1.
sitkom karakteri değilse ecnebi olan insandır. batılı ecnebilerin uyuyana kadar evde ayakkabıyla gezdiğine dair filmler olsa da insanın "ulan şu ayaklar bi rahatlasın" eğilimi gösterip ayakkabısını çıkarması daha akla yatkın.
devamını gör...
2.
çok zengin insandır kendileri.
devamını gör...
3.
sahiden var mı böyle insanlar.*
devamını gör...
4.
anca gösterişli dizilerde olur.
devamını gör...
5.
temizlikle arası olmayan insandır.
devamını gör...
6.
sokağı evine taşıyan pis insandır.
devamını gör...
7.
yabancı birçoğunda böyledir. bu tamamen kültürel bir şeydir. bazı islam ülkelerinde de aynı durum vardır. evlerinde yere serili eşya azdır, bu sebeple ayakkabıyla gezen ülkeler çoktur.
devamını gör...
8.
aaaa beni anlatan başlık açmışlar şeklinde tepki verdiren başlık. benimdir efenim bu. ayrıca ajanslardan gelen son habere göre ne sitkom karakteriyim ne de ecnebiyim, yani öyle diyollaaa.
e kardeş ne demeye giyiyorsun? derseniz de anlatıverem gari. belki aranızda benim gibi ağrıları olan birileri vardır da çareyi buluverirler. yalnız dikkat, tanım birazcık uzun.
uzun yıllar boyunca gece gündüz fark etmeksizin bacaklarımda ağrılar oldu. kaç tane doktora gittiysem de hepsinden şu cevabı aldım "büyüme ağrısıdır, geçer".
doktordur dedik, vardır bi bildiği dedik; geçmesini bekledik ama geçmedi. tabi bu arada benim ağrıların şiddeti arttı. ağrılardan ağlarken sızarsam uyuyabiliyordum. yoksa uyutmuyordu meret. bu sıralarda doktorun biri huzursuz bacak sendromu olabilir dedi. sonunda farklı bi cümle duymuş olmanın verdiği sevinçle onu araştırdık, yapılması gerekenleri yaptık, ettik falan ama i ih. benim ağrılar aynı devam. ben yine doktor doktor gezerken bir gün bi doktor dedi ki "sende düz tabanlık var". kendimden emin şekilde dedim ki, "yooo onun da kontrolü yapıldı, düz taban değilim ben". doktor hanım* "bi de ben tetkik edeyim" dedi ve muayene etti kiii bin-go. normalde düz tabanlık doğuştan gelen bi durummuş lakin çok az bi oran da olsa sonradan oluşan düz tabanlık diye bir şey varmış ve bendeniz bu az orandaki insan topluluğunun içine girmeyi başarmışım *. iyi tamam teşhisi koyduk, peki nedir bu? dedim veee olaylar başladı. benim ayakta oluşan taban dengesizliği sebebiyle kaslarım ve iskeletim hasar görüyormuş. bu yüzden de ben yıllardır bacak ağrısı çekiyormuşum. hatta bu yüzden gencecik yaşımda bi de bel fıtığım var*. neyse. sonra ben yine dedim ki, ne olduğunu öğrendik, peki şimdi ne yapacağım? doktor hanım da dedi ki, bir medikale gideceksin ve kendine özel tabanlık yaptırıp devamlı kullanacaksın. o da neymiş, yeniyor muymuş? falan diye işin goygoyuna bakarken bi taraftan da gidip kendime bi tabanlık yaptırdım*. tamam bu sefer bitti derken de ayakkabı sorunu ile karşılaştım. ayakkabıya ayağım sığarsa tabanlık; tabanlık sığarsa benim ayak sığmıyordu. normal ayak numaramdan epeyce büyük ayakkabılar alarak bu sorunu da bi şekilde halletmiş oldum. eh dedim tamam artık, göreyim bunca emek ağrıları geçirecek mi? geçti dostlar... tabanlığı kullandıktan sonra gelen o his gerçekten dünya varmış dediğim nadirane anlardan birini yaşatan histir. her ne kadar ayağımda yarı yarıya düz tabanlık olsa da, bel fıtığı sahibi olsam da artık ağrılarım yok ya, bu bana yetiyor.
şimdi konunun başına dönersek, tabanlık kullanımı beni rahatlattığı için sadece evde giydiğim özel bi spor ayakkabım var. haliyle ben de bu başlıktaki gruba dahil oluyorum.
işte böyle sayın yazarlar. öyle kafanıza göre hemencik insanları kategorize etmeyin sitkom karakteri, ecnebi vs diye. konuyu biraz deşince altından bi kürek gübre* çıkar da kalıverirsiniz öyle. haydi selam ile.
e kardeş ne demeye giyiyorsun? derseniz de anlatıverem gari. belki aranızda benim gibi ağrıları olan birileri vardır da çareyi buluverirler. yalnız dikkat, tanım birazcık uzun.
uzun yıllar boyunca gece gündüz fark etmeksizin bacaklarımda ağrılar oldu. kaç tane doktora gittiysem de hepsinden şu cevabı aldım "büyüme ağrısıdır, geçer".
doktordur dedik, vardır bi bildiği dedik; geçmesini bekledik ama geçmedi. tabi bu arada benim ağrıların şiddeti arttı. ağrılardan ağlarken sızarsam uyuyabiliyordum. yoksa uyutmuyordu meret. bu sıralarda doktorun biri huzursuz bacak sendromu olabilir dedi. sonunda farklı bi cümle duymuş olmanın verdiği sevinçle onu araştırdık, yapılması gerekenleri yaptık, ettik falan ama i ih. benim ağrılar aynı devam. ben yine doktor doktor gezerken bir gün bi doktor dedi ki "sende düz tabanlık var". kendimden emin şekilde dedim ki, "yooo onun da kontrolü yapıldı, düz taban değilim ben". doktor hanım* "bi de ben tetkik edeyim" dedi ve muayene etti kiii bin-go. normalde düz tabanlık doğuştan gelen bi durummuş lakin çok az bi oran da olsa sonradan oluşan düz tabanlık diye bir şey varmış ve bendeniz bu az orandaki insan topluluğunun içine girmeyi başarmışım *. iyi tamam teşhisi koyduk, peki nedir bu? dedim veee olaylar başladı. benim ayakta oluşan taban dengesizliği sebebiyle kaslarım ve iskeletim hasar görüyormuş. bu yüzden de ben yıllardır bacak ağrısı çekiyormuşum. hatta bu yüzden gencecik yaşımda bi de bel fıtığım var*. neyse. sonra ben yine dedim ki, ne olduğunu öğrendik, peki şimdi ne yapacağım? doktor hanım da dedi ki, bir medikale gideceksin ve kendine özel tabanlık yaptırıp devamlı kullanacaksın. o da neymiş, yeniyor muymuş? falan diye işin goygoyuna bakarken bi taraftan da gidip kendime bi tabanlık yaptırdım*. tamam bu sefer bitti derken de ayakkabı sorunu ile karşılaştım. ayakkabıya ayağım sığarsa tabanlık; tabanlık sığarsa benim ayak sığmıyordu. normal ayak numaramdan epeyce büyük ayakkabılar alarak bu sorunu da bi şekilde halletmiş oldum. eh dedim tamam artık, göreyim bunca emek ağrıları geçirecek mi? geçti dostlar... tabanlığı kullandıktan sonra gelen o his gerçekten dünya varmış dediğim nadirane anlardan birini yaşatan histir. her ne kadar ayağımda yarı yarıya düz tabanlık olsa da, bel fıtığı sahibi olsam da artık ağrılarım yok ya, bu bana yetiyor.
şimdi konunun başına dönersek, tabanlık kullanımı beni rahatlattığı için sadece evde giydiğim özel bi spor ayakkabım var. haliyle ben de bu başlıktaki gruba dahil oluyorum.
işte böyle sayın yazarlar. öyle kafanıza göre hemencik insanları kategorize etmeyin sitkom karakteri, ecnebi vs diye. konuyu biraz deşince altından bi kürek gübre* çıkar da kalıverirsiniz öyle. haydi selam ile.
devamını gör...
9.
bu sıcaklarda çoraba bile tahammül edemezken ayakkabıyla gezmek nedir lan.
pis bir eylem.
pis bir eylem.
devamını gör...
10.
(bkz: zenginlik belirtileri)
devamını gör...
11.
bu benimdir.
sadece evde giydiğim* iki spor ayakkabım var. ayak ağrılarına çok iyi geliyor, kambur duranlar varsa duruşu düzeltmek konusunda çok yardımcı oluyor, ayrıca evde spor yapanlar varsa yine çok büyük bir kolaylık oluyor. ayakkabı giymek rahatsızlık değildir tam tersine rahatlıktır.
sadece evde giydiğim* iki spor ayakkabım var. ayak ağrılarına çok iyi geliyor, kambur duranlar varsa duruşu düzeltmek konusunda çok yardımcı oluyor, ayrıca evde spor yapanlar varsa yine çok büyük bir kolaylık oluyor. ayakkabı giymek rahatsızlık değildir tam tersine rahatlıktır.
devamını gör...