evvel zamanda kalan son sinek
başlık "insan olun biraz" tarafından 21.11.2022 16:19 tarihinde açılmıştır.
1.
bir dmitriy mamin-sibiryak masalıdır.
bu masal dmitriy mamin-sibiryak tarafından kızı için yazılan masallardan biridir. ve masal bittiğinde bu masalı ne kadar çok sevdiğimi anladım. bu masal için özellikle robnaja'ya teşekkür ederim.
masalın adından da anlaşılacağı gibi bu hikaye bir sinek ile ilgili ve bu sinek insanların en rahatsız olduğu ve dünyada insanların ölümüne en çok neden olan sinek olan sivrisinek. ama bu sivrisinek türdeşlerinden biraz farklı. o çok iyi niyetli bir sivrisinek ve herkesin de kendisi gibi olduğunu düşünecek kadar da saf. kendinden yaşlı sivrisineklerin uyarılarını duymazdan gelerek insanların çok iyi olduğuna ve sivrisinekler için çok güzel şeyler yaptığına inanıyor.
sineğimizin adı karakaş ve karakaş insanların yaptığı şeyleri yanlış yorumlama gibi bir huya sahip. ta ki kışı geçirmek için girdikleri evde tek başına kalana kadar bu huyundan vazgeçmiyor. kalan son sinek olduğu için insanlar onun yaşamasına izin veriyor ama bu arada karakaş insanlara olan güveninin ve inancını kaybetmiş bile.
karakaş'ın hikayesi biraz da insanlığın hikayesi gibi. kesinlikle okunması gereken bir masal.
bu masal dmitriy mamin-sibiryak tarafından kızı için yazılan masallardan biridir. ve masal bittiğinde bu masalı ne kadar çok sevdiğimi anladım. bu masal için özellikle robnaja'ya teşekkür ederim.
masalın adından da anlaşılacağı gibi bu hikaye bir sinek ile ilgili ve bu sinek insanların en rahatsız olduğu ve dünyada insanların ölümüne en çok neden olan sinek olan sivrisinek. ama bu sivrisinek türdeşlerinden biraz farklı. o çok iyi niyetli bir sivrisinek ve herkesin de kendisi gibi olduğunu düşünecek kadar da saf. kendinden yaşlı sivrisineklerin uyarılarını duymazdan gelerek insanların çok iyi olduğuna ve sivrisinekler için çok güzel şeyler yaptığına inanıyor.
sineğimizin adı karakaş ve karakaş insanların yaptığı şeyleri yanlış yorumlama gibi bir huya sahip. ta ki kışı geçirmek için girdikleri evde tek başına kalana kadar bu huyundan vazgeçmiyor. kalan son sinek olduğu için insanlar onun yaşamasına izin veriyor ama bu arada karakaş insanlara olan güveninin ve inancını kaybetmiş bile.
karakaş'ın hikayesi biraz da insanlığın hikayesi gibi. kesinlikle okunması gereken bir masal.
devamını gör...
2.
bir hikâyem var - inanmazsınız mutlu, bazen ben de inanmıyorum*- evvel zaman içinde kalan son sinek diye yazarken başlığın açıldığını görünce büyük bir hayret duydum ama tabii ki hislerim beni yanıltmadı. sevgili yazar tek dil bilen benim, iddia etmem haddim mi bilmem ama bir kontrol mu etseniz? *
dün gece, aslında daha çok gecenin gündüzle selamlaştığı sıralardı; uyandım. tam olarak baş parmağımın üstünde minik bir şişlik ondan çok daha güçlü bir kaşıntı... uykumdan uyanmama yanmadım da tüm yazı evde sineksiz geçirdikten sonra aralık ayında ve de hâlâ yaşayan bir sineğin olmasına şaşırdım. biraz çay ağacı yağı sürüp kaşıntı meretinden kurtulduktan sonra düşündüm. yaklaşık iki hafta önce dinleğim masalın bir benzeriydi yaşadığım.
günlerdir ruhumu sıkan bir huzursuzluk var. küçük kurbağa hasta. dalağında ve de safrakesesinde büyüme ve iltihap olmuş. sebep öpücük hastalığı. ne kadar da tatlı bir adı var aslında virüsün. apar topar yaşadıkları ilçeden merkeze göderdiler çocuk cerrahi orada bulunmadığı için. ertesi gün elimde mikrofon ses kontrolü yaparken annem aradı ozi, ameliyata girecek diye. sesim titredi. başöğretmeni anıyordum ama kalbimdeki kocaman korkuydu asıl sebep. tören bitti, ablam aradı. şimdilik operasyon iptal, kontrol altında tutmaya çalışacaklar diye. abim de bu süre zarfında evimde misafirdi. her sabah uyandığında "bir türlü uyku tutmadı, bir sivrisinek var sorma uyutmadı" diyaloğunda ben içimden amaaan strestendir o diyerek düşündüm. ozi iyileşti biraz, yine kontrol altında ama evine gidebildi haliyle abim de. işte buna mütevellit karakaş da salondan yatak odasına teşrif etmiş. gecenin köründe uykumdan etti beni. ama kızgın olmadım ona. döndüm yatağa, sarıldım huzura. şanslıyım diye düşündüm. onca zamanın üstüne, sırtımı yaslayabileceğim biri vardı. sıkıca sarıldım huzura. belki hâlâ adıma şiirler yazılmayacak* ama neden şiirlere konu olmak isteyeyim ki, şair ben olabilirim. * az önce - tam olarak bu yazıya başlamadan önce- içeriden güzel günler göreceğiz sesi yükseldi. sonra şarkı bir daha, bir daha çaldı. ben de açtım nikbinliki okumaya başladım. ve o an tüm parçalar tammış gibi hissettirdi.
dün gece, aslında daha çok gecenin gündüzle selamlaştığı sıralardı; uyandım. tam olarak baş parmağımın üstünde minik bir şişlik ondan çok daha güçlü bir kaşıntı... uykumdan uyanmama yanmadım da tüm yazı evde sineksiz geçirdikten sonra aralık ayında ve de hâlâ yaşayan bir sineğin olmasına şaşırdım. biraz çay ağacı yağı sürüp kaşıntı meretinden kurtulduktan sonra düşündüm. yaklaşık iki hafta önce dinleğim masalın bir benzeriydi yaşadığım.
günlerdir ruhumu sıkan bir huzursuzluk var. küçük kurbağa hasta. dalağında ve de safrakesesinde büyüme ve iltihap olmuş. sebep öpücük hastalığı. ne kadar da tatlı bir adı var aslında virüsün. apar topar yaşadıkları ilçeden merkeze göderdiler çocuk cerrahi orada bulunmadığı için. ertesi gün elimde mikrofon ses kontrolü yaparken annem aradı ozi, ameliyata girecek diye. sesim titredi. başöğretmeni anıyordum ama kalbimdeki kocaman korkuydu asıl sebep. tören bitti, ablam aradı. şimdilik operasyon iptal, kontrol altında tutmaya çalışacaklar diye. abim de bu süre zarfında evimde misafirdi. her sabah uyandığında "bir türlü uyku tutmadı, bir sivrisinek var sorma uyutmadı" diyaloğunda ben içimden amaaan strestendir o diyerek düşündüm. ozi iyileşti biraz, yine kontrol altında ama evine gidebildi haliyle abim de. işte buna mütevellit karakaş da salondan yatak odasına teşrif etmiş. gecenin köründe uykumdan etti beni. ama kızgın olmadım ona. döndüm yatağa, sarıldım huzura. şanslıyım diye düşündüm. onca zamanın üstüne, sırtımı yaslayabileceğim biri vardı. sıkıca sarıldım huzura. belki hâlâ adıma şiirler yazılmayacak* ama neden şiirlere konu olmak isteyeyim ki, şair ben olabilirim. * az önce - tam olarak bu yazıya başlamadan önce- içeriden güzel günler göreceğiz sesi yükseldi. sonra şarkı bir daha, bir daha çaldı. ben de açtım nikbinliki okumaya başladım. ve o an tüm parçalar tammış gibi hissettirdi.
devamını gör...