fakir depresyonu vs zengin depresyonu

fakir depresyonun evinde yaşar. depresyon hırkası giyer, yatakta nutella kaşıklar... zengin psikoloğa gider, onu parti parti gezdirirler, ortamdan keyif almaz. smokini çeker, koktellerde şampanya içerken melül melül uzaklara bakar... karı kızla ilgilenmez.

psikoloğa gidemeyen vs giden depresyonudur.

alın size zengin depresyonu*

zengin depresyonu. sponsored by kavruk lady



fakir depresyonu, nam-i diger deprasyon:

fakir depresyona girmez. depresyon fakire girer. hem de böyle dekmik tokat. sonra öldğ heralde deyip bırakınca az kendi kendine o karanlık dünyasında kalır. çevresinde o karanlık dünyasına bir ışık penceresi açacak bir sevdiği dostu yoksa işi zor. zengin depresyona girer. kafayı dağıtacak bir çok yolu dener, alışveriş, tebdil-i mekan, deneyimlemek istediği farklı spor dalları filan. olmadı kişisel terapistine gider herhalde. zengin olup depresyona girince editlerim.

depresyona girmek lükstür bana kalırsa pışpışlayanın çoksa,ekmeğin geliyorsa, çalışma sorunun yoksa gir battaniyenin altına kış boyu çıkma. ama çalışmak zorundaysan, veletler ekmek yemek diye zırlıyorsa , e kimsenin umrunda da değilsen hadi gir bakalım diyelim girdin genede kimin ipinde...

depresyon sebepleri de dahil olmak üzere arasında farklılıklar olan derin mevzudur.
zira giriş, gelişme aşamaları farklı olan bir kompozisyon konusunun elbet sonucu da farklı olur. sonuçta dert ç*k gibidir herkes en büyüğü kendinde sanır.
kimseyi depresyona sokmayın arkadaşlar. hayat pahalı, günler kısa sabrımız az, umudumuz çürüyor. şartları daha da zorlaştırmayın, yaşayalım ve gülelim gerisi tırıvırı şeyler.

fakir depresyona girdiğini bile fark etmez. içimde bir sıkıntı var der geçer.