kadın programları

toplumsal meseleleri konu ederken, adli vakalara neden olduğu öne sürülen, tepki geldiğinde yayından kaldırılan ancak bir süre sonra salağa yatıp, hiçbirşey olmamış gibi yeni versiyonları ile kaldığı yerden yoluna devam eden televizyon programlarının tümü.

canım ülkemde cinsiyetçiliği iliklerime kadar hissettiğim adlandırmalardan biridir " kadın programları" adlandırması.

en güzel zamanları evlilik programlarının olduğu dönemdir. zirve yapmıştır o dönemde.

çok kötü programlar bunlar itiraz etmemek gerek* ama izlemesi çok zevkli ya. arada açıp kaos sever yanımı mutlu edip kapatıyorum. özellikle esra erol müthiş bu konuda yok yufkacıya kaçan eltiler, kocası karpuz almadı diye et yapan mehmete kaçan kadın. ama yukarıda ki yazarımızın dediği doğru bence kadın programı adlandırması yerine sabah programı daha iyi bir tabir.

adının gündüz kuşağı programları olarak revize edilmesi gerekir. çok fazla erkek izleyicisi de mevcut ve bu isimden çok rahatsızlar.

kadın gündüz kuşağı programlarında görüyoruz işte evliyse olmaz bosansa yuva yıkmış olursun o zaman napilicak biri söyleyebilir mi? herşey aniden oluştuysa insanın başına geldiyse mutsuz evliliği sürdürmenin anlamı ne o evlilikte o cocuk ne kadar verim alabilicek.benim annem kendi parasını kazansaydi baba evine gitmek zorunda olmasaydı bosanmasini isterdim.boyle bir süreçte yaşandı ama sonra ikna edildi tekrar birleştiler.ama değer miydi degildi bosansalar daha iyiydi babam belki daha mutlu bir adam olurdu istemedigi hayatı yasamazdi mutsuzluğunu da bize yansitmazdi.o yüzden işte yuvanıza sahip cikin demeyi birakin.ben sadece çocuk için üzülürüm yoksa diğeri iki yetişkin insan kendi sorumluluğunu alabilir.yuva yıkan kadın şöyle olur zorla erkeğin hayatına girer evliyken onu maddi olarak sömürür.sevmese daha iyi seviyormuş gibi yapıp büyük bir zevkle yıkar anlatmak istediğimi anlatmisimdir umarım

valla izlemiyorum. geçerken gördüm.
bu ne bu?
mahalledeki komşuya anlayacağı şeyleri televizyonda anlatan bir topluma döndük.
andy warhol. ölümüne haklıydın.


aha bu da ikinci mesaj

hala izlemiyorum. tanımı girerken açık kaldı tv.

hangi kadınlara hizmet ettiğini anlamadığım programlar.

bana hitap ediyorlar ama kadın değilim.

türkiye'de ev içinde, hane içinde çocuk annesini öldürüyor, adam karısını öldürüyor, baba kızını öldürüyor. netice itibariyle ölen öldüğüyle kalıyor. fantezi olsun diye çoğumuzun ekran karşısına geçip seyrettiği kadın kuşağı programı işte bu acı gerçekleri yansıtıyor. her kanalın neredeyse bir kadın programı oldu. ölümler, öldürmeler normal hale getirildi. bu ülkede kadın ölümleri üzerinden de akıl almaz bir algı kontrolü yaşanıyor.

severiz
müge anlı 10/10
esra erol 8/10

son derece iyi niyetli katılımcıları ile bilinen porgamlardirrr.

mesela bu yine insaflı, üstüne tapu isteyeni var. normalsozluk.com/b/beni-ist...

bu programları hakikaten inanarak, tutkuyla izleyen birine saygım olamaz. bu kadar rezil, insanların akıllarıyla dalga geçen, yalan rüzgarı programlar olamaz ya, olmamalı ama bizim insanımız hasta oluyor bu kepaze programlara.

bu programlara itirafçılar geliyor arkadaşlar. zaten ne yaptığı bilinen tipleri izliyor insanımız. alacağı ratingi alınca da bir anda itiraf ettirip! sepetliyorlar. halâ bunlara inanan varsa gitsin psikyatri tedavisi görsün. bir insan, aklına bu kadar ihanet etmemeli.

hayatımız yeterince zaten çok normal. herkesin herşeyi tam. başka kişilerin saçma salak hayatlarını da bilmeyelim. gereksiz ve yasaklanması gereken programlardır.

müge hariç diğerlerini hiç sevmiyorum. yaşım geçtikçe sevmediklerimi izlemek de normal gelmeye başladı. esra erol bana aşşşşşırı boomer geliyor o yüzden katlanamıyorum ama sarıyor da olaylar. salak insanlara saydırıp günlük sinir stresimizi atıyoruz mis gibi.

açıkçası tahammül edemediğim programlar, bazen öyle şeylere denk geliyorum ki kendimi kurgu olduğuna inandırmaya çalışıp hayatıma devam ediyorum. reyting için oraya gelen "gerçek " mağdur kişisinin kendini ayaklar altına alması, rezil edilmesi, normal olmayan insanlarla psikolojik danışman eşliğinde, yalnız yapılması gereken diyaloğun ulu orta yerde konuşulması, katil ben buradayım dediği hâlde, aylarca sorgu sual ile programa çağrılması, masum olanın da toplum nezdinde itibarının zedelenmesi, aile içindeki sırların dökülmesi... bu programlarda ebeveynlerini gören çocukların psikolojisini merak ediyorum. muhakkak bir umut kapısı olmuştur birilerine fakat çirkin ve bayağı olayların normalleşmesine büyük katkıları var.

annelere izletilmesini istemediğim programlar

hiç izlemedim ama bir toplum mühendisliği durumu olduğunu düşünüyorum. bu programlardan birinde bir palu ailesi vakası yaşandı, olay televizyondan taşıp sağda solda yazılıp çizilmeye başlayınca okudum. bu programlar bu tip durumları evinde oturan insana pazarlayarak normalleştiriyor. toplumum etik değerlerinin temelini dinamitliyor. hayatımda bu programları izleyen insanlara yer yok. bu nedenle sosyal çevrem küçülme trendine girmiş durumda. belki bunu yaparak deve kuşu gibi kafamı kuma gömüyorum ama en azından ruh sağlımı korumuş oluyorum.

elimde olsa bu programlara nefes aldırmamda işte elimde değil ne yapalım. nasıl izin veriliyor bu insanlara anlamış değilim tv çöp durumunda onlar yüzünden. zaten dizilerde onların işlerine benzemeye başladı. bilgi yarışmaları ve eğlence programları yok oldu bunlar yüzünden.

gündüz kuşağında yayınlanan, genellikle saçma salak fotmatlara sahip programlar.