home office iyi mi kötü mü sorunsalı

ben uzun zamandır evden çalıştığm için alıştığım, ilk başından beri sevdiğim durumdur. istanbul trafiğinde saatler harcamadan evimde, kendi bilgisayarımda çalışmanın vermiş olduğu rahatlık ve huzurdan hoşnutum.
ve "normalin" aksine, evden çalıştığımda daha verimli oluyorum, sessizliğin getirisi sanırım.
+evden çalışmak için firmalar için daha az maliyetli oluyor. bu yüzden ofisini kapatan ve tamamen evden çalışmaya dönen firmalar var. (örneğin: finansbank çağrı merkezi için kiraladığı katı tamamen toplantı odasu yapmış ve elemanlarını eve çekmiş)
bu mevzu pandemi döneminde çok tartışıldı, her kafadan bir ses çıkıyor. siz ne diyorsunuz, sizce bu iş ne olacak?

her meslek için aynı avantajı sağlamayan bir durum. sürekli bilgisayar başında olmamı gerektiren bir işim var, bilgisayar başında değilsem çalışmıyorum demektir. günün tamamı evde hapis şekilde geçtiği zaman evimden soğudum. onun için ofis ortamını tercih ederim. ayrıca ofiste çay kahve vs beleş, elektrik su gaz patrondan. evden çalışınca bu maliyetler çalışana biniyor.

home office çalışmayı izin sanan; müşteriyle konuşurken "kapat şu telefonu" diyerek elinize çamaşır suyunu tutuşturup "temizleyelim şuraları" diyen bir anneniz olmadığı sürece pek de kötü olmayandır.

tepede boza pişiren bir amir olmadığından rahat ama öz disiplin sağlanmazsa başarısızlığa sebep olan sorunsal.
ancak ofiste evdeki gibi " ortada dolanma yeni temizlik yaptım " diyen bir kadın olmadığı için her türlü ofisi seçiyorum.

home office, bir değişimmiş gibi görünse de olay az maaş ile daha fazla iş durumudur aslında. zaten home office kavramı kapitalizmin evlerinizi tamamıyla ele geçirme, iş ve özel zaman ayrımını ortadan kaldırma olarak yorumlanmaktadır. richard sennett'in karakter aşınması kitabında ele aldığı konulardan biridir bu yönden. insan evde rahat bir ortamda çalışırken bu çalışma zamanının farkındalığını kaybedecek, üst yönetimdekilerin onları izlemesi daha da basit hale gelecektir şeklinde yorumlamaktadır. rahatlamak için kullandığınız yatak odanız, yemek yemek için kullandığınız mutfağınız... gerçekten de bakıldığında işiniz çalışma odanızdan ibaretmiş gibi görünse de evin her alanına yayılacaktır zamanla, fiziksel olarak olmasa da psikolojik olarak bu durum gerçekleşir. kısacası iyi ve avantajlı gibi gösterilen home office kavramı, yine sömürü sisteminin işine yaramaktadır.

uzun vadede değişimlere yelkenlemek istemenize sebep olabilecek olduğundan kötü olduğunu düşündüğüm olaydır.

yedide başlayan mesaimin aslında yedide başlamaması nasıl kötü olabilir diye düşünürken hiç evden çıkmıyor olmama sebep verdiği için nasıl iyi olabilir arasında motif dokuduğum durum.

normalde haftanın 6 günü çalışan biri olarak home office çalışma şartlarımı mükemmellik noktasında nirvanaya çıkardığı için iyi. ama maaş getirisi olarak kesintiye uğradığımız için kötü. benim işim insan varsa var. yoksa yok. bu sebeple benim virüs ortadan kalkınca evden çalışmaya devam etme gibi bir durumum yok. o yüzden evden çalışmanın tadını çıkarıyorum. pencere yanında koltuktayım. dibimde sıcak kalorifer. çayım, kahvem. sakinlik, müzik ve rahat kıyafetler. arada pencereme yağmur vuruyor. karşımda deniz. daha ne olsun!

home office çalışmayı izin sanan, elinize vileda ve çamaşır suyunu tutuşturup "haydi temizleyelim şuraları" diyen bir anneniz olmadığı sürece pek de kötü olmayandır.

on numara beş yıldızdır. düşünsene evden rahatça çalışıyorsun, kahven yemeğin yanında. molalarda sevdiklerinle veya evcil dostunla ilgileniyorsun. yani bunu suistimal eden de ne bileyim çalışmasın hiçbir yerde bence. verimi çok çok arttıracağı kanaatinde olduğum eylem.

pazar günleri bile evde daralan biri olarak, home office çalışan özellikle evli çocuklu tayfaya allah sabır versin.

b*. gibi.
dört yıldır bu sistemle çalışıyorum, yere batsın böyle iş. insan hazırlanıp evden çıkmalı ki hayatında bir dinamiklik olsun.

işi gücü bıraktım tabi köye yerleşmedim ama evden de çalışırım nasıl olsa dedim ama yok ben pijama insanı değilmişim. utanmasam bakkala topuklu ayakkabıyla gitme kıvamına getirdi beni insan topukluyu özler mi özletti.

bu başlıktan anladığım "uzaktan çalışmanın iyi-kötü olup olmadığıdır" bu konuda kendi bilgi birikimime, çalışma ekonomistlerinin, sendika uzmanları, iş hukukçularının söylediklerine dayanarak söyleyebileceğim "davulun sesinin uzaktan hoş geldiğidir" kafa ailesi, işyeri sadece 4857 sayılı kanunda tanımlandığı gibi mal veya hizmet üretiminin gerçekleştiği organizasyon bütünü değildir. aynı zamanda çalışanın sosyalleştiği ortamdır. uzaktan, evden çalışmada çalışan bu durumdan mahrum kalabilir, özel yaşamın gizliliği ilkesi ihlal edilebilir, iş-aile yaşamı iç içe geçebilir bu durum çalışanda ağır travmalara yol açabilir. işveren, işçiye sağlaması gereken yol, yemek masraflarını evden çalıştığınız için size ödemeye devam etmez. evde geçirdiğiniz zamanla birlikte gıda elektrik, internet harcamalarınız artar fakat aldığınız para yerinde sayar hatta evden çalışma size ödül gibi gösterildiği için işveren sizin ücretinizi azaltma pişkinliğini bile yapabilir. en önemlisi zaten kanunlarda işçilerin örgütlenme ve toplu pazarlık haklarını delecek çeşitli boşluklar bulunurken evde çalışma sizin işverene karşı haklarınızı kullanmanız önünde bir duvar işlevi görebilir. kadın çalışanlara aynı zamanda toplumun atfettiği cinsiyetçi roller sebebiyle ev içindeki harcadığı emekle birlikte işine harcadığı efor, onu ağır fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklara itebilir. işverenin haftalık 45 saat çalışma süresini aştığınız için saat başı fazla çalışmaya ödemesi gereken %50 arttırılmış ücreti zaten evden çalışıyorsun gibi yüzsüzce bir cevabın ardından ödemeyebilir (ki ödemiyor) kısacası biraz tadını çıkarın bakalım... çoook kıvranacaksınız dostlar çok.

çocuklu çalışanlara ızdırapların en büyüğü. evde çocuk rahat bırakmadığı için çalışmak oldukça güçleşiyor. çocuklu çalışan kime sorsam bir an evvel ofise dönmeyi istiyorum diyor.

işverenin sizin için 7/24 çalışabileceğini düşündüğü çalışma şeklidir.

çalıştığınız işe, çalıştığınız kesime göre değişiklik gösterebilir.

karşınızdaki insanın saygılı ve anlayışlı olması önemli.evde çalışmak , saat fark etmeksizin rahatsız ederek iş beklentisinde bulunmak mantığını taşımamalı.bir çok insanın özel hayatının bu düzende zarar görebileceğini düşünüyorum.

standard çalışma prensibinde, kişi mesai saati dışında işi ile ilgilenmek zorunda değildir fakat evde olmak bu düşüncenin suistimal edilmesine sebebiyet veriyor olabilir.


bu durumla karşı karşıya olan bireyler için ise çözüm basit ; usulü gereğince bir dilekçe ya da maille bu durum iş verene ya da üst departmana bildirilmelidir.onlar tavır değiştirsin ya da değiştirmesin, siz bunu bildirdikten sonra özel hayatınızı iş ile doldurmak zorunda değilsiniz.

işverenler için sanki ödulmüş gibi görünen çalışma şeklidir. senin işin zamanında yapılıyor mu eksiksiz sorunsuz o zaman ofiste olmuşum evde olmuşum cafede olmuşum ne farkı var ayrıca evdeyken sürekli sistemde olabileceğin için daha fazla iş yapıyorsun.

insan psikolojisini bozan durumdur.
kişilerin beyni algı ile çalışır.
her yerde taş, toprak vardır. fakat tatile gidince ; gittiğiniz yerin taşı, toprağı gözünüze hoş görünür.
iş, işyerinde yapılırsa güzeldir.
ev, hayattaki dertlerinizden kaçıp sığındığınızda güzeldir.
ev ; insanın sığınağıdır. her hangi bir yerden evine dönünce ; insan huzur duyar. tatilden bile evinize dönünce huzuru yaşarsınız.
huzur ortamınız, sığınağınız olan haneyi ; sıkıcı ve yıpratıcı işlerinizin odak noktası yaparsanız ; sığınağınız olan eviniz ; bir vakit sonra
size sıkıntı veren bir ortam haline dönüşür.
ve bir vakit sonra evinizden eski huzuru alamazsınız ; evinizi, sığınağınız olmaktan çıkartırsınız.

türk halkı home office çalışmayı ; toplumsal tembelliğinden kaynaklanan sebeplerden dolayı çok sevdi.
fakat uzun vadade kaybettiklerini görecek ve anlayacaktır.
son sığınağınıda kaybedecek,
ve pişman olacaktır.

ilk kurumsal iş deneyimime home office ile başladım. bu süreç hem iyi hem de kötüydü benim için. bir kere evde çok rahat oluyorsun. yoğun bir tempo gerektiren bir işin yoksa molalarını kendin belirliyor, sigaranı tüttüre tüttüre çalışabiliyorsun. ancak ofis kültürünü benimsemek, sosyalleşmek gibi olanaklardan mahrum kalıyorsun. bütün bunları ele alınca da ne iyi denebiliyor ne de kötü.