hastalık

hastalık; insanın gerçek hali.

insan türünün “normal” kabul ettiği form ya da formlardan kopup anormal kabul ettiği form ya da formlara geçiş halidir.

dünya canlılığı içerisinde anormalleşen bir durum yoktur aslında. canlılık her daim dönüşüm halindedir. bir canlı türü yok olursa bir başka canlı türü gelir. bu yokoluşun farkında olan insan doğayla inatlaşır, ölmemek için diretir.

hastalık, doğadan kopmayı arzulayan insanın götünden uydurduğu bir kavramdır. mesela bakteriler insan dokusuna girip orada üremeye başladığında dünya canlılığı için anormal kabul edilebilecek bir durum yoktur. canlılık farklı formlarda da olsa devam etmektedir. dünya canlılığını edimleriyle etkileyen, akışı değiştiren yegane canlı insandır. çünkü kalmak, hep var olmak istemektedir.

işte hasteneler de bu anormal kabul edilen halleri dışlamak ve yok etmek için kurulmuş merkezlerdir. hastalıkların tedavi edilmesi demek, insanı, yaşam süresini azaltan durumlardan arındırmak demektir.

tabi insan evcilleştirmeyi yani kendileştirmeyi başardığı ve iletişim halinde olduğu bazı canlıları da hastalık addettiği durumlardan kurtarmayı kendine görev edinmiştir.

bir nimet. yoksa, bir insan nereden bilebilir eksik yönlerini, zayıflıklarını.

ilâhlık taslamaya meyyâl insan egosuna haddini ve acziyetini bildirip yaratıcısı'nı hatırlatan, eziyet ve sıkıntılarına karşı gösterilen metânet ve güzel bir sabır ile cennetlere köprüler kurduran bir imtihandır.

birkaç gündür bu imtihan ile kendi zayıflığımı, güçsüzlüğümü, çaresizliğimi bana gösteren allah'a şükürler olsun. değerli sözlük yazarları ve takipçilerimden, allah'tan şifâ temennilerini içerir hayır duâlarını lûtfen istirhâm ve intizâr ediyorum.

ölüme götüren dikenli yol.

allah'a şükürler olsun bana iki gündür çokça kattıkları oldu; dost bildiklerimin bile en zor zamanlarımda yanımda olmadıklarını, olamadıklarını fark ettim. bu dünyaya garip geldik, garip gideceğiz anlaşılan. yine kaldık mı baş başa imanla. böylelikle dünyaya ve içindekilere olan ilgim daha da azaldı. beni bu tür imtihanlardan geçirdiği çok memnunum. yine bu tür aydınlanmaları gençken karşı cinse ilgim olduğunda da hissederdim. çok nadir güzel sonuçlansa da genellikle mutsuzlukla, hüsranla sonuçlanırdı bu gönül işleri biliyorsunuz. esasen o gönül işleri bile yaratanın sana bahşettiği beyinde gerçekleşen kimyasal reaksiyonlardan ibaret. sana bu zevki vereni, esas güzeli es geçiyorsun da tek sermayesi 20 yıllık güzelliği olan aciz bir kul uğruna ömrünü heba ediyorsun. sonra yine tatmin olmuyorsun, o daldan bu dala. o kızdan bu kıza.. ne zaman ruhunu tatmin edebildin acaba?

üstadın dediği gibi; neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık, anla ki yok allah'tan başkasıyla yakınlık..

ayakkabılık gibi bir şey.

hastalık, bedende veya zihinde meydana gelen yapısal bozukluk, dert.

ölmeyeceğimi bildiğim her hastalığımda lanet ediyorum bir kere daha ölüme neden deniyorsun yeterince güçlenmeden sonumu getirecek kadar?

yediğini sindirmeden yemektir.

normalliktir. marjinal olmayan herkes hastadir.