floresan ışığı

bildiğimiz ve çoğumuzun hayatında var olan beyaz ışık. hastaneler, morglar, fabrikalar, depolar, kasaplar, süpermarketler beyaz ışıkla dolu. orhan pamuk bu konu ile ilgili bir yazısında değinmişti. zamanında yazarın annesi perdelik kumaş almak için gittiği perdecide, perdelik kumaşın topunu tezgahtar ile birlikte dışarı çıkararak rengini doğal ışıkta incelermiş ki, floresandan gelen beyaz ışık yanıltıp aldatmasın. o dönemler beyaz ışık soğuk, hüzün verici, uğursuz sayılırmış.

evlerde floresan kullanımı olmasa da profesyonel aydınlatmalarda floresan hala kullanılabiliyor.

ilk tanımda orhan pamuk'un bahsettiği kumaşın rengini anlayamayıp dışarda güneş ışığında bakma olayına neden olan şey cri denilen bir kavram. cri ışık kaynağının gönderdiği ışığın objeyi ne kadar kendine ait renkte gösterdiğini belirten bir terim. floresanlarda ise bu rengi ile birlikte kodlanır.

827: 80 cri, 2700 kelvin demektir. yani ortalama renk gösterimi ve sarı ışık demektir.

daha pahalı olan 9 ile başlayan floresanlar çok pahalı ama gerçek rengi görebilmenin çok önemli olduğu yerlerde hala kullanılır. yakın zamanda onun da kullanımı biter muhtemelen.

gözleri yorar. sarı ışık candır.

zeytinyağı en kuvvetli floresan ışığa sahip gıdadır: emre1974tr.blogspot.com/201...

beyaz olmadığı sürece başımın üstünde yeri vardır. floresan ışığının beyaz olması çok kötü abi gün ışığı yapsaydınız ya şunu. tuvalet ışığı gibi o ne öyle yaa.

ölük, puslu ve arada göz kırpan bir ışık türü.

can çekişeninin sinir bozduğu, daha fazla acı çekmesine müsaade edilmemesi ve yaşamına derhal son verilip ortadan kaldırılması gereken bir aydınlatma ürününün yaydığı ışıktır..

baş ağrası varken gözleri kör ediyor.

çoğunlukla kurumsal mekanlarda kullanılan, gözleri kamaştıran, gecikmeli olarak yanıp sönen sinir bozucu aydınlatma tarzı.

flor hasan'ı aydınlatan ışık.