1.
fakir ,zengin olmasın diye laf salatası yapıyordur. 'bak senden daha fakirleri de var ' lafı bu tiplerin bitirici hareketidir. elindeki ile yetin , mütevazı bir yaşam tarzın olsun tarzındaki önerileri ile mum dikerler . e kardeşim sen de linea ya bin madem o kadar mütavazı bir yaşam hastasısın ne oldu ? klasik sedan görünümlü milyonluk passata neden hastasın?
devamını gör...
2.
dayaklık bir kişidir. başka tedavisi yoktur.
devamını gör...
3.
tutunamayanlar dizisinin yağız'ı buna en büyük örnektir.
devamını gör...
4.
5.
tok açın halinden anlamaz diye boşuna dememişler.
devamını gör...
6.
çünkü paranın çevresine menfaatçi, çöp insan doluşur ve zengin kişi zamanla bütün insanları böyle görmeye başlar, iyiyi kötüyü seçemez olur.
devamını gör...
7.
buna en iyi örnek ilahiyat fakültelerindeki hocalar ve cami imamlarıdır. zengin sayılırlar mı orası ayrı konu ama anlattıklarını düşününce hayli zengin sayılırlar.
hoca derste anlatıyor neredeyse ağlayacak. peygamber efendimiz küçücük bir odada yatar, üzerinde tek bir hırkası var, çektiği sıkıntılar, israftan uzak hayat vs. sonra ders bitince kapıdaki 500 binlik cipine binip bankaya gider ve kirada olan 4 evinin kirasının yatıp yatmadığını kontrol eder.
ee hani ölmeyecek kadar yiyorduk, başımızı sokacak kadar ev, sırtımızda bir hırka falan...
hoca derste anlatıyor neredeyse ağlayacak. peygamber efendimiz küçücük bir odada yatar, üzerinde tek bir hırkası var, çektiği sıkıntılar, israftan uzak hayat vs. sonra ders bitince kapıdaki 500 binlik cipine binip bankaya gider ve kirada olan 4 evinin kirasının yatıp yatmadığını kontrol eder.
ee hani ölmeyecek kadar yiyorduk, başımızı sokacak kadar ev, sırtımızda bir hırka falan...
devamını gör...
8.
genellikle sözü yalan ve samimilikten uzaktır. ekonomik kriz zamanlarında fakirlik de zenginlik de daha bir batar insanlara. fakir, fakirliğini daha derin ve acıklı hissetmeye, eğer vicdanı tamamen kokuşmadıysa zengin de suçluluk duygusunu yaşamaya başlar. suçluluk duygusundan yakasını kurtarabilmek için, kâh fakiri, fakirliği över; kâh fakirlere ''porsiyonlarınızı küçültün, israf etmeyin, tane ile sebze, gram ile et yiyin !'' gibi üst perdeden öğütler verir. bu öğütlere hakikatte kendisi de inanmaz. zira, kendisinin öğütlediği yaşam şartları ile hiç alâkası yoktur. bu sosyolojik durum, fakirlikle, zenginlikle ilgili bir şey değildir. bilâkis, dünyevîleşmenin dibini bulmuş insanın nasıl bir çürümüşlüğe uğradığının ibretlik manzarasıdır.
devamını gör...