birkaç gündür ben dahil çevremdeki herkes bunalımda olduğu için sebebini çözemediğim durumdur.
devamını gör...
türkiye'de yaşayanlarda varsayılan olarak gelmekte olan. on sekiz yaşına girince, birden beliriyor diyenler var. daha erken oluşan diyenler var.

bu iç sıkıntısı türkiye'de durdukça ya da bu baştaki gitmedikçe geçmez.
devamını gör...
nedenini bilsem çözmeye çalışayım da yok arkadaş yok.
devamını gör...
sahip olanın bana yazabileceği his.
devamını gör...
sanki birisi sürekli kafanızı suya daldırıp çıkarır da sonra her su gördüğümüzde nefes alış verişimiz düzensizleşir ya onun gibi. bedeniniz organlarınıza dar gelir. ruhunuz beden çıkmak ister ama çıkamaz. kendinizle savaşırsınız sakinleşmek için iyi düşünmek için ama olmaz. en acısı da iç sıkıntılarından sonra felaketin yaşanması. öyle bir felaket yaşanırki keşke ömür boyu sıkıntıyla yaşasaydım dersiniz.
devamını gör...
merkür ve venüsün geri gitmesi sonucu yaşanan talihsizliklerin getirdiği kara bulutlar.
devamını gör...
derin bir nefes alınsa geçecek sanılan ancak evrendeki tüm havayı içine çeksen bile geçmeyen sıkıntıdır. sanki içinizde bir yerde kime ait olduğunu bilmediğiniz iki el göğüs kafesinizi avucuna alır ve iki yandan sonuna kadar bastırır.

sabahattin ali bu durumu öyle güzel anlatır ki üzerine söz söylemeye gerek kalmaz:

"mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. hayat sana karanlık, manasız gelir. insan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. hava sıkıcı ve manasızdır. ya fazla sıcak, ya fazla soğuk, ya fazla yağmurludur. gelip geçenler suratına salak salak bakarlar ve on para etmez işlerin peşinde, bir tutam otun arkasından koşan keçiler gibi dilleri bir karış dışarı fırlayarak dolaşırlar. aklını başına derleyip bu pis ruh haletini tahlil etmek istersin. insan ruhunun çözülmez düğümleri bir muamma gibi önüne serilir. kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir cankurtaran simidi gibi sarılırsın. çünkü nedense hepimizde, maddi olsun, manevi olsun, bütün dertlerimize bir isim takmak merakı vardır, bunu yapamazsak büsbütün çılgına döneriz. mamafih insanlarda bu merak olmasa doktorlar açlıktan ölürlerdi."
devamını gör...
bununla ilgili çok güzel bir espri geldi aklıma, ama sözlük buna hazır değil.
git bir elini yüzü yıka geçer.
devamını gör...
canınızı sıkan konuları içinizde bu kadar barındırmak içselleştirmek onların gerçekleşmesine sebep olur.
devamını gör...
bok gibi gelen hayatın bitmek tükenmek bilmeyen dertleri bir yere ve sonuca varmayan düşünce serisi ve beraberinde getirdiği kocaman bir offff bıktık ya hissi
devamını gör...
montla sıç geçer.
devamını gör...
tüm gece tavanı izlemekle sonuçlanan ruh hali
devamını gör...
hep aynıydı, kimi zaman ufacık bir umut ışıltısı belirir gibi oluyor, kimi zamanda bir umutsuzluk denizi kudurmaya başlıyordu, ama hep aynıydı: aynı acı, aynı keder, aynı iç sıkıntısı… tek başına kalmak dayanılır gibi değildi.
devamını gör...
yatakta vücudu sola döndürünce, mide ve bağırsakların baskılanması sonucu geçebilecek olan sıkıntı. 2000 tl ruh doktoruna para bayılacağıma her akşam düzenli olarak bu yöntemi uyguluyorum, çok iyi geliyor.
devamını gör...
geçmesi için mucizenin gerçekleşmesi beklenir. o mucize gerçekleşir mi? umut fakirin ekmeği hesabı zamandan başka bir ilaç yoktur maalesef.
devamını gör...
yeterince sıkıldığında geçer. her şey geçer.
devamını gör...
beraberinde kaygıyla, endişeyle, korkuyla geçen koca bir yaşam...
devamını gör...
geçmemesi gerekiyordur. o sıkıntıyı o seviyeye getiren sebepler vardır illa ki. o sebepleri çözmeden sıkıntıyı geçirsen ne fayda beş dk sonra geri gelir. tıpkı vücutta problem olunca ağrı şeklinde uyarı vermesi gibi bu da uyarı veren bir sinyal. gereğini yapmak ya da yapmamak bütün mesele bu.
devamını gör...
ben şu yaşıma kadar en az 20* defa dibe çakıldım sandım meğerse her seferinde dibe vurmadan önce bir tutanım, kurtaranım olmuş. her seferinde "tamam bongo dibe vurdun artık ayağa kalk buradan daha beteri yok" diye de telkin ettim kendimi. pragmatist hayatım 2 ay bilemedin 3 ay sürdü yine yuvarlandım. hah işte "şimdi çakıldın bongo, silkelen ve toparlan artık" diye yine telkin ettim kendimi. bir daha, bir daha, bir daha derken buraya kadar geldim. halk diliyle konuşacağım artık ne kullandığım toparlayıcı ilaçlar fayda ediyor üstüne bir de alkol devam ettikçe yaşadığım bozulmaları görüyorum.

benim geçmeyen iç sıkıntım şudur dostlar. ben sadece ölmeyi bekliyorum. bu 30 40 yıl sürerse diye de ödüm kopuyor. bu da benim iç dökmem olsun. bir sefer de tutmasaydınız elimden eteğimden de çakılsaydım keşke...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geçmeyen iç sıkıntısı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim