feministlerin eleştiriye tahammülü olmaması

dikkatimi çeken aşırı dozda tahammülsüzlük hali. tartişmaya açık değiller. söylediklerinin yüzde yüz kabulü dışında bir tavrı hemen bastırıp aşağılama yoluna gidiyorlar. sebep?

onlar feministin anlamını bilmeyen, feminist olunca havalı olduğunu sanan insan topluluğudur

herkese mâl edilmesi ve üzerinden mağduriyet kasılması gereksiz bir tespittir. yapıcı görüşler her zaman gereklidir bugün maskülist birisi ile feminist birisi karşılıklı olarak , temelide iki farklı cinsiyetin kendi özgürlük anlayışını sanki çok farklı uçlardaymış gibi dikte etmeye çalışıyorsa sorun buradadır. sadece medeni bir toplum oluşturmak isteyen ,farklı görüşlerden herhangi birine saygılı yaklaşabilen bilinçli insanları ciddiye almanız temennisiyle görüşürüz.

bari şu feminizm başlıklarını açarken azıcık akademik destekli şeyler yazın ya. madem bir laf edeceksiniz, dayanağı olsun lütfen. ele aldığınız konu iki üç kadının bir araya gelmesiyle oluşmamıştır çünkü; felsefi, ekonomik, hukuki, psikolojik vb. yani multidisipliner bir harekettir. geldiği boyutta da sadece kadını ele almaz, cinsiyet kimliğini yıkmaktadır. gelmiş hiçbir şey bilmeden 'aman bu feministler de hiç eleştiriye açık değil' diyorsunuz.
eminim bu başlığı açan gibiler marksizim felsefesini de 'işçi-işveren kardeş kardeş yaşayalım' olarak yorumluyorsunuzdur.

ataerkil bir toplumda yaşamak tahammüllerin en büyüğü değil midir.

bunlar değişik bi tür.

erkekten, kendisinden önce kaç kadınla seviştiğini dinlemek, hatunların genlerinde olan bişi.

feminişler hiç boşa zırlamasın. çay eşliğinde diğerinin yatak hikayesini dinlerler.

kaburga yüzünden hep.

insan enzimlere yeniliyor be dostlar.

nedeni ne kadar saçma bir şeyi savunduklarını bilmeleridir.

pozitif ayrımcılıktan kaynaklı olan durumdur, malum feministim diyen aslında “pozitif ayrımcılık istiyorum.” demektedir.

çoğu genelleme gibi temeli olmayan, rastgele yapılmış bir genellemedir. belli bir etiket seçip o etiket üzerinden insanlara saldırmayı ezikçe bir davranış olarak nitelendiriyorum.

yazmaya korktuğum başlıktır. hükümeti eleştirmekten daha çok yürek ister bu başlığa tanım girmek. galiba bu durumu özetliyor. yalvarırım feministler görmezden gelin beni.

çünkü yarısından çoğu feminizmi anlamamış şovmenlerdir de ondan.

feministlerin eleştirilere çok saldırgan bir dille cevap vermelerinin sebebini virginia woolf’un kendine ait bir oda adlı kitabı çok güzel açıklıyor bence. ilgilisi okuyabilir. bir de kadınların gözünden bakmış olursunuz olaya.

anlamsız ve boş eleştirilere karşı oldukça normal bir davranıştır. eleştiri yaparken dışarıdan çok mantıklı ve zekice olduğunu sanarak söylenilen şeylerin çoğu sadece boş yapmaktan ibaret. önce bir kadın ile empati yapmaya çalışın, onun gündelik hayatta sadece kadın olmasından kaynaklanan zorluklar nedir bir anlamaya çalışın sonra çok eleştirmek isterseniz yine eleştirirsiniz.

(bkz: sjw)

hak bazlı eşitlik yerine sürekli pozitif ayrımcılık istemelerinin sonucudur.

feministliğin kadın erkek eşitliği olduğunu yani insan eşitliği olduğunu biliyor muyuz? insanın (farklı özelliklere sahip olsa da. bu engelli olur kadın erkek olur)eşit olup olmadığı tartışmaya açık bir konu mu? değil. o zaman feministin eleştiriye tabii ki tahammülü olmaz.

bunu “feminizm manifestosunun dışına çıktı. sözlük anlamı ve manifestosu ponçik olabilir ancak şu an feminist çevrenin çoğunluğu çok saldırgan ve kadın üstünlüğünü istiyor, belki de aldı” dediğinizde, ad hominem’e çok başvuruyorsunuz bu bile sizin manifestonuzdaki kadar ponçik olmadığınızı gösteriyor dediğinizde ya da amerika’da ki mra aktivistlerinin toplantılarına yapılan feminist sabotajlarını ve o feministlerin tavırlarını gösterip mra ekibinin nasıl bir duruş sergilediği ile kıyasladığınızda görürsünüz.

evet eleştiriye tahammülleri yok. bunları yaptığınızda ad hominem ile karşılaşırsınız ya da git oku, cahil sözlerini duyarsınız, manifestosunu ve sözlük anlamını bildiğinizi söylediğiniz halde.

feminist bir kadın tarafından çekilen bu belgeseli bir izleyin. yayınlayan kanalın parantez içerisine yazdığı teröristler ifadesini görmezden gelin, başka altyazılı halini bulamadım.

neyse bana dokunmayın moruk. ben kadın çağına girdiğimizi kabullendim ve kendimi ona göre pozisyonlandırdım.

he illa linçleyecek ya da ad hominem mi yapacaksınız? söylüyorum boşuna yorulursunuz. bunu yapmak için yanlış adamım ben.

eleştiri; bir insanı, bir konuyu, bir yapıtı, doğru ve yanlış yönlerini bulup göstermek ereğiyle inceleme işidir.
saldırgan bir dille hakaret ise, şerefe ve kişilik haklarına karşı işlenen bir suçtur. farkı algılamak önemli.

yoo sabırlıyım aslında. başkasının kızının namusuna kolayca laf atan karşı komşumuz zekiye teyzenin kızı, evli adamlardan hamile kalmasını duyunca sabırlıydım. kocasının kölesi olmuş ondan habersiz nefes bile almayan aynur ablanın evlen çoluk çocuğa karış sözlerine karşı sabırlıyım. kadına şiddete karşı tepki gösterip ama hayatındaki kadına şiddet uygulayan karakter yoksunu mehmet amcaya da sabırlıyım ben. şimdi soruyorum size biz mi tahammülsüzüz yoksa toplum mu çelişkili?

zaten toplumsal eşitliği, günümüz şartlarında kadının erkeğe eş bir konuma gelmesini amaçlayan görüşe sahip insanları neden eleştiriyorsun hayatım? anladığım kadarıyla bahsedilen kişiler fenizm adı altında ''en iyisini biz hak ediyoruz'' görüşlü kimseler. onlar da feminist değil sorun buysa...