en büyük özelliği türkçe konuşamamak olan sempatik yabancı
başlık "echabrenef7091" tarafından 21.04.2023 21:54 tarihinde açılmıştır.
1.
özellikle günümüzde ülke topraklarında sıklıkla gördüğümüz amaçsız kişilik. türkiye'de son dönemde yarışma programlarının sayısının artmasıyla birlikte bu programlara jüri veya yarışmacı olarak katılan yabancı kişi sayısı da artmaya başladı. bu kişileri bazen oyunculuk sektöründe de görebiliyoruz göze hitap etme seviyelerine göre. bu insanlar genelde italya, rusya, ukrayna, brezilya tarzı her türlü ülkeden gelip türkiye sınırları içerisinde iş bulabiliyor ve hayatımızda net bir yer ediniyorlar. özellikle televizyonkoliklerin hayatında... fakat dikkatimizi çeken başka bir nokta oluyor. bu kişiler aradan uzun yıllar geçmesine karşın dilimizi hâlâ komik ve kötü konuşmakta, bunu iyileştirmek hususunda da çabanın zerresini bile göstermemekte. bu kişiler sempatik oldukları için gülsek etsek de başka özellikleri olmadığı için zamanla sıkıcılaştığı da bir gerçek.
moda programlarının değişilmez rus kadını (bkz: ivana sert) veya aşçılık geçmişi olan fakat türkiye'de ilk olarak atv'deki (bkz: elin oğlu) programıyla tanıdığımız italyan (bkz: danilo zanna) gibi birçok kişiyi bu sınıfa yakıştırabiliriz. bu ikili zamanla yeri geldi reklamlarda, yeri geldi filmlerde oynadılar o garip ve abartılı telaffuzlarıyla. özellikle danilo zanna hareketlerinin ve konuşma şeklinin iler tutar bir yanı olmadığını ve kanal değiştirme sebebi olduğunu defaatle gösterdi.
peki bu kişiler türkçe konuşma seviyelerini değiştirmekte neden bu denli umursamaz? almancayı, ispanyolcayı veya fransızcayı öğrenip konuşmak konusunda böylesine vurdumduymaz bir tavırda olurlar mıydı? ben bu soruların yanıtının biraz milletimizle de ilintili olduğunu düşünüyorum. biz futbol, siyaset, dizi-film, sanat fark etmeksizin her konuda insanları çok çabuk ünlü eden bir milletiz bence. önce iyi anlamda, sonra da kötü anlamda çok çabuk ünlü olur bizde insanlar. bu ün özellikle çok da hak edilmemiş bir ün ise çok da kaldıramaz insanlar bu ünü. bunun sonucu da ya ahlâki açıdan yanlış davranışlarda bulunup ayıplanmak, ya kendini olabilecek her konuda kanaat önderi zannedip herkese karışmak ya da işinde disiplini kaybedip başarı grafiğinin kötüye doğru gitmesidir.
yani türkçe yoksunu sempatik yabancılar da kendi ülkelerinde kazanamadıkları şöhreti bizim ülkemizde kazanınca bizim önemli gördüğümüz dili konuşmak adına çok da çaba sarf etmiyorlar. hâl böyle olunca da kulak zevkine ciddi zarar veren telaffuzlar, diyaloglar ve insanlar izliyoruz. daha doğrusu kimimiz izliyor, kimimizin de hiç o taraklarda bezi yok.
sözü bitirirken bütün yabancılara sesleniyorum; ülkemizin misafirperverliği ve cana yakınlığı sizi memnun ediyor ve yıllarınızı burada geçirmenizi sağlıyor olabilir, hatta ülkenizde edinemediğiniz konumları burada kolayca edinmenin verdiği zafer sarhoşluğunda takılıp kalıyor olabilirsiniz ama bari türkçe konusunda bir miktar emek verin yahu.* iletişim konusunda alıcı ve gönderici eşit mesafe kat etmeli ki daha kısa sürede ve kolayca iletilsin iletilmesi gereken mesaj. bilmem anlatabildim mi?* iyi bayramlar tüm sempatik ve antipatiklere! tüm yerlilere ve yabancılara iyi bayramlar.
moda programlarının değişilmez rus kadını (bkz: ivana sert) veya aşçılık geçmişi olan fakat türkiye'de ilk olarak atv'deki (bkz: elin oğlu) programıyla tanıdığımız italyan (bkz: danilo zanna) gibi birçok kişiyi bu sınıfa yakıştırabiliriz. bu ikili zamanla yeri geldi reklamlarda, yeri geldi filmlerde oynadılar o garip ve abartılı telaffuzlarıyla. özellikle danilo zanna hareketlerinin ve konuşma şeklinin iler tutar bir yanı olmadığını ve kanal değiştirme sebebi olduğunu defaatle gösterdi.
peki bu kişiler türkçe konuşma seviyelerini değiştirmekte neden bu denli umursamaz? almancayı, ispanyolcayı veya fransızcayı öğrenip konuşmak konusunda böylesine vurdumduymaz bir tavırda olurlar mıydı? ben bu soruların yanıtının biraz milletimizle de ilintili olduğunu düşünüyorum. biz futbol, siyaset, dizi-film, sanat fark etmeksizin her konuda insanları çok çabuk ünlü eden bir milletiz bence. önce iyi anlamda, sonra da kötü anlamda çok çabuk ünlü olur bizde insanlar. bu ün özellikle çok da hak edilmemiş bir ün ise çok da kaldıramaz insanlar bu ünü. bunun sonucu da ya ahlâki açıdan yanlış davranışlarda bulunup ayıplanmak, ya kendini olabilecek her konuda kanaat önderi zannedip herkese karışmak ya da işinde disiplini kaybedip başarı grafiğinin kötüye doğru gitmesidir.
yani türkçe yoksunu sempatik yabancılar da kendi ülkelerinde kazanamadıkları şöhreti bizim ülkemizde kazanınca bizim önemli gördüğümüz dili konuşmak adına çok da çaba sarf etmiyorlar. hâl böyle olunca da kulak zevkine ciddi zarar veren telaffuzlar, diyaloglar ve insanlar izliyoruz. daha doğrusu kimimiz izliyor, kimimizin de hiç o taraklarda bezi yok.
sözü bitirirken bütün yabancılara sesleniyorum; ülkemizin misafirperverliği ve cana yakınlığı sizi memnun ediyor ve yıllarınızı burada geçirmenizi sağlıyor olabilir, hatta ülkenizde edinemediğiniz konumları burada kolayca edinmenin verdiği zafer sarhoşluğunda takılıp kalıyor olabilirsiniz ama bari türkçe konusunda bir miktar emek verin yahu.* iletişim konusunda alıcı ve gönderici eşit mesafe kat etmeli ki daha kısa sürede ve kolayca iletilsin iletilmesi gereken mesaj. bilmem anlatabildim mi?* iyi bayramlar tüm sempatik ve antipatiklere! tüm yerlilere ve yabancılara iyi bayramlar.
devamını gör...
2.
devamını gör...
3.
biz surilere böyle denmemek var. neden ayrımcılık yapayorsunuz. afganik diye mi.
devamını gör...
"en büyük özelliği türkçe konuşamamak olan sempatik yabancı" ile benzer başlıklar
konuşamamak
12