futbol programları

tanım olarak bülten şeklinde olanları değil de özellikle yorum ağırlıklı olanlarını izlemesinin hiçbir amaca hizmet etmediğini düşündüğüm futbol ağırlıklı televizyon -ve günümüzde youtube da dahil edilebilir- programlarının geneline verilen isim.

bir kere sorun şurada başlıyor, yorumu yapılan kavramların hiçbirisinde halkın denetleme ve bir şeyleri değiştirme yetkisi yok. istersek yıllarca tartışalım, kamuoyunun tff yönetimini değiştirme ya da kulüplerin yönetimlerini değiştirme yetkisi mi var?

tamam, kıytırık bir maçtaki saçma bir pozisyona hatalı karar verildi, ee? ben, halktan birisi olarak bunun tartışılması sonucunda kendimce bir düşünce geliştirdim diyelim. düşünceme yakın kişi ve fikirlere oy vererek değiştiremiyorsam ne anlamı var bu saçmalığın? tff'de yapılan son seçimlerde adaylığını koyan ismail uyanık'tan bir kişinin bile bahsettiğini duymadım ki bahsetse dahi federasyona üye olan azınlık kodaman grubundan olmadıkça oy falan da kullanamayacağım.

geriye izlemek için tek bir motivasyon kalıyor, o da desteklenen takımla alakalı üçüncü kişilerin ne dediğini merak etmekten dolayı. ama bu programlarda yapılan tüm tartışmalar ekonomik anlamda zarar eden ve büyüklüklerini kime istinaden aldığını bilmediğim üç kulüp üzerinden dönüyor, bir samsunsporlu olarak saatlerce süren yayınlarda bir dakika bile bahsedilmeyen anadolu kulüplerine ne olacak?

futbolun sadece taktik üzerine konuşulduğu bir organizasyon olması tek umudumuz.

düzey:
(bkz: mala vurmak)

tamamen bir kaosun hakim olduğu, en çok bağıranın en haklı göründüğü, youtube'a taşındıktan sonra az olan kalitenin iyice düştüğü ve en çok saçmalayanların en çok izlendiği programlardır.

böyle şeyler söylemekten hoşlanmıyorum ama medeniyetten nasibini almamış, cehalete bakışlarından okunan, fındık kadar beyniyle insanları aptal yerine koymaya çalışan insanlardan tiksiniyorum, hatta tiskiniyorum.

futbol programlarına çıkan bu yorumcuların kaba saba tavırları, her an küfür etmeye hazır duruşları, okey masasından yeni kalkmış gibi tavırları ve en kötüsü de insanların zekasıyla alay eden espri anlayışları ile ekranlarda bu kadar zaman almaları cidden akıllara ziyan.

her zaman kimsenin söylemediğini söylemek isteyerek saçmalamaları da cabası. hepsi sahanın içinde kalmak istediklerini söyleyip sözlükteki fanatiklerden bile daha çok dedikodu peşindeler.

artık sadece futbol maçlarını izleyerek kendimce futbol programlarına karşı bir duruş sergilemeye çalışıyorum.

kendine işsiz müritler toplayarak mevcut köle düzenini yürüten beyin yamyamları tarafından idare edilir.

ağzı olanın konuştuğu program grubu.

tarafsız yorumcu çok az. bazılarının kafası tarafgirlikten tamamen yanmış.

şimdi malumunuz, kelimenin kökeni taraf tutmaktan geliyor da konu futbol da olsa bazı yerlerde tarafsız olabilmek, daha doğrusu objektif olabilmek gerek. yoksa bu beğenmediğimiz düzen sürüp gider böyle. evet, ne beşiktaşlısı beğeniyor bu düzeni haklı olarak ne trabzonlusu ne galatasaraylısı ne diğerleri... çünkü kötü yönetiliyor. çünkü ülkenin çürümüşlüğünden futbol da nasibini alıyor. dolayısıyla "bana yapılırsa auuv, ötekine yapılırsa oh" anlayışından futbol yorummcularının da kurtulması gerek.