heilung

alman etnik müzik yapan avrupa'nın pagan kültüründen bişeyler yansıtan grup. yalnız; iskandinav abilerinin negatif şöhretinden dolayı biraz da almanların etnik şeyler ile alakalı kötü şöhretlerinden ötürü bunlar kati suret ile etnik dini siyasi zımbırtılarla uğraşmadıklarını deklare etmişler, ediyorlar... bir de enstrumanları tamamen ilkel demirçağı & neolitik dönemlerde kullanılan şeylerden... öyle autotune falan yok

banshee kılıklı ablamız hem ürkütücü hem çekici... peki benim bu ablayı yarı çekici bulmam ne kadar ürkütücü olabilir ? sdkljghh şaka şaka kadın gayet ürkütücü ama böyle altay şamanları gibi de bir hali var.

bu sözlüğün gerçekten de metalciler otağı olduğuna dair inancım arttı... ''dur ulen heilung başlığını da parselleyeyim'' derken ikinci entry giriyor olmak da şahsım için üzücü milletim için über fantastisch

işte feraseeet

işte cesareeeet

işteee mertliiiiiik

işteee adam gibi adamlııııııkkk

işte sözlük gibi sözlüüüüğğğk

lübüt: imla

açıklamaya gerek yok. etnik müziklere ilginiz varsa dinleyin ve dinletiniz.

kısaca etnik bir müzik grubudur. daha önce çok dinlemediğim ama (bkz: hellblade: senua's sacrifice) oyunu sayesinde tanıştığımdır. heilung'un ''in maidjan'' parçasını dinlediğimde bir ağız dolusu kanı yutmuş ve ağzımda kalan o demir tadının sevimsizliğini içimde hissederken kendimi buluyorum ve bundan zevk almıyor değilim.

oğlum bunlar harika imiş, ben bu tarz müzik seviyormuşum fazlasıyla.

asıl güzel şarkıları budur:

ayin resmen.

kuzey avrupa temelli bir grup.
heilung, bildiğimiz "healing" anlamında almanca bir kelime. grup gerçekten de bir tür iyileşme ritüeli yaparcasına müziğini icra ediyor. hristiyanlık öncesi kuzey avrupa anlatılarından yola çıkarak pagan ayini tadında muhteşem sahne şovlarıyla birleştirdikleri son derece deneysel çalışmaları, dinleyiciyi ruhani bir serüvene sürüklüyor. meditasyon ve benzeri uğraşlar ilgimi çekmiyor ancak bu grubun sahne şovlarını açıp izlediğimde, insanların meditasyon kavramından çıkardığı anlamın bir paralelini yaşadığımı hissediyorum. insan kemiklerinden tutun, at derisinden yapılma perküsyona kadar pek çok ilginç nesneyi enstrüman olarak kullanıyorlar. buldukları her ilginç objeyi müziklerinde ya telli bir çalgıya dönüştürerek ya da bir çeşit ritim unsuru şeklinde kullanarak kulağa son derece ilginç gelen, bir o kadar da ilkel, tekdüze ve güçlü hissettiren bir müzik ortaya çıkıyor böylece.
en beğendiğim şarkılarından olan in maidjan'da, şarkının girişi oldukça dikkat çekici. "misafir tyr, gel" şeklinde. özellikle hristiyanlık öncesi batı inançlarında bu "çağırma" çok yaygın bir olay. latincede "invocare" sözcüğünden ingilizceye "invocation" şeklinde geçen kavram. maddi dünyada varlığı bulunmayan ancak var maddi dünyanın sınırlarından ve kurallarından bağımsız olarak var olduğuna inanılan "şeyleri" çağırmayı tanımlayan eylem. şarkının henüz başında, iskandinav mitolojisinin savaş tanrısına bir çağrı yapılıyor. bir savaş marşını andıran bu şarkının, savaş tanrısının misafir edilmesi arzusuyla başlaması oldukça bağlamına uygun ve güzel bir giriş hakikaten.

ilgili şarkının müthiş canlı performansının linkini buraya bırakıyorum. tadını çıkarın.

orta asya müziklerinden esinlendiğini söyleyen, maria franz gibi müthiş bir vokale sahip olan danimarkalı çok iyi bir müzik grubudur. şarkıları şiddetle tavsiye edilir.