erkeğin aşkı vs kadının aşkı

aşkın cinsiyetlere göre nasıl, hangi duygularla yaşandığı, tarif edildiği ve algılandığı meselesi. erkeğin yaşadıkları ile kadının yaşadıklarının benzeşip benzeşmediğidir.

mesela çoğu erkek kadınların gerçekten aşık olabileceklerine ihtimal vermez. normal sözlük erkeklerinin %95 i kadınların paraya değer verdiğini söyler durur.

erkeğin adına aşk dediğiyle kadının aşk dediği şeyin aynı anlama gelip gelmediğini tartışmaya açarken erkeklerin maalesef ki çoğunluğunun dile getirdiği bu doğru ya da yanlış veyahut eksik tespiti de araya sıkıştırmak istedim.

kıyaslanmasını doğru bulmadığım duygular.

erkeklerin kadınlardan daha fazla ve güçlü sevdiği iddiasını sık sık görüyorum orada burada ama itirazım var buna. mesela narsist bir erkeğin adına aşk dediği şey, kendi çıkarları için kullanabileceği bir kadının, kendisine ne kadar uzun süre tahammül edebileceğine karşılık gelen bir durum. yeni bir kurban bulduğunda ya da kurbanı artık kendisine, talep ettiği şeyleri vermeyi reddettiği zaman, aşk dediği şey toza dönüşür bir anda. bu, narsist bir kadın için de böyledir ama erkek örneğini bilinçli olarak verdim. her erkek sevdi mi tam sevmiyor. yani erkek olmak, kafadan 1-0'a getirmiyor durumu. insanların mental sağlığı, aşktan ne anladıkları, genel olarak aşk denen şeye ne kadar önem verdikleri gibi çok çeşitli değişkenler var böyle denklemlerde.

derin hisler barındıran bir ilişkide, ayrılık sonrası sürecin iki taraf için şöyle işlediğini okumuştum:

kadın, ilk zamanlarda tam bir çöküntüye uğrar. bunalım takılır, ağlar, arkadaşlarıyla dertleşir vs. birkaç ay sonra yavaş yavaş daha iyi hissetmeye başlar. kişiye ve yaşananlara bağlı olarak, süreci tamamen atlatması birkaç ay ile birkaç yıl arasında değişebilir.

erkek, ilk zamanlarda "oh be! kurtuldum." moduna girer. özgürlüğünün tadını çıkarmaya koşar. 1-2 ay geçtikten sonra pişman olup özlemeye başlar ve gittikçe daha duygusal yaklaşmaya başlar olaya. dolayısıyla kadının atlatmaya başladığı sıralarda erkek daha yeni yeni olayın ne olduğunu idrak ediyordur. bu da ortaya "ben hâlâ onu düşünüp onun için üzülürken o ne çabuk unuttu beni" gibi suçlamalar çıkarır. halbuki sen explorer gibi geriden geldiğin için bu konuda, senin şimdi yaşadığın süreci kadın senden önce yaşadı ve üstesinden gelmeyi başardı.

elbette bu yukarıdaki örnek de herkes için böyle gerçekleşen bir süreç değil ama kadın ve erkek beyni ve düşünce yapısı arasındaki fark nedeniyle, genelde bu şekilde gerçekleşiyormuş olay.

bu arada ülkemizde çok sevmekten anlaşılan şeyin, kendisini terk etmeye kalkışan insanı öldürmek olması da ayrı korkunç tabii. "ya benimsin ya toprağın" düşüncesi sevgi değil hastalık ve takıntı. insan, birisini sevdiği zaman ilk isteyeceği şey ona zarar gelmemesi ve onun mutlu olmasıdır. gerçek sevgi öyle bir şey. "benimle olmuyorsa kimseyle olamasın" düşüncesi mental bir rahatsızlıktan başka bir şey değil. ayrılık sonras herkes kendi hayatına bakmalı. kimse kimsenin tapusunu almıyor.

son olarak; kadınlar paraya bakar diye bir şey yok. bazı kadınlar bakar, bazıları bakmaz. bazı erkekler de bakar, bazıları bakmaz. herkesin hayattaki önceliği ve tercihleri birbirinden farklıyken, en kötü örnekleri seçip "işte hepsi böyledir" demek iftiradan başka bir şey değil.

çok sevilen çok seven biri olarak diyeceğim bir şey yok.

dünyanın en büyük aşkı da olsa biter, en çok aşık olan adamı da olsa yeri gelir yorar. aşkından köpek olan kadını da olsa yeri gelir sevmeseydin lafını duyar.

ben bugünü bilirim, keyfimi bilirim.

insan canı isteyince sevgisi aşkı umurumda olmayan adamı sevebilir canı isteyince ona kul köle olanla avunabilir.

bunların derecesi yok.
kendinin farkında olmak ve olanı biteni keyifli hale getirmek var.

ünlü şairlere bakalım ekseri erkek olmakla beraber şiirlerinde hep hasret çekme, kavuşamama hallerini ortaya çikarmışlardır.
erkek mi çok sever kadın mı? sorusu kıyasa hayiz bir soru değildir kişinin iç dünyasında sevdiği kişiyi nereye koyduğu ve ne denli kıymet verdiği tam anlamıyla bilinemez.

erkek, ortalama ve üzerindeki kadına aşık olurken, kadın talipleri arasında en iyisini tercih eder. erkek doğası gereği poligamiktir; bir kadını elde ettiğinde yeni hedefler arayabilir. kadın ise bunun aksine, bir erkeği kazandığında sadece onu elde tutmaya odaklanır. erkek erotizmi, kadın ise romantizmi arzular. erkek sonuç odaklıdır, kadın ise süreci önemser. erkek gördüğüne, kadın ise duyduklarına aşık olur. erkek için tek bir duygu yeterliyken, kadın aynı anda birçok farklı duygu yaşamak ister.

erkeğin aşkından bir bok olmaz.

erkeğin aşkı romantiktir.

kadının aşkı çıkarcıdır. siz hiç burger king'de çalışan birine aşık oldunuz mu?

ismi lazım değil "sana aşığım", "ilk defa sana aşık oldum", "senden başka kimseyle boşalmadım". diyerek kapağı bana atmaya çalışanlardan birine denk geldim geçenlerde. küfürsüz sözlük platformlarının birinde.

"aramızdaki sevgi değildi" dedi.

bu arada bunun böyle olacağını tekmeyi vurduktan hemen sonra söyledim. senin sevgin beş para etmez. gün gelecek hislerini yaşadıklarını reddedeceksin. zira iyi tanıyorum bu sahtekarları. neden? çünkü birçok testten, başta güven testinden ve dürüstlük testinden kaldığı için. sonra bir baktım 6 ay içinde sayabildiğim kadarıyla 4 kişiyle daha evlilik planladı.

vay a....