbaşkanı olur olmaz, ama bugünden cumhurbaşkanlığı kendisine 3 beden büyük gelecektir..
onun için doğru zaman bu önümüzdeki seçimler değildir. kendisine siyasi hayatında başarılar dileriz.

beton ekrem.
beylikdüzüne bakınca hep bu aklıma geliyor.
belki şurda beton dikilmedik bir yer vardır...