#ödüllü filmler
orijinal adı: the postman
david brin'in aynı adlı romanından uyarlanan ve yönetmenlik koltuğunda kevin costner'ın oturduğu 1997 abd yapımı film, o zamanlar için uzak bir gelecek olan 2013 yılındaki nükleer savaşın etkilerini konu almaktadır.
david brin'in aynı adlı romanından uyarlanan ve yönetmenlik koltuğunda kevin costner'ın oturduğu 1997 abd yapımı film, o zamanlar için uzak bir gelecek olan 2013 yılındaki nükleer savaşın etkilerini konu almaktadır.
yönetmen:
kevin costner
oyuncular:
kevin costner
will patton
larenz tate
olivia williams
james russo
kevin costner
oyuncular:
kevin costner
will patton
larenz tate
olivia williams
james russo
*altın kamera, almanya (1998) - uluslararası film
*altın ahududu ödülleri (1998) - en kötü erkek oyuncu [kevin costner] / en kötü yönetmen [kevin costner] / en kötü senaryo
*yoga ödülleri (1999) - en kötü yabancı yönetmen [kevin costner]
*altın ahududu ödülleri (1998) - en kötü erkek oyuncu [kevin costner] / en kötü yönetmen [kevin costner] / en kötü senaryo
*yoga ödülleri (1999) - en kötü yabancı yönetmen [kevin costner]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "kaytsz" tarafından 18.04.2025 09:50 tarihinde açılmıştır.
1.
orijinal adi ile the postman.
1997 yapımı bilim kurgu/macera türündeki filmin yönetmenliğini ise kevin costner yapmıştır. başrolde yine kevin costner var tabii.
filmde çevirisi yapılırken postacı olarak kullanıyorlar ama film ismi olarak nedense haberci olmuş. bu tür filmleri seviyorum çünkü filmin kendi dünyası var ve bu ona çok büyük özgürlük tanıyor.
film başlarken katırı ile beraber tek başına gezen adam küçük topluluklara uğrayarak orada ufak gösteriler yapıyor ama o sırada eşkiyalar gelip topluluktan alacak hesabı yapıyor ve alacak bir şey olmayınca aralarından üç erkek seçip götürüyor, tabii kahramanımızı da orada yakalıyorlar. eşkiyaların içinde bir süre geçirdikten sonra bir yolunu bulup onlardan kaçıyor ancak eli boş kaçmak kolay değil. yağmurdan saklanacak yer ararken kayıp düştüğü yerde bir araba görür ve içine girdiğinde ise bir sürü mektup ve bir postacı cesedi bulur tabii kemikleşmiş artık. ıslanmış elbiselerini onunla değiştirdikten sonra hem bir çakmak hem de içecek bir şeyler bulur kendine. ısınınca da mektupları okumaya başlar, aralarında birinden babasına düşen dişini gönderen çocuğun mektubu denk gelince okumayı bırakır. daha sonra postacının mektuplarını alıp yola çıkar. denk geldiği topluluğa kendisini postacı olarak tanıtır fakat başta ona inanmazlar ve adam mektuplardan isim okumaya başlayınca ve içeriden birinin ismi denk gelince içeri alırlar. ondan sonra postacı hikayesi başlar ancak tabii bununla kalmaz postacı kendisine gelen bir genci postacı olarak atar ve sabahında oradan ayrılır. bir önceki gece ilginç bir olayda yaşasa da oradan ayrılır. kendisine bir at verir topluluk ve o da işini gerçekten yapmaya karar verir mektup dağıtmaya başlar. o sırada görevlendirdiği çocuk da başlamıştır işe ve bir şekilde bu topluluk büyür ama bir sorun var eşkiyalar bu postacı sayesinde kendisine karşı çıkmaya başlayan insanları görünce nerede bir postacı görseler öldürüyorlar. postacılarda intikam için eşkiya öldürüp bir de adamların kampına atınca işler çığırından çıkar. eşkiyalar bu sefer topluluklardan rastgele insanları öldürmeye başlar intikam için, bunun böyle devam edemeyeceğini anlayan postacı en sonunda bir ordu toplayıp eşkiyaların karşısına dikilir ama tabii insanların ölmesini istemediği için kendince bir taktik ile eşkiyaların başına meydan okur. bir zamanlar onların içinde olduğu için onların yasaları onun içinde geçerlidir. liderlik için kapışmak istediğini söyleyerek eşkiyaların başını yener ama öldürmez, yenilen eşkiya kabullenemeyip postacıyı öldüreceği sırada ise en yakın adamı onu vurup sonucu tayin eder.
bu apokaliptik dünyanın yeniden düzene oturmasına bir adamın ufak yalanı üzerine kuruluyor.
güzel bir film olduğunu söyleyebilirim, en azından kendi açımdan çok beğendim. puanım 8 çünkü tekrar izlemek isterim bu filmi ve tekrar izleme istediği uyandıran filmlere genellikle biraz fazla puan veririm. iyi seyirler.
1997 yapımı bilim kurgu/macera türündeki filmin yönetmenliğini ise kevin costner yapmıştır. başrolde yine kevin costner var tabii.
filmde çevirisi yapılırken postacı olarak kullanıyorlar ama film ismi olarak nedense haberci olmuş. bu tür filmleri seviyorum çünkü filmin kendi dünyası var ve bu ona çok büyük özgürlük tanıyor.
film başlarken katırı ile beraber tek başına gezen adam küçük topluluklara uğrayarak orada ufak gösteriler yapıyor ama o sırada eşkiyalar gelip topluluktan alacak hesabı yapıyor ve alacak bir şey olmayınca aralarından üç erkek seçip götürüyor, tabii kahramanımızı da orada yakalıyorlar. eşkiyaların içinde bir süre geçirdikten sonra bir yolunu bulup onlardan kaçıyor ancak eli boş kaçmak kolay değil. yağmurdan saklanacak yer ararken kayıp düştüğü yerde bir araba görür ve içine girdiğinde ise bir sürü mektup ve bir postacı cesedi bulur tabii kemikleşmiş artık. ıslanmış elbiselerini onunla değiştirdikten sonra hem bir çakmak hem de içecek bir şeyler bulur kendine. ısınınca da mektupları okumaya başlar, aralarında birinden babasına düşen dişini gönderen çocuğun mektubu denk gelince okumayı bırakır. daha sonra postacının mektuplarını alıp yola çıkar. denk geldiği topluluğa kendisini postacı olarak tanıtır fakat başta ona inanmazlar ve adam mektuplardan isim okumaya başlayınca ve içeriden birinin ismi denk gelince içeri alırlar. ondan sonra postacı hikayesi başlar ancak tabii bununla kalmaz postacı kendisine gelen bir genci postacı olarak atar ve sabahında oradan ayrılır. bir önceki gece ilginç bir olayda yaşasa da oradan ayrılır. kendisine bir at verir topluluk ve o da işini gerçekten yapmaya karar verir mektup dağıtmaya başlar. o sırada görevlendirdiği çocuk da başlamıştır işe ve bir şekilde bu topluluk büyür ama bir sorun var eşkiyalar bu postacı sayesinde kendisine karşı çıkmaya başlayan insanları görünce nerede bir postacı görseler öldürüyorlar. postacılarda intikam için eşkiya öldürüp bir de adamların kampına atınca işler çığırından çıkar. eşkiyalar bu sefer topluluklardan rastgele insanları öldürmeye başlar intikam için, bunun böyle devam edemeyeceğini anlayan postacı en sonunda bir ordu toplayıp eşkiyaların karşısına dikilir ama tabii insanların ölmesini istemediği için kendince bir taktik ile eşkiyaların başına meydan okur. bir zamanlar onların içinde olduğu için onların yasaları onun içinde geçerlidir. liderlik için kapışmak istediğini söyleyerek eşkiyaların başını yener ama öldürmez, yenilen eşkiya kabullenemeyip postacıyı öldüreceği sırada ise en yakın adamı onu vurup sonucu tayin eder.
bu apokaliptik dünyanın yeniden düzene oturmasına bir adamın ufak yalanı üzerine kuruluyor.
devamını gör...