1.
insanın en çok zoruna giden durumlardan biri. hem de çok yakın olduğun, değer verdiğin biri ya da birileri tarafından haksızlığa uğramışsan daha büyük bir yıkımdır. benim bu hayatta en çok korktuğum şeydir ve sanırım bu yüzden de en çok başıma gelendir.
aslında etrafınızdaki insanlara sorsanız herkes hayatında bir kez de olsun haksızlığa uğradını söyler. onların da haksızlık niteliğinde suçladığı kişisi belki de bizizdir, bilemeyiz. ama bu durum hangi konuda olursa olsun insanın çok canını yakar.
haksızlığa uğradığımı düşündüğümde eskiden uzun uzun açıklamalar yapar derdimi anlatmaya çalışırdım. şimdi de direkt arkamı dönüp kaçmıyorum tabii, ama eskisi kadar uzun bir şeyler anlatmaya tahammülüm yok artık. zaten gerek de yok uzun açıklamalara, karşındaki kişi kafasında seni belirli bir noktaya koymuştur ve ne desen de inanmayacaktır. bu noktadan sonra yapılması gereken tek şey sabırla beklemek. çünkü insan yaşattığını yaşamadan ölmez, geç de olsa sizi haksızlık duygusuyla bırakan o insan sizin değerinizi anlayacaktır.
ne demiş mevlana; "konu ne olursa olsun, verdiğin üzüntü ve aldığın "ah" bir cam parçasından daha keskindir. dönüp dolaşıp üzerine basarsın. kime ne yaparsan bir gün aynısını yaşarsın."
aslında etrafınızdaki insanlara sorsanız herkes hayatında bir kez de olsun haksızlığa uğradını söyler. onların da haksızlık niteliğinde suçladığı kişisi belki de bizizdir, bilemeyiz. ama bu durum hangi konuda olursa olsun insanın çok canını yakar.
haksızlığa uğradığımı düşündüğümde eskiden uzun uzun açıklamalar yapar derdimi anlatmaya çalışırdım. şimdi de direkt arkamı dönüp kaçmıyorum tabii, ama eskisi kadar uzun bir şeyler anlatmaya tahammülüm yok artık. zaten gerek de yok uzun açıklamalara, karşındaki kişi kafasında seni belirli bir noktaya koymuştur ve ne desen de inanmayacaktır. bu noktadan sonra yapılması gereken tek şey sabırla beklemek. çünkü insan yaşattığını yaşamadan ölmez, geç de olsa sizi haksızlık duygusuyla bırakan o insan sizin değerinizi anlayacaktır.
ne demiş mevlana; "konu ne olursa olsun, verdiğin üzüntü ve aldığın "ah" bir cam parçasından daha keskindir. dönüp dolaşıp üzerine basarsın. kime ne yaparsan bir gün aynısını yaşarsın."
devamını gör...
2.
herkesin hayatın da bir kere bile başına gelen durum .
kimisi sürekli , kimisi hiç bir zaman . hiç bir zaman uğramayan insan genel de haksızlığa uğratan taraf olur .
hayatım da bir çok kez haksızlığa uğradım yanlış anlaşıldım kendimi sorguladım, bu kadar haksızlığa uğruyorsam ben de vardır bir şey diye.
sonra anladım ki ben değil insanlar acımasız . kalp kırmaktan, iftira atmaktan korkmayan insanlığı unutmuş insanlar bunlar gerçi insan demek pek doğru kaçmaz ama .
benim hikayelerimden bir tanesini anlatim sizlere hatta ilkinden anlatim çok küçük yaşlarda henüz 8 yaşında ilk okul öğrencisiyken ben bu iğrenç insanlarla tanıştım .
travmam oldu senelerce , sınıfta öğrenci ayrımı vardı en başında polis öğretmen sınıf annesi çocukları ayrı tutuldu herkese ailesinin maddi durumu çerçevesinde değer verilip ilgi gösteriliyordu.
tabi benim babamın sabit bir işi yoktu girdiği yerde yıllarca sigorta yapılmadan çalıştırıldı , belkide babadan kalma bir şeydir haksızlığa uğramak .
sınıf annesinin kızı vardı ayyse bir gün kilitli dolabında ki kitapları yırtılmış bizim sınıf annesi kızı ayşe'nin . bilin bakalım kim yapmıştır ?
sınıfta ne kaybolsa yırtılsa üstüne atılan sabit mesleği olmayan babamın kızına,yani bana .
çok iyi hatırlıyorum, ayşe dolabını açar kitaplarım yırtılmış diye ağlar ve herkes ağız birliğiyle melike yapmistir der sorgulamadan çocuk aklı tabi adil olmamak onlarin suçu değil öğretmeyen ailelerinde .
öğretmen geldi sınıfa durum öğretmene arz edildi ben ne kadar inkar etsem de dinlenilmedi. sonra başka bir yöntem buldu öğretmenimiz . alttan alta tehdit etmekte .
neymiş veysel'in babası polis mış onu çağırıcaklarmış parmak izinden bulucak mış , yırtan kişiyi ve bulduğunda itiraf etmediği için hapse atılıcak mış .
çocuk aklı ya yapmasam bile endişelenmeye başladım e ben dokunmuş olabilirim sıranın üstündeyken ya parmak izim çıkarda hapse atarlarsa ne olacak orda çok kötü insanlar var ?
sonra korkup tamam ben yaptım dedim içimden gelmeye gelmeye zaten bir egitimci gerçekten eğitimci olsa bir çocuğu böyle tehdit etmez ve 30 kişilik sınıfta herkesten 3 kere özür diletip sıraları dolaştirip teeek teeek özür diletmez .
aradan 13 yıl geçmiş ama ben haala bunu düşündükçe sinirleniyorum dünyanın adil olmadığını herkese sınıf ayrımı yapıldığını özellikle küçük yaşlardayken .
eve gelip anneme anlattım durumu annem çok ısrar ettti sen mi yaptın diye ilk defa bu kadar kararlı bir şekilde hayır anne ben yapmadım dedim . anneler çocuklarıni bilir ve yalan söyleyip söylemediğini anlar .
annem sabahı yaralı bir kuş gibi okulun önünde bekledi öğretmeni saatlerce . öğretmen geldi konuştular .
annem öğretmene adaletten bahsetmiş sınıf ayrımından . üniversitede anlatmamislardir sana diyerek lafını esirgememiş ve demiski seninde çocuğun var ve umarım çocuklarında görürsün .
ne oldu biliyor musunuz ? oğlu askeri bir okuldaydi ve darbeden dolayı okuldan atıldı soruşturma yedi , öğretmenim her şeyini kaybetti lüks bir otomobile binen öğretmenim şahin'e daha sonrası otobüse binmeye başladı .
haksızlığa uğratınca heleki bir annenin çocuğunu mutlaka gün geçmeden seni buluyor .
zeten bu dünyada hiç kimse ettiğini bulmadan ölmezmiş .
kimi ölüm döşeğinde acılar içinde kıvranarak kimi de hayatının bir yerinde alaşağı olarak . yani bazen sebepsiz yere döktüğümüz her yaş belki de birini haksılığa ugrattigimizdan dır .
kimisi sürekli , kimisi hiç bir zaman . hiç bir zaman uğramayan insan genel de haksızlığa uğratan taraf olur .
hayatım da bir çok kez haksızlığa uğradım yanlış anlaşıldım kendimi sorguladım, bu kadar haksızlığa uğruyorsam ben de vardır bir şey diye.
sonra anladım ki ben değil insanlar acımasız . kalp kırmaktan, iftira atmaktan korkmayan insanlığı unutmuş insanlar bunlar gerçi insan demek pek doğru kaçmaz ama .
benim hikayelerimden bir tanesini anlatim sizlere hatta ilkinden anlatim çok küçük yaşlarda henüz 8 yaşında ilk okul öğrencisiyken ben bu iğrenç insanlarla tanıştım .
travmam oldu senelerce , sınıfta öğrenci ayrımı vardı en başında polis öğretmen sınıf annesi çocukları ayrı tutuldu herkese ailesinin maddi durumu çerçevesinde değer verilip ilgi gösteriliyordu.
tabi benim babamın sabit bir işi yoktu girdiği yerde yıllarca sigorta yapılmadan çalıştırıldı , belkide babadan kalma bir şeydir haksızlığa uğramak .
sınıf annesinin kızı vardı ayyse bir gün kilitli dolabında ki kitapları yırtılmış bizim sınıf annesi kızı ayşe'nin . bilin bakalım kim yapmıştır ?
sınıfta ne kaybolsa yırtılsa üstüne atılan sabit mesleği olmayan babamın kızına,yani bana .
çok iyi hatırlıyorum, ayşe dolabını açar kitaplarım yırtılmış diye ağlar ve herkes ağız birliğiyle melike yapmistir der sorgulamadan çocuk aklı tabi adil olmamak onlarin suçu değil öğretmeyen ailelerinde .
öğretmen geldi sınıfa durum öğretmene arz edildi ben ne kadar inkar etsem de dinlenilmedi. sonra başka bir yöntem buldu öğretmenimiz . alttan alta tehdit etmekte .
neymiş veysel'in babası polis mış onu çağırıcaklarmış parmak izinden bulucak mış , yırtan kişiyi ve bulduğunda itiraf etmediği için hapse atılıcak mış .
çocuk aklı ya yapmasam bile endişelenmeye başladım e ben dokunmuş olabilirim sıranın üstündeyken ya parmak izim çıkarda hapse atarlarsa ne olacak orda çok kötü insanlar var ?
sonra korkup tamam ben yaptım dedim içimden gelmeye gelmeye zaten bir egitimci gerçekten eğitimci olsa bir çocuğu böyle tehdit etmez ve 30 kişilik sınıfta herkesten 3 kere özür diletip sıraları dolaştirip teeek teeek özür diletmez .
aradan 13 yıl geçmiş ama ben haala bunu düşündükçe sinirleniyorum dünyanın adil olmadığını herkese sınıf ayrımı yapıldığını özellikle küçük yaşlardayken .
eve gelip anneme anlattım durumu annem çok ısrar ettti sen mi yaptın diye ilk defa bu kadar kararlı bir şekilde hayır anne ben yapmadım dedim . anneler çocuklarıni bilir ve yalan söyleyip söylemediğini anlar .
annem sabahı yaralı bir kuş gibi okulun önünde bekledi öğretmeni saatlerce . öğretmen geldi konuştular .
annem öğretmene adaletten bahsetmiş sınıf ayrımından . üniversitede anlatmamislardir sana diyerek lafını esirgememiş ve demiski seninde çocuğun var ve umarım çocuklarında görürsün .
ne oldu biliyor musunuz ? oğlu askeri bir okuldaydi ve darbeden dolayı okuldan atıldı soruşturma yedi , öğretmenim her şeyini kaybetti lüks bir otomobile binen öğretmenim şahin'e daha sonrası otobüse binmeye başladı .
haksızlığa uğratınca heleki bir annenin çocuğunu mutlaka gün geçmeden seni buluyor .
zeten bu dünyada hiç kimse ettiğini bulmadan ölmezmiş .
kimi ölüm döşeğinde acılar içinde kıvranarak kimi de hayatının bir yerinde alaşağı olarak . yani bazen sebepsiz yere döktüğümüz her yaş belki de birini haksılığa ugrattigimizdan dır .
devamını gör...