home office

en rezil çalışma düzeni. sürekli evdesin arkadaş. çalışayım diye oturuyorsun, bir bakmışsın çayla keki almış sitcom izliyorsun. gündüz bunları yaparken gece çalışmaya oturuyorsun ve böylece evden hiç çıkamamış oluyorsun. ofisi de pek sevmiyorum. ben çalışmayı sevmiyorum galiba.

özendiğim çalışma düzeni. kafana göre takıl kardeşim ne güzel işte. canın ayaklarını masaya uzatmak mı istedi uzatt, çoraplarını çıkartıp fırlatmak mı istedin fırlattt. var mı böyle rahatlık?

en nefis çalışma düzeni. sürekli evdesin arkadaş. çalışayım diye oturuyorsun, bir bakmışsın bir elinde kahve bir elinde sigara playlist'te pink floyd filan akıyööör. tabii işinizin ağırlığına, patronunuza, yoğunluğunuza bağlı olarak (her işte olduğu gibi) işkenceye dönüştüğü noktalar olmuyor değil zaman zaman.

ancak ben patronun gelmeyeceğini bildiğim günlerde günü bir kitapla bitirdiğimi bilirim. ya da rahatsızsam koltukta 2 saat deliksiz kestirdiğimi filan... koca ofiste tek başıma çalışmam da işin irice bir artısı oluyor tabii.

höm ofis diyip de korkutmayın kendinizi. aslında acayip zevklidir... işinize bağlı olarak duygusal limitler aşılabilmektedir vs. yoksa misss.

pandemi sürecinden sonra yavaş yavaş şirketlerin de yönelmeye başladığı çalışma türüdür.

yazılım, tasarım vb. konularda bir çok arkadaşım pandemi sürecinden önce haftanın yalnız 2 ya da 3 günü ofise gidiyordu. oda genel raporlama, direktif vb, toplantılara katılıyorlardı. pandemi olsun olmasın bundan sonra haftanın 6 günü home office + 1 gün tatil olarak çalışacaklar, projenin hayati kısımları için ise nadiren yüzyüze toplantı olabilecek.

eğer bir düzen oturtabilirseniz ev konforunda mis gibi verimli işler çıkabiliyor ortaya. ama düzen oturtmak önemli. yurdum insanı salmak için pek müsait malum.

evden çalışma şekli. özellikle bilişim sektöründe uygulanabilirliği çok daha kolaydır.
asıl ayar olduğum şey şu ki remote çalışırken çalışmıyormuş gibi duruyoruz bazı insanlar için. onlar göre çalışıyor sayılmamız için günde min 2 saat yol çekmemiz lazım sanırım.

eve iş getiren insandır.

beyaz yaka için varlığı dert yokluğu yara olan, pandemiden dolayı yaygınlaşmış çalışma şekli. türk dil kurumu türkçe karşılığını bulmak ve yaygınlaştırmak için geç kalmıştır.

marttan beri home office çalışan biri olarak maillerim hiç bitmiyor, sürekli zoom toplantılarına katılıyorum sanki toplantı sayısı daha da arrtı. ofiste gerçekten daha az çalışıyordum. sürekli sunum, rapor hazırlama şeklinde ilerliyor; ama şu an gözüken mayıs 2021'e kadar home office çalışacakmışız. bugün de izin aldım off'um yani. arada bir bilgisayarı komple kapatmak istiyorum; ama olmuyor ne yazık ki..

marttan beri tam ofis çalışan biri olarak ne olduğunu hiç deneyimleyemediğim şey. allah korusun yangın çıksa dumandan zehirlenip bayılsam evrakları benden önce kurtarırlar.

mart öncesinde hayalim, sonrasında kabusum olan çalışma şeklidir. az önce aldığım harika haberle, tam zamanlı ev emekçiliğim sona erdi. haftada 2 gün de olsa ofise gideceğim. pandemi bitti deseler, en fazla bu kadar sevinirdim sanırım. bir daha ofise gitmek istemitorum dersem, ağzıma kürekle vursunlar...

homedan ofis olmaz dediğimdir. home, home olarak kaldığı sürece olmaz en azından. eğer evin bir bölümü bu iş için tahsis edildiyse ve bu durum da herkesçe bilinen bir durumsa olabilir pek tabii. mesela o kısımda ayakkabı ile çalışılıyor, gerekirse insanlarla görüşmeler yapılıyorsa vs gibi normal bir ofis gibi çalışılıyorsa olabilir. ama onun dışında normal ev düzeninde pijama terlik ile verimli ve uzun bir süre çalışmak çok zor. becerebilenleri tebrik ediyorum.

1 yıldır pandemi nedeniyle çalıştığım şirketin çalıştırma düzeni. artı eksileri bir tarafa mesai saati olgusu kalkıyor. genel olarak patronlar bu tarzı beğendi yaygınlaşacak diye düşünüyorum.

pandemi sürecinde biraz olsun tattığım ve beğenmediğim durum. hep evdesin hep bu ne ya. evet.

sürekli ofis veya home ofis yerine daha hibrit modeli savunuyorum. evde sürekli çalışmak insanı zihnen daha çok yoruyor; ofisten ayrılınca gelen o kurtulmuşluk hissi evde pek olmamakta. ayrıca sanki gece 12 de bile gelen e maila cevap vermek zorunda hissediyosun kendini...
önerim salı ve perşembe home office diğer günler ofiste örgün çalışma... arz ederim...

eve asla iş götürmeyen kişiler için çalışması en verimsiz düzen hali.

benim gibi titiz birisi için mesai sonu yoktur, cep telefonuna 2-3 e mail düşsün o bilgisayar açılır... oysa ofiste öyle değil saat 18:00 bilgisayar kapanır ve eve doğru yola çıkılır mis gibi... lanet olsun...

öğrenciliği home office tatmış biri olarak hem rezil hem harika olduğunu söyleyebilirim. şöyle ki sınıfın salon kadar yakın olması mükemmel bir şeymiş. tuvalet, her zaman temizliğinden emin olduğum şekilde. kantinde sıra derdi asla yok.

kötü olansa mitin yanında oturduğum, dolayısıyla jammerlar* tarafından kuşatılmış olduğum için internet bağlantısının normalden çok daha sık kopması. her an hocanın ağzı açık kalabiliyor.

homo ofis olmaktan iyidir.