en yakın arkadaşın ihaneti

hayatta tecrübe diye yutturulan acılara bir tane daha eklemektir.

arkadaşlığınızın kaç yıl sürdüğüne ve size ihanetinin derecesine göre oluşturacağı yıkım da değişir. tabi ki de 'fatmayı sevdiğimi herkese anlatmış.' tarzı çocukça şeylerden bahsetmiyorum.

iş hayatınızı baltalayanlar, önünüze taş koyanlar olabilir. eşinizi sevgilinizi yoldan çıkaran olabilir. en zor anınızda size kapısını kapatanlar olabilir. olabilir de olabilir.

unutulmamalıdır ki bu hayatta size en sadık kişi yine kendinizdir. gün gelir aileniz bile size ihanet edebilir. aynı, aile yerine koyduğunuz arkadaşlarınızın yaptığı gibi.

böyle durumlarda intikam hırsına düşmemek gerekir. sakince ve soğuk kanlılıkla arkadaşlığı bitirmek ve hiçbir şey olmamış gibi hayata devam etmeye çalışmak gerekir. çünkü hiçbir şey hiçbir zaman karşılıksız kalmaz. bazen kadere güvenip yola devam etmeli insan.

maalesef başıma hiç gelmemiş olan durum, her ortamdan farklı, yüzeysel arkadaşlıklar edinmek ve arkadaşları birbirleriyle tanıştırmamak tavsiye edilir.

(bkz: eşkıya)

ihanet olarak görülür mü bilmem ama benim en yakın arkadaşım dediğim kişi nikahına çağırmamıştı beni neden çağırmadığını sorduğumda da nikah çok acele oldu çağıramadım demişti, sonra öğrendim ki benden başka herkesi çağırmış.

ihanet; en ağırı her zaman en güvendiklerimizden gelendir. maalesef.

art arda her yıl en az 1 kere yaşadığım durumdur. ilk en yakınım oluyorlar sonra bilgilerimi ve duygularımı bir hırsız gibi çalıp gidiyorlar. geriye de güvensiz bir insan bırakıyorlar.

arkadaşın ihaneti,zaman ile unutulur ama akrabanın ihaneti asla unutulmuyor, ve o kişiyi görmek zorunda kalıyorsunuz yara kabuk bağlamıyor.
üzülüyorsun için açıyor, o acı hep orda kalıyor, arkadaş ile ilişkini kestin mi olay orda kalır.

ihanet can yakar, kırar, kanatır. ama sevdiğin ve güvendiğin biri tarafından ihanete uğramak öldürür. inanmak istemezsin, yapmaz dersin ama kendini kandırman gerçekleri değiştirmez. eninde sonunda kabul edersin sırtındaki bıçağı. ihanetin paslı demir kokusunu öğrenin. bir daha yaşamak istemiyorsanız öğrenin. ve herkese güvenmeyin. ihanet güvenden sonra ortaya çıkar.

kimsenin bana ihanet edeceği kozu eline vermediğim için kafam rahat hayatıma devam ederim.

derinden yaralar.
kimseye, sizi arkadan vurabilecek sağlam bilgiler vermeyin. incinirsiniz!

yanlış yakın arkadaş seçiminden başa gelmiştir, yani suçun çoğu sende dostum kusura bakma derim.

en güvendiğin yerden darbe yedikten sonra artık güven duygusuna inanmamaya başladığın acı bir durum oluyor.

uzun süre yok yok yapmamıştır diye aklamaya çalışılır, ta ki dank edene kadar. bel bükülür sonra, donar kalır ağlayamazsın bile.

bu dünyada kimseye güven olmaz. hayat tecrübelerle dolu.

çok sık yaşadığım bir durum. insanlara kazık atmak hoşlarına gidiyor herhalde .

bir kere başıma gelmişti. güvenip sırrınızı veriyorsunuz o gidip başkalarına söylüyor. öğrendiğinizde yaşadığınız hayal ve güven kırıklığı çok acı.

ölüm dışında yaşanılan en ağır şeylerden biridir. hele ki ihanet eden pişkin tavırlar sergilerse delirmemek mümkün değil. tabii bu duruma ne sebep oldu ona da bakmak lazım. bunu sürekli yaşadım diyen arkadaşları gördüm tanımlarda. sorun acaba sizde mi diye düşünmeye de başlamadım değil. çünkü bazen farketmeden çok büyük hatalar yapıyoruz, kalp kırıyoruz. tabii ki hiçbiri ihanet etmeleri için bir sebep olamaz. ama ben ihanete uğradığımda öz eleştiri yapmayı becerebilmişimdir. görmediğim birçok yönümü görmeme neden olmuştur bu. karşınızdakine olan kin veya öfkenizi de azaltır. özeleştiri önemli.

bu konuya tanım, küfürsüz olmaz.

karşı tarafın karaktersizliğini göstergesidir kişisel algılamayın ve koşarak uzaklaşın o insandan

çok da takmayın be arkadaş dediğin nedir ki biri gider biri gelir. mesela benimki sevgilime asılmıştı bildiğin. ama çok da umursamadım bastım tekmeyi çıkardım hayatımdan baktım yoluma.