1.
harika bir blackmore's night parçasıdır.
bana her dinlediğimde garip bir şekilde yerdeniz'i hatırlatıyor... nedendir bilmiyorum.
bana her dinlediğimde garip bir şekilde yerdeniz'i hatırlatıyor... nedendir bilmiyorum.
devamını gör...
2.
insanı paramparça eden, yok eden bir architects şarkısı architects-gone with the wind
grubun gitaristi tom searle'ün grupla çıkardığı son albüm. genç yaşta kanser olan tom, uzun yıllar süren mücadelesini bu albüm çıktıktan sonra maalesef kaybediyor. bu albümü yaparlarken de yakın zamanda ölecek olduğunu bilerek, genç ve hastalığı ilerlemiş bir kanser hastasının gözünden bu şarkıyı yazıyor.
a sickness with no remedy
except the ones inside of me
çaresi olmayan bir hastalık, içimdeki çare dışında.
kanserin hala kesin bir ilacı yok. insanın içindeki hücrelerin, ölümüne savaşması gerekiyor.
you ever wonder how deep you can sink into nothing at all:
hiç ne kadar dibe batabileceğini merak etmiş miydin?
ıf ı could silence all the doubt in me, accept that what is meant to be.
keşke içimdeki bütün şüpheyi susturabilsem ve olacak planı kabul edebilsem.
yaşayıp yaşamayacağından sürekli şüphe etmekten yorulmuş ve artık ölümün geleceğini kabul etmek isteyen bir ruh.
disintigrate, annihilate me.
parçala, yok et.
öyle ağır bir şarkıdır ki hala, architects in vokali sam carter, tom un vefatından söyle bu şarkıyı canlı söylerken hüngür hüngür ağlamıştı.
umut bir hapishanedir.
grubun gitaristi tom searle'ün grupla çıkardığı son albüm. genç yaşta kanser olan tom, uzun yıllar süren mücadelesini bu albüm çıktıktan sonra maalesef kaybediyor. bu albümü yaparlarken de yakın zamanda ölecek olduğunu bilerek, genç ve hastalığı ilerlemiş bir kanser hastasının gözünden bu şarkıyı yazıyor.
a sickness with no remedy
except the ones inside of me
çaresi olmayan bir hastalık, içimdeki çare dışında.
kanserin hala kesin bir ilacı yok. insanın içindeki hücrelerin, ölümüne savaşması gerekiyor.
you ever wonder how deep you can sink into nothing at all:
hiç ne kadar dibe batabileceğini merak etmiş miydin?
ıf ı could silence all the doubt in me, accept that what is meant to be.
keşke içimdeki bütün şüpheyi susturabilsem ve olacak planı kabul edebilsem.
yaşayıp yaşamayacağından sürekli şüphe etmekten yorulmuş ve artık ölümün geleceğini kabul etmek isteyen bir ruh.
disintigrate, annihilate me.
parçala, yok et.
öyle ağır bir şarkıdır ki hala, architects in vokali sam carter, tom un vefatından söyle bu şarkıyı canlı söylerken hüngür hüngür ağlamıştı.
umut bir hapishanedir.
devamını gör...