film önerileri

dogtooth
the lobster
ahlat ağacı
the favaroutie

the king and the clown.

çok film izleyen biri olarak size pek popüler olmayan ama oldukça kaliteli filmler önereceğim şimdi.
- véronique'nin ikili yaşamı
- mona lisa smile
- quills
- they live
- the jacket
- 13. kat
- chocolat
- total recall (1990)
- walk the line
- loving vincent
- the lake house
- the life of david gale
- pleasantville
- frequencies
- american beauty
- two lovers
- malena

iyi seyirler.

masumiyet

reservoir dogs.

serçelerin şarkısı. insan kendi haline şükrederken ayı anda içi cız edip, aile kavramının özünü görebiliyor. hiç aile kurmamış biri olarak beni baba olmaya özendiren filmdir kendileri.

saving private ryan.
sense and sensibility.

(bkz: muhsin bey)

başrolünde şener şen'in muhsin bey olarak rol aldığı türk sinemasinin en güzel filmlerinden biridir kanimca, izlerken büyük bir keyif duymakla beraber muhsin bey'in o nahif, gururlu kisiligi ve oyunculugu ugradigi büyük haksizliktan ötürü bile asla rahatsiz etmiyor insani. öfke duymuyor insan, o kadar güzel işlenmis bir senaryo.

(bkz: sound of metal) baterist olan karakterimizin yaşadığı işitme kaybını ve sonrasında gelişen olayları anlatır.

-dünyanın tüm sabahları
-shine
içinde müzik var.

-modigliani
-seraphine
içinde resim var.

relatos salvajes.
2014 yapımı bu arjantin-ispanyol filmi kara komedi tarzında harika bir filmdir.
pasternak, las ratas, el más fuerte, bombita, la propuesta ve hasta que la muerte nos separe adlarında birbirleriyle bağlantısız 6 farklı kısa filmden oluşuyor. bu yüzden hiç sıkılmadan bir çırpıda izleniyor.
sanırım birazdan 3. defa izleyeceğim.

mandalina bahçesi.

*

zeki müren- hep o şarkı(film)
zeki müren- kırık plak ( film)
zeki müren- inleyen nağmeler(film)
ferdi tayfur( derbeder) film.
3 billboard ebbing çıkışı
öldürme arzusu
pulp fiction
duvara karşı
işaretler
kadının adı yok.

insanları seyreden güvercin.
(şunun ismine bakar mısınız!)
(bkz: roy andersson)

zafere hücum

niye bu kadar etkilendim bilmiyorum her gördüğüme izlesene bi diyip durduğum film

the king of comedy (film). beş tane bafta adaylığının birini kazanmış olan film.

frances ha, en son izlediğim filmdir.

ilk önerim v for vandetta olacak.
filmin teması despot iktidara yönelik bir eleştiri ve intikam üzerine kuruludur. bu intikam aşamasında toplumun dönüşümünü ve başkaldırısını rahatça gözlemleyebilirsiniz. filmde insanların eşit olmayan sosyo-ekonomik yapılarının varoluşun bir parçası olduğun fikri reddedilir ve eleştirilir. bu eleştiriyi ve başkaldırıyı tek başına başlatan v karakterinin toplumun örgütlenmesi sonucu kolektif bir direnişe öncülük ettiği görülmektedir. filmde dikkatimi çeken ve unutamadığım birkaç şeyi söylemeden edemeyeceğim. buraya spoiler olarak bırakıyorum.
şimdi muhteşem bir reha erdem filmini bırakayım buraya: kosmos
film bir kış günü kars'ta çekilmiştir. kars'ta insanların o dönemki gündemi ermenistan ile olan sınırın açılması iken şehre garip bir adam yani filmin baş karakteri olan battal geliverir. insanların gündemi ve filmin seyri battal'ın gelmesi ile çok farklı bir boyut alır. ben bu filmi 3 sefer izlesem de ara ara açıp yeniden izleyeceğim filmler arasında yerini tutuyor. filmi izlerken battal karakterinin konuşmalarında her defasında farklı anlamlar buldum. zaten izleyenler ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır. film ile ilgili verdiğim her ekstra bilgi spoiler'a kaçmakta olduğu için burada bitiriyorum.
onur ünlü'nün çok güzel siyah beyaz bir filmi sen aydınlatırsın geceyi.
adı hemen bize shakespeare'in o güzel şiirini hatırlatıyor. zaten filmin bir sahnesinde bu şiire tanıklık edeceksiniz. absürt dram filmi olan sen aydınlatırsın geceyi ütopik bir kasabada ilginç özel güçleri olan insanların ilişkilerini konu alıyor. sürrealizm o kadar aktif ki aklıma hemen salvador dali geldi. bu filmin konusunu bir resim ile ancak salvador dali anlatabilirdi. evvvet, yine bu film de açıp açıp izleyeceğim filmler arasında...
derviş zaim'in in ilk filmi ve maddi yetersizlikler nedeniyle ödünç bir kamera ile çekilmiş olan 96 yapımı tabutta rövaşata filmi ile devam edeyim.
filmi izlerken çok üzüldüğümü, filmde mega kentlerin genel sorunlarından biri olan kimsesiz insanların hayatlarımızdan kayışlarının önemsizliğinin gözler önüne serildiğini belirtmek isterim. filmin ana karakterlerinden biri de bu kimsesiz insanlardan biri olan ve hisar civarında sokakta yaşayan mahsun'dur. film mahsun'un yer yer yeşeren umudu ve umutlarının boşa çıkması sürecini gözlerimizin önüne seriyor. filmin oyuncularından biri de tuncel kurtiz'dir. alıştığımız rollerinden birinde görüyoruz yine usta oyuncuyu. derviş zaim'in bu filmini kaç defa izlediğimi hatırlamıyorum bile. en sevdiğim filmler listesinde ilk sıralarda.
ve son olarak yakın bir zamanda izlediğim ve buraya hakkında başlık açmayı gerek gördüğüm film için #427893

shutter island izleyeli uzun zaman oldu ama hala etkisinden çıkamadım ağzım açık izledim bildiğin
onun dışında being john malkovich ve eternal sunshine of the spotless mind'ın yapımcılarının ortak yaptığı (ikisini de kesinlikle öneririm) i'm thinking of ending things de beni son zamanlarda etkileyen filmlerden oldu.ama biraz fazla sakin olduğunu söylemeliyim eğer daha çok aksiyon seviyorsanız sevmeyebilirsiniz bence yine de şans verin.

zeki müren- hayat bazen tatlıdır filmi.