21.
aslolan " paylaşmak"tır . ama dert , ama keder ; ama sevinç, ama hastalık; ama maddiyat, ama sevgi.. entel fikirlerin soyutsuz bir şekilde havada uçuştuğu gibi "aşk" ı öldürmez. hatta aşkı, evlilik için benmari usulünde eriyen çikolataya benzetmek de mümkün. sıcaklığı harlı değil ama hep var . hep akışkan ve yoğun ve hayatın bütününe yayılmış halde.
yine sanılanın aksine özgürlüğe de ket vurmaz . neden vursun ki ? herkesin kendince bir yaşam tarzı var , söz konusu bir yaşamak adına birlikte bir hayat arkadaşlığı kurulmuşsa karşılıklı anlayış bunun en büyük istikrarı olacaktır zaten .
evlilik araç değil amaç da değildir. " sevginin sonucu, bağlı yaşamak ama " bağımlı " olmama halidir . mutluluğu "zirve " olarak görmeyen zihniyetler için , ortak paylaşımlar ışığında bölünüp çoğalmadır. sevgi hiçbir zaman aşağı çekmez. aşağı çeken sevgi , sizi yok oluşa sürükler , psikolojik şiddetin yegane sonucudur. onaran ve insanı çoğaltan bir şeyin adını " sevgi" koymak ahmaklıktır.
son olarak da evlilikte en önemli konuların başında cinsellik gelir diye bir şehir efsanesi vardır ki aslı iletişimdir. iletişimden uzak olan çift için başka hiç bir şeyin tam olabilmesi söz konusu olamaz.
yine sanılanın aksine özgürlüğe de ket vurmaz . neden vursun ki ? herkesin kendince bir yaşam tarzı var , söz konusu bir yaşamak adına birlikte bir hayat arkadaşlığı kurulmuşsa karşılıklı anlayış bunun en büyük istikrarı olacaktır zaten .
evlilik araç değil amaç da değildir. " sevginin sonucu, bağlı yaşamak ama " bağımlı " olmama halidir . mutluluğu "zirve " olarak görmeyen zihniyetler için , ortak paylaşımlar ışığında bölünüp çoğalmadır. sevgi hiçbir zaman aşağı çekmez. aşağı çeken sevgi , sizi yok oluşa sürükler , psikolojik şiddetin yegane sonucudur. onaran ve insanı çoğaltan bir şeyin adını " sevgi" koymak ahmaklıktır.
son olarak da evlilikte en önemli konuların başında cinsellik gelir diye bir şehir efsanesi vardır ki aslı iletişimdir. iletişimden uzak olan çift için başka hiç bir şeyin tam olabilmesi söz konusu olamaz.
devamını gör...
22.
seksin azalarak bitmesidir.
devamını gör...
23.
gezmeyi, eğlenmeyi, aktiviteler yapmayı bıraktığınız anda b.ka sarandır.
kişisel bakımdan da vazgeçmemek, kaliteyi düşürmemek gerekir. yoksa monotonluğa bir kapıldınız mı yutar sizi canlar.
kişisel bakımdan da vazgeçmemek, kaliteyi düşürmemek gerekir. yoksa monotonluğa bir kapıldınız mı yutar sizi canlar.
devamını gör...
24.
garip bir mertebedir. bence ilginç yanı eşinin ailesini de sırtlamak durumunda kalıyorsun onu geçtim en ilginci senin için yabancı olan biriyle bir olup aynı hayatı paylaşıyorsun ne garip.
devamını gör...
25.
en güzel açıklamayı behzat ç..'de behzat'ın abisi şevket'in yaptığı kurum. buradan
devamını gör...
26.
alışkanlıklar silsilesidir. özellikle yapilan yapılacak herşey bir imzaya bakmasıdir.
devamını gör...
27.
beraberinde akraba sayısı ikiye katlanıyor.kabus gerçekten. sabır diliyorum bolca.
devamını gör...
28.
düşündükçe daha korkunç gelen müessese. bazı aile baskısına uğramış gençler için aile evinden kurtulmak için öylesine ilk karşısına çıkılan insanla yapılan anlaşma bazıları içinse gerçekten çocukluktan beri hayali kurulan kurum. benim içinse büyük bir cesaretle (ya da aşık olmanın getirdiği adrenalinle) alınmış anlık kararlar bütünü. kısaca sonunda ne olacağı belli olmayan kumar...
devamını gör...
29.
her önüne gelenin bu müesseseye meyve vermemesi gereken müessesedir (bkz: çocuk yapmak)
devamını gör...
30.
hayatta daha kendine bakmaktan aciz pasif ezik sorumluluk almaya maçaları yemeyen tiplerin sürekli kotuledigi bence ne kadar erken gerçekleşirse o denli makbul müessese.
bazı arkadaşlarım üniversite sonunda evlenmiş bazıları üniversiteside evlenmişti. pek çoğunun bir kaç tane bebesi var mutlu mesut yaşıyorlar. 30 a geldiğimiz şu günlerde adamların yaptığı gözüme öyle mantıklı geliyor ki.
bazı arkadaşlarım üniversite sonunda evlenmiş bazıları üniversiteside evlenmişti. pek çoğunun bir kaç tane bebesi var mutlu mesut yaşıyorlar. 30 a geldiğimiz şu günlerde adamların yaptığı gözüme öyle mantıklı geliyor ki.
devamını gör...
31.
evliliği bir şirket olarak düşünürsek kurulumu epey masraflıdır efendim.hem bu masrafın uzun vadede sizi bir getiriside yoktur maddi olarak.ama asıl olay şirketi kapatacağız diyelim,eğer erkekseniz kadın kişisi evlenene kadar nafaka ödeyebilirsiniz asıl masraflı olan şirketin kapanışıdır.evleneceğiniz insanı iyi seçin iyi tanıyın,sonra aile mahkemelerinde feminazi avukat ve hakimlerle epey uğraşmanız gerekebilir.
devamını gör...
32.
evlilik yüceydi, evlilik görkemliydi. fakat insanlar onu bitirdi, tahrip etti. neticede seks için, ailesi için, toplum için evlenen insanların çoğaldığı bir toplum ortaya çıktı. fakat gerçeği neydi? sevginin paylaştıkça çoğaldığı, acının paylaştıkça azaldığı bir bütünlüğü ifade ederdi. aşkın insanda bıraktığı bağımlılık duygusundan soyuttu belki. ama asla bağımsız da değildi. insan doğası gereği tek kişi olamazdı zaten. yalnızlıktan, mutsuzluktan korkan insanın anlam arayışının sonlandığı ve insanın bir noktada huzura erdiği bir kurumdu. olması gerekenden bahsediyorum elbette. yoksa şu an olandan değil pek, her ne kadar olması gerektiği gibi olan evlilikler olsa da.
yorulmuş ruh, dinginleşmek ister. tüm hayatı boyunca (özellikle günümüz yüzyılı içerisindeki insanın bireysel gelişme çabasını göz önüne alırsak) öğrenmeye, bilgiye olan açlığını gidermeye çalışan insan, zaten yalnızdır, yalnızlaşır. geçmişinde acı çekmiştir zaten. ve bir noktada bu acılardan, mutsuzluktan uzaklaşayım derken; zihninin derinleşmesiyle beraber kendisini daha da derin bir çukurun içerisinde bulur. insanlarla arasına duvar çeker, insan doğasından nefret eder, tiksinir. bir noktada kendine de nefret duyar bu yüzden. çünkü kendisi de aslında bir insandır. kendisi sadece ötekileşmiştir. bu noktada insan sıradanlığının farkına varırsa eğer, daha da büyük bir buhran içerisine girer. kurtuluş yolu nedir o halde? kimisi inançta bulur kendisini, kimisi acısını şekillendirir, kimisi de aşık olur. ya kurtuluşa ermeye başlamıştır ya da daha da beter olmaya. evlilik hayatına başlama nedeni insanın bütün bu yalnızlık düşüncesinden kurtulma ihtiyacından da kaynaklanır. "ben yapayalnızım. insanlardan ötekileştim. sıradanım ama aynı zamanda sıra dışıyım. bedbahtım ama görkemliyim de. seviyorum birisini evet, o da benim gibidir belki. hem evliliği gerçekleştirirsem eğer, işte o zaman daha da çok sevebilirim. sevgim büyür gittikçe. ve yorulmam da artık. kurtuluşa ererim."
her insan evlenmemelidir. benim az önce tarifini yaptığım spesifik insan modeli aramızda yaşıyor olmalı. fakat herkes böyle değildir. o yüzden de zaten evlilik müessesesi tahrip oluyor. toplumun ortaya çıkardığı evlilik müessesesinin temel gayesi nedir? bu sorunun cevabını vermek az önce bahsettiğim şeylerin aksini ispatlayacakmış gibi gözükebilir. fakat aslolan daha makul: sistem içerisinde şekillenmiş bir kurum olan evlilik, insanın mutluluğuna ve dolayısıyla eşlerin mutluluğuna hizmet etmelidir. bir amaç değildir yahut. bir araçtır.
fakat aşk tehlikelidir. çok tehlikeli. o yüzden böyle bir şey için beklemek gerekir. beklemek ve görmek. hem evlilik olmasa da mutluluk olabilir pekala eşler için. bu yalnızca bize dayatılan bir paradigma. önemli olan sevginin paylaşılması, isteklerin belirginleşmesidir. özünde dürüst olmaktır.
yorulmuş ruh, dinginleşmek ister. tüm hayatı boyunca (özellikle günümüz yüzyılı içerisindeki insanın bireysel gelişme çabasını göz önüne alırsak) öğrenmeye, bilgiye olan açlığını gidermeye çalışan insan, zaten yalnızdır, yalnızlaşır. geçmişinde acı çekmiştir zaten. ve bir noktada bu acılardan, mutsuzluktan uzaklaşayım derken; zihninin derinleşmesiyle beraber kendisini daha da derin bir çukurun içerisinde bulur. insanlarla arasına duvar çeker, insan doğasından nefret eder, tiksinir. bir noktada kendine de nefret duyar bu yüzden. çünkü kendisi de aslında bir insandır. kendisi sadece ötekileşmiştir. bu noktada insan sıradanlığının farkına varırsa eğer, daha da büyük bir buhran içerisine girer. kurtuluş yolu nedir o halde? kimisi inançta bulur kendisini, kimisi acısını şekillendirir, kimisi de aşık olur. ya kurtuluşa ermeye başlamıştır ya da daha da beter olmaya. evlilik hayatına başlama nedeni insanın bütün bu yalnızlık düşüncesinden kurtulma ihtiyacından da kaynaklanır. "ben yapayalnızım. insanlardan ötekileştim. sıradanım ama aynı zamanda sıra dışıyım. bedbahtım ama görkemliyim de. seviyorum birisini evet, o da benim gibidir belki. hem evliliği gerçekleştirirsem eğer, işte o zaman daha da çok sevebilirim. sevgim büyür gittikçe. ve yorulmam da artık. kurtuluşa ererim."
her insan evlenmemelidir. benim az önce tarifini yaptığım spesifik insan modeli aramızda yaşıyor olmalı. fakat herkes böyle değildir. o yüzden de zaten evlilik müessesesi tahrip oluyor. toplumun ortaya çıkardığı evlilik müessesesinin temel gayesi nedir? bu sorunun cevabını vermek az önce bahsettiğim şeylerin aksini ispatlayacakmış gibi gözükebilir. fakat aslolan daha makul: sistem içerisinde şekillenmiş bir kurum olan evlilik, insanın mutluluğuna ve dolayısıyla eşlerin mutluluğuna hizmet etmelidir. bir amaç değildir yahut. bir araçtır.
fakat aşk tehlikelidir. çok tehlikeli. o yüzden böyle bir şey için beklemek gerekir. beklemek ve görmek. hem evlilik olmasa da mutluluk olabilir pekala eşler için. bu yalnızca bize dayatılan bir paradigma. önemli olan sevginin paylaşılması, isteklerin belirginleşmesidir. özünde dürüst olmaktır.
devamını gör...
33.
tarım toplumu ve devletin ortaya çıkmasıyla oluşmuş müessesedir. ekonomik en küçük birim olarak düşünülmüştür. amacı toprağın sürülmesinin devamlılığını sağlamaktır. kutsal falan değildir, ekonomiktir.
devamını gör...
34.
iyi birisini bulup gerçekleştirmeyi düşündüğümdür. bu müesseseyi kötü göstermeye çalışanların kafası ile gidersek sonuçta serseri ve piçlerin hüküm sürdüğü bir topluma dönüşürüz. tek maksatı yeni neslin iyi bir aile ortamında büyümesini sağlamaktır.
devamını gör...
35.
yine evlilikle alakalı açılan bir başlık ve yine ne kadar aklı kıt cahil bekar varsa üşüşmüş. evlilik size nasıl anlatılmış öyle, siz nasıl cahil insanlarla takılıyorsunuz diyeceğim ama tabi bu sizin cahilliğiniz.
evliliği bedava seks olarak gören beyinsizlerin yorumlarını okudukça, siz sakın evlenmeyin diyorum. kazara bir de çocuk falan yaparsınız aman! sizin nesliniz üremesin.
evliliği bedava seks olarak gören beyinsizlerin yorumlarını okudukça, siz sakın evlenmeyin diyorum. kazara bir de çocuk falan yaparsınız aman! sizin nesliniz üremesin.
devamını gör...
36.
katılmak istediğim müessese. kaşınıyorum bu aralar. bir de kız bulduk mu tamam işte. he bir de iş buldukmu tamam. ha bir de para biriktirdikmi. amaaan neyse evlenmem olur biter.
devamını gör...
37.
özelikle mantık evliliği yapanlar genelde hüsrana uğrar.
mantık evliliği yaparak yanlışı başta yaparsınız aynı meslek olsun, maaşlarımız aynı olsun vb şeylere takılı kalmayın evlilik dediğiniz şey ortak fatura ödemekten ibaret değil.
mantık evliliği yaparak yanlışı başta yaparsınız aynı meslek olsun, maaşlarımız aynı olsun vb şeylere takılı kalmayın evlilik dediğiniz şey ortak fatura ödemekten ibaret değil.
devamını gör...
38.
evlilik her şeyden önce duygusal bir karardır. kararı vermekten çok yürütmektir asıl marifet. başta herkes iyidir, güzeldir, hoştur, naziktir, en güzel kıyafetlerinizi giyer hazırlanırsınız sevgilinizi görmek için.
mesela sinemayı sevmeseniz de "aa en sevdiğim film" der, durumu idare edersiniz. ama bunu ne kadar yapabilirsiniz ki..
karşı tarafı farkında dahi olmadan manipüle ettiğimiz, özenli olduğumuz noktalar evlenince değişir. gün boyu pijamasıyla yayılan birisine hayran olamazsınız/kalamazsınız, ya da o sinemada kaçırmadığı film olmadığından bahseden kişiyi bırakın bir film izlemeye götürmeyi, evden çıkaramaz olursunuz; bir bakarsınız ki bir ev kedisi çıkmıştır sanat hayranı, aslında nefret edermiş sinemadan sizin hatırınıza dayanmışmıştır.
bunlar küçük örnekler tabi, çok daha temel konularda da hayal kırıklığı eklenecektir, emin olun.
sabır, yürek, anlayış, özen özveri gerektirir. günümüz insanının yorgunluğu düşününce zordur yani tüketilmiş sabırlarımızla bunları gösterebilmek.
insanın önce kendini tanıması, bir de evleneceği kişiyi doğru tanıması, gerçekçi yaklaşması gerekir konuya. bu arada kimse kimseyi değiştireceğini düşünerek evlenmesin, değiştiremezsiniz. hatta değiştirmeniz gereken noktalar düşündüğünüzden de fazla çıkacaktır, buna da pay bırakınız.
madem ki bütün kartlar günün sonunda açılacak, keşke herkes kartları başta açsa ve kimse hayal kırıklığına uğramasa (ya da nispeten az uğrasa), ama bu böyle olmuyor kasıtlı ya da kasıtsız insanlar kendileriyle ilgili farklı bir imaj yaratıyorlar, bu belkide evrimsel olarak çoğalma güdüsü ile yapılan bir şey olabilir, kim bilir?.
(günümüz kızlarına ayrıca şaşırıyorum ,burada paylaşmadan edemeyeceğim, 30 yaş (+/-5 ) kadın arkadaşlarımda, bir heyecan, bir telaş ne oldu diye soruyorsunuz? "evlenme teklifi aldım !" , peki ne dedin " tabii ki evet". burada benim anlayamadığım nokta şu; tamam erkekler bir noktada karar veriyor, diyor ki tamam bu kadın ile evleneceğim, kararı verdiği emin olduğu anda evlilik teklifi ediyor, peki tam da o noktada, kadınların hiç bir tereddütünün olmaması, çekincesiz bir şekilde karar vermesi? ne kadar eminsiniz, çekincesizsiniz işte buna şaşırıyorum. hayatınızı değiştirecek bir karar veriyorsunuz ve eminim ki çoğunuz da neye evet dediğinizi bilmiyorsunuz. buraya ben çok takılıyorum.
neyse konuyu uzattım, son olarak ciddi bir şekilde bu konuyu düşünüyorsanız ve konuyu enine boyuna değerlendirmek istiyorsanız (bkz: herkes kendi hayatının kahramanı) psikiyatrist gülcan özer'in kitabını okumanızı tavsiye ederim.
mesela sinemayı sevmeseniz de "aa en sevdiğim film" der, durumu idare edersiniz. ama bunu ne kadar yapabilirsiniz ki..
karşı tarafı farkında dahi olmadan manipüle ettiğimiz, özenli olduğumuz noktalar evlenince değişir. gün boyu pijamasıyla yayılan birisine hayran olamazsınız/kalamazsınız, ya da o sinemada kaçırmadığı film olmadığından bahseden kişiyi bırakın bir film izlemeye götürmeyi, evden çıkaramaz olursunuz; bir bakarsınız ki bir ev kedisi çıkmıştır sanat hayranı, aslında nefret edermiş sinemadan sizin hatırınıza dayanmışmıştır.
bunlar küçük örnekler tabi, çok daha temel konularda da hayal kırıklığı eklenecektir, emin olun.
sabır, yürek, anlayış, özen özveri gerektirir. günümüz insanının yorgunluğu düşününce zordur yani tüketilmiş sabırlarımızla bunları gösterebilmek.
insanın önce kendini tanıması, bir de evleneceği kişiyi doğru tanıması, gerçekçi yaklaşması gerekir konuya. bu arada kimse kimseyi değiştireceğini düşünerek evlenmesin, değiştiremezsiniz. hatta değiştirmeniz gereken noktalar düşündüğünüzden de fazla çıkacaktır, buna da pay bırakınız.
madem ki bütün kartlar günün sonunda açılacak, keşke herkes kartları başta açsa ve kimse hayal kırıklığına uğramasa (ya da nispeten az uğrasa), ama bu böyle olmuyor kasıtlı ya da kasıtsız insanlar kendileriyle ilgili farklı bir imaj yaratıyorlar, bu belkide evrimsel olarak çoğalma güdüsü ile yapılan bir şey olabilir, kim bilir?.
(günümüz kızlarına ayrıca şaşırıyorum ,burada paylaşmadan edemeyeceğim, 30 yaş (+/-5 ) kadın arkadaşlarımda, bir heyecan, bir telaş ne oldu diye soruyorsunuz? "evlenme teklifi aldım !" , peki ne dedin " tabii ki evet". burada benim anlayamadığım nokta şu; tamam erkekler bir noktada karar veriyor, diyor ki tamam bu kadın ile evleneceğim, kararı verdiği emin olduğu anda evlilik teklifi ediyor, peki tam da o noktada, kadınların hiç bir tereddütünün olmaması, çekincesiz bir şekilde karar vermesi? ne kadar eminsiniz, çekincesizsiniz işte buna şaşırıyorum. hayatınızı değiştirecek bir karar veriyorsunuz ve eminim ki çoğunuz da neye evet dediğinizi bilmiyorsunuz. buraya ben çok takılıyorum.
neyse konuyu uzattım, son olarak ciddi bir şekilde bu konuyu düşünüyorsanız ve konuyu enine boyuna değerlendirmek istiyorsanız (bkz: herkes kendi hayatının kahramanı) psikiyatrist gülcan özer'in kitabını okumanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
39.
sevilen ve seven için olmazsa olmaz bir müessesedir. düşünsene sevdiğin, konuştuğun, konuşmaktan mutluluk duyduğun yeri geldiğinde keyfince sustuğun, şakalaştığın bir arkadaşın var yanında hep. iki taraf da iyi niyetli ise kırmadan dökmeden huzur içinde bir ömür yaşamak mümkün. evet mümkün, yeter ki evde o iklimi oluşturma isteğiniz ve samimiyetiniz olsun.
devamını gör...
40.
kayyum atanması gereken müessesedir.
devamını gör...