house of the dragon

17 haziranda 2. sezonuna başlayacak olan got spinoff dizisidir. 2. sezonunun başlayacak olması sebebiyle tekrar başladım. ancak ikinci kez izlemeye başlamışken seviyor muyum sevmiyor muyum buna karar veremedim. ortada gidiyor benim için. şöyle ki got evrenine hayran biri olarak bunu atlamak istemiyorum. en azından bundan eminim. *

çok sevdiğimiz biri hatırına, başka birine şans vermek gibi sahiden. got muhteşem bir diziydi finale kadar ama ben de karar veremiyorum bu devam dizisini sevip sevmediğime. yine de izliyorum işte. en azından got’u anmış oluyoruz

sezon ikiye başladım, birinci bölümü izledikçe açıldım gerçekten. biraz unutmuşum kim kimdi, gördükçe sövüyorum.

ekrana yeni bir karakter giriyor, diyorum bu şöyle bir aşağılıktı, sövüyorum. başkası giriyor, sövüyorum. valla tebrik ederim, çok iyi yer edinmişler zihnimde. bir yıl sonra, bir saniye görmeyle sövüyorum.

game of thrones'un ilk altı sezonuna kıyasla ciddi eksikleri, son iki sezonuna kıyasla fazlası bulunan seri. ateş ve kan kitabındaki anlatılara göre hikayeyi sezonlara bölüp climax'in dozunu ayarlama çabalarını anlıyorum ancak gereksiz pek çok sahne var. masalarda dönen pazarlıklar, arka plandaki sinsilikler biraz daha yer bulsa çok daha ilgi çekici bir kurguya sahip olacaktı bu dizi. potansiyelini ne yazık ki yeterince kullanamıyorlar. yine de sevdiğimiz bir hikayenin hbo düzeyinde bir ehemmiyetle sergilenmesi mutluluk verici. umarım biraz daha derli toplu bir işe dönüşür sonraki sezon itibariyle. bir ara senaristlerden birini itinayla yerden yere vuracağım başlıkta. şu an hava çok sıcak ve sinirlenmek istemiyorum o nedenle o konuya şimdilik girmiyorum.