1.
herkes onun hakkında bir tanımlama yapar. bir çok sıfatı var. gezgin, çevirmen, beat kuşağı temsilcisi, yazar, denemeci.. liste uzayıp gider. benim ve birçoğumuz için ise en başta şairdir o. zen kaçıklarının ana karakterlerindendir, zeni japonya dağlarındaki tapınaklarda öğrenmiştir. şiiri ise kabinlerde, ormanlarda ve denizlerde öğrenmiştir -o zamanın insanları şimdikinden farklıymış demek ki, öğrenmek istediklerini kaynağından öğreniyorlarmış- onun için bir önemi olmadığına eminim ama pulitzer ödüllüdür.
şiirleri ve yazılarında dualizmi, her çeşit ayrımı reddeder. doğa ona göre dışarıda bir yerlerde olmadığı gibi içimizde bir yerde de değildir. doğaya gidilmez zaten doğadayızdır. onun özgürlük tanımı ise var oluşçularınki gibidir. özgürlük elde edilmez, verilmez, alınmaz, satılmaz. özgür olmaktan başka bir çare yoktur. gaia’ya şiirler yazar, bütün biyosferin tek bir yaşayan organizma olduğundan bahseder. çok iyi bir yürüyüşçüdür zira güzel ve anlamlı şiirler yazabilmek için güzel ve anlamlı yolları arşınlamak gerekir. beat kuşağının en iyi şairidir desem haksızlık ediyormuş gibi düşünmem.* konuştuğumuz dile çok çok az eseri çevrilmiştir. yine de hiç yoktan iyi. rexroth gibi o da japon ve çin şiirini incelemiş bunları ingilizce litaratüre katmıştır. iyi şiir yazmak için gerekli olan başka bir şey ise kapınıza gelen sorunlara yüz çevirmemektir demiş ve kapımıza gelen ekolojik yıkıma yüz çevirmemiştir. bugün greta’lar ile öğrendiğimiz türlerin yok olması ve iklim krizine çok önceden ses çıkarmış amerikan ekoloji hareketinin en önemli isimlerindendir. orada da kendi sesini duyuramadığını düşünmüştür. onun sesi “yaban”dır. derin ekoloji geleneğinin teorisyenlerindendir desem abartmış olmam.
mücadele dolu ve yorucu hayatının ardından nevada dağlarında yabanda yaşamaya başladı. hâlâ yaşıyor ve ne şanslıyız ki hâlâ yazıyor. konuştuğumuz dile çok az yazısı ve şiiri çevrildi ama hiç yoktan iyidir. 92 yaşındaki bu adam dünya üzerindeki en güzel ifadelerden birine sahip. sözlerini sözlerimize katalım, en azından sağda solda muhabbet ederken onunla aynı dönemde yaşamış olmanın mutluluğundan bahsedelim. madem aforizmalar çağındayız madem postmodernizm hüküm sürüyor nefes alıp verdiğimiz bu coğrafyada o zaman ben de aşağıya bir kaç alıntısını bırakayım. belki birileri görür de hislenir, merak eder, araştırır.
hiçbir şeyinizin olmaması için, hiçbir şeyiniz olmalı
etik bir yaşam dikkat, nezaket ve üslup sahibi bir yaşamdır...
yaban yerler geçici olarak azalıyor olabilir ama yabanıllık asla yok olup gitmeyecektir. bir yabanıllık hayaleti tüm gezegenin üzerinde: özgün bitki örtüsünün milyonlarca mini micik tohumu bir kuzey kutbu kırlangıcının ayağındaki çamurda, kuru çöm kumlarında ya da rüzgarda saklı.
aslına bakarsanız sadeliğe, yerinde bir cüretkârlığa, iyi bir mizaha, şükrana, cömertçe çalışmaya ve oynamaya ve bolca yürümeye adanmış bir yaşam bizi hakiki varlık dünyasına ve onun bütünlüğüne yaklaştırır.
gerisi artık sizde. ben yapacağımı yaptım.
şiirleri ve yazılarında dualizmi, her çeşit ayrımı reddeder. doğa ona göre dışarıda bir yerlerde olmadığı gibi içimizde bir yerde de değildir. doğaya gidilmez zaten doğadayızdır. onun özgürlük tanımı ise var oluşçularınki gibidir. özgürlük elde edilmez, verilmez, alınmaz, satılmaz. özgür olmaktan başka bir çare yoktur. gaia’ya şiirler yazar, bütün biyosferin tek bir yaşayan organizma olduğundan bahseder. çok iyi bir yürüyüşçüdür zira güzel ve anlamlı şiirler yazabilmek için güzel ve anlamlı yolları arşınlamak gerekir. beat kuşağının en iyi şairidir desem haksızlık ediyormuş gibi düşünmem.* konuştuğumuz dile çok çok az eseri çevrilmiştir. yine de hiç yoktan iyi. rexroth gibi o da japon ve çin şiirini incelemiş bunları ingilizce litaratüre katmıştır. iyi şiir yazmak için gerekli olan başka bir şey ise kapınıza gelen sorunlara yüz çevirmemektir demiş ve kapımıza gelen ekolojik yıkıma yüz çevirmemiştir. bugün greta’lar ile öğrendiğimiz türlerin yok olması ve iklim krizine çok önceden ses çıkarmış amerikan ekoloji hareketinin en önemli isimlerindendir. orada da kendi sesini duyuramadığını düşünmüştür. onun sesi “yaban”dır. derin ekoloji geleneğinin teorisyenlerindendir desem abartmış olmam.
mücadele dolu ve yorucu hayatının ardından nevada dağlarında yabanda yaşamaya başladı. hâlâ yaşıyor ve ne şanslıyız ki hâlâ yazıyor. konuştuğumuz dile çok az yazısı ve şiiri çevrildi ama hiç yoktan iyidir. 92 yaşındaki bu adam dünya üzerindeki en güzel ifadelerden birine sahip. sözlerini sözlerimize katalım, en azından sağda solda muhabbet ederken onunla aynı dönemde yaşamış olmanın mutluluğundan bahsedelim. madem aforizmalar çağındayız madem postmodernizm hüküm sürüyor nefes alıp verdiğimiz bu coğrafyada o zaman ben de aşağıya bir kaç alıntısını bırakayım. belki birileri görür de hislenir, merak eder, araştırır.
hiçbir şeyinizin olmaması için, hiçbir şeyiniz olmalı
etik bir yaşam dikkat, nezaket ve üslup sahibi bir yaşamdır...
yaban yerler geçici olarak azalıyor olabilir ama yabanıllık asla yok olup gitmeyecektir. bir yabanıllık hayaleti tüm gezegenin üzerinde: özgün bitki örtüsünün milyonlarca mini micik tohumu bir kuzey kutbu kırlangıcının ayağındaki çamurda, kuru çöm kumlarında ya da rüzgarda saklı.
aslına bakarsanız sadeliğe, yerinde bir cüretkârlığa, iyi bir mizaha, şükrana, cömertçe çalışmaya ve oynamaya ve bolca yürümeye adanmış bir yaşam bizi hakiki varlık dünyasına ve onun bütünlüğüne yaklaştırır.
gerisi artık sizde. ben yapacağımı yaptım.
devamını gör...
2.
1930 doğumlu amerikalı şair olup turtle ısland şiiri bile pulitzer ödülü almasına yetmiştir.
beat kuşağı şairlerinden olan şairin kitapları;
şimdiki zaman
özgürlüğün görgüsü
sanki birçok hayat yaşamışım gibi çok yaşlı hissediyorum
şimdi kendimi.
belki de hiç bilemeyeceğim
artık deli olduğum için mi
yoksa yazgımın isteğine uyarak mı bunları yaptığımı.
çeviri/ cevat çapan
beat kuşağı şairlerinden olan şairin kitapları;
şimdiki zaman
özgürlüğün görgüsü
sanki birçok hayat yaşamışım gibi çok yaşlı hissediyorum
şimdi kendimi.
belki de hiç bilemeyeceğim
artık deli olduğum için mi
yoksa yazgımın isteğine uyarak mı bunları yaptığımı.
çeviri/ cevat çapan
devamını gör...