nüdzöç nirefa yazar profili

esas adı, abdurrahman bin cemal bin abdurrahman el ussi'dir.
1980 doğumludur ve kabe imamı olarak bilinir.

sesinin beğeneni çoktur. dinlerken huzur verdiği, alıp götürdüğü söylenir.
dünyanın dört bir yanından onu kuran okurken dinlemeye gelen müslümanlar sayısı bir hayli fazladır.

kayserispor'un 2.golünden sonra fenerbahçe taraftarının alkış protestosuna başladığı maç.
vedat'tan sonra bir forvet alamayan yönetime de ne denmeli bilmiyorum.
berisha ne abi.

telaş hali.

bbc büyük dünya tarihi
national geographic bir dahi yetiştirmek
national geographic cia'nın gizli deneyleri
apocalypse (2.dünya savaşı)
history channel milattan önceki savaşlar

evcilleştirilmesi en zor hayvan. hayvan oğlu hayvan.

gün içerisinde içime gerçekleştirebilecek cesareti yeniden yerleştirmesi için tanrıya yalvardığım eylem. bir yandan diyorum ki, lan ölmek isteyen ölür kolayca, sen istemedin mi acaba? bilmiyorum. geçmişe özlem yok, şimdi huzurlu değil, gelecek korkunç. akla düşmemesi garip olurdu herhalde bu şartlarda. aslında söyleyecek çok şeyim var sanırım ama keseceğim burada.

travis: bence birisi bu şehri alıp klozete atmalı ve üzerine sifonu çekmeli.


(bkz: taxi driver)

fiziksel ve ruhani versiyonun yanı sıra yenilen yemek sırasında dil vasıtasıyla ağızda hissedilen tat hali vardır. yediğiniz yemek yerken ne kadar acı verdiyse çıkarken de aynı oranda fiziksel acı verecektir.

boyut değiştirme hali

üç şekilde yapılabilen olay.
1) ergence "höhöh tonro borodo hoto yopmoş" diyebilmek için iz sürmek.
2) mantıklı gelen yerleri alıp istenilmeyeni almamak. bunu her dinden insan yapıyor, hristiyanlar da müslümanlar da öncüllerinden hoşlarına gidenleri kanıt gösteriyor, sevmeyince "bura tahrif edilmiş" oluyor.
3) mitolojik eser gibi.

ne demokrasi aşığıdır ne ikinci adam.

karşı devrimin babasıdır sadece... ve attığı tohumlar bugün büyümüş, yeşermiş, zehirli bir sarmaşık gibi atatürk cumhuriyetinin her yanını sarmıştır. atatürk'ün kendisiyle küs olarak öldüğünü, inönü'nün atatürk'ü sağlığında hiç ziyaret etmediğini, belki de etmeye cesaret edemediğini bilmeyenler veya bildiği halde sorgulamayanlar, kendilerine ezberletilmiş ezberler neticesinde kendisini atatürk ile eşit bir konuma koymuşlardır. bugün yaşadıklarımızın birinci sorumlusu kendisidir. ne demek istediğimi merak edenler atatürk hayattayken okullarda okutulan ders kitaplarını araştırsınlar ve atatürk'ün ölümünden sonra ne tür kitaplarla yer değiştirildiğine baksınlar. ayrıca bir de fulbright anlaşması hakkında araştırma yapsınlar.

erkeklerin ufacık bir imza ile, değişime uğramakta hiç gecikmediği küçük birlik. çoğu zaman, zamana yenilir evlenenler. eylül 2013'te adım attïğım birlik.

keşke daha çok film çekse denilesi yaşayan efsane.

-damdan düşen : bağkurun varsa özele gitme hocam, selamın aleyküm 500 lük olursun.

5000, 3000, 10 000, 100 000.... ve yanında düğün töreni masrafları, birtakım hediyeler, altınlar, takılar vs.

bu harcamaları "canı öyle isteyen" gelinin kendisi tarafından yapılmaz "beni madem alıyorsun o halde bunları da bana vermelisin" diyen gelin tarafından damattan istenir. geleneksel durum budur. ya da gelin ve damat aileler tarafından bir köşeye çekilir, söz hakkı verilmez ve aileler hesaplaşır. yani kız tarafı kızının "ucuza gitmemesi" (!) için erkek tarafından bunları ister, talep eder.

evlilik kurumu ve hatta sevgililik bile kadının "verdiği", erkeğin "alırken" maddi ve yanında manevi bedeller ödediği bir mal alış verişi gibi görülürse böyle olur ve bin yıllardır böyledir.

isteyen buna uyar, istemeyen uymaz... ama tabii uymayanlar marjinal kalır her zaman.

sonuçta alan memnun - veren memnun, sorun yok. yeter ki marjinallere dokunulmasın…

eğer yoğun bir ofis ortamında çalışıyorsanız, çok fazla bir sorumluluğunuz yoksa bile gün boyu facebook, twitter, kafa sözlük de falan takılmayın. mesai saatlerinde, bu gibi sitelerde dolaşmak için en fazla 10-15 dakikanızı ayırın, bunu da patronlarınız yokken yapın. iş dışı aktivite olarak sadece günlük gazetelere okuyun bilgisayarlardan, fazlası dikkat ve tepki çeker.

keyifli ve kaliteli bir sohbet yanında çay ister, saat kaç olursa olsun.

kitaptan sayarsak v for vendetta'nın çizgi romanı.
türkçesini bulamadım.
evet ingilizcem kötü.

hazreti peygamber muhammed'in öldüğü günden itibaren olan olaylar düşünüldüğünde gayet normaldir. hz. peygamber rahmet ettiğinde cesedi taht kavgalarından sebep 3 gün ortada kalıyor. hem amcaoğlu hem de damadı ali gelip defnediyor. veda hutbesinde 120 ila 140 bin kişiye seslenmiş kişinin cenazesini 17 kişi kılıyor 17!!!.
bugün kimsesiz bir kişinin cenazesi bile daha fazla kişi ile kılınıyor. velhasıl islam ayrı şey, insan hırsı ayrı şey.

sınırsız olmamalıdır. sonsuz özgürlük daima şımarıklık, suistimal ve kargaşa getirir. bu herkesin taşıyamayacağı, büyük bir kısım insanın eline yüzüne bulaştıracağı bir durumdur.