1.
türkçe: "iyi bir eş nasıl olunur"
fransızca: "la bonne épouse"
martin provost yönetmenliğinde, yine martin provost ve severine werba senaristliğinde fransa'da çekilen, 2020 tarihinde yayınlanan komedi-drama filmidir.
filmimiz 1960ların sonuna yakın bir takvimde ve fransa'da geçiyor. tahmin edeceğiniz üzere 1968 senesinde olacak 1968 paris öğrenci ayaklanmaları filmimize uğrayacak fakat ben bu uğrayış biçimini hiç hoş karşılayamadım.
ucundan anlatarak başlamak isterim artık filme.
1967 senesinde nasıl iyi bir eş olunacağına dair eğitim veren bir enstitü, buranın müdürü ve eşi (paulette) karşımıza çıkıyor. müdür önemsiz bir sapık olması dışında sürekli gözetleyen bir erk kavramını temsil ediyor ve daha sonrasında boğularak ölüyor. dolayısıyla işleri paulette devralıyor. bu enstitüde ütü yapmaktan tutun kocanıza nasıl kur yapacağınız, asla alkol içmemeniz ve kocanız içtiğinde bazen göz yummanız, kocanızla yatakta istemeseniz bile bir şeyler yaşama sorumluluğunuz olduğu gibi durumlar, kavramlar öğretiliyor.
bu öğretilerin tam tersini yani kadınların istemedikleri durumda bir şeyler yapmak zorunda olmadığını filmin sonunda paulette ve öğrencileri ve hatta aşırı muhafazakar olan marie therese bile fark ediyor ama bu fark ediş anlatımı bana çok bayağı, itici ve altı boş geliyor. yani, paris yolculuğu başlarken öğrenci eylemleri haberini alıp yürüyerek ve dans ederek bu öğretilerin tam tersini söylemek... bunun için böyle bir filmi heba etmeye gerek var mıydı?
filmin sonu tamamen hüsran olduğu için çok kızgınım fakat devam edelim.
paulette'nin karakter gelişimi benim için çok önemliydi bu filmde. yıllar önce göreve giden sevdiği adamı bırakmak zorunda kalıp sırf hayatta kalabilmek adına müdürle eş olmuştu fakat eşi vefat edince ve sevdiği adama kavuşunca paulette davranışsal açıdan büyük bir değişime uğradı. peki bu değişim bir erkekle mi olmalıydı? gerçekten kadın hareketini bu kadar boş kılmak mıydı amaç? filmin ilerleyişi çok güzelken birden mahvoldu. paris öğrenci eylemlerini ve kadın hareketini anlatmak istemişse eğer başaramadı. yine de izlemenizi öneririm.
bu arada filmde l'evenement filminde başrolü oynayan anamaria vartolomei isimli oyuncu lezbiyen bir yan rolde. böyle bir rolü olması altı doldurulabilir, alt metni olan bir hale getirilebilecekken öyle süs gibi eklenmiş.
ekstra: ülkemizdeki ilk gösterimi 39. istanbul film festivalinde gerçekleşti.
fransızca: "la bonne épouse"
martin provost yönetmenliğinde, yine martin provost ve severine werba senaristliğinde fransa'da çekilen, 2020 tarihinde yayınlanan komedi-drama filmidir.
filmimiz 1960ların sonuna yakın bir takvimde ve fransa'da geçiyor. tahmin edeceğiniz üzere 1968 senesinde olacak 1968 paris öğrenci ayaklanmaları filmimize uğrayacak fakat ben bu uğrayış biçimini hiç hoş karşılayamadım.
ucundan anlatarak başlamak isterim artık filme.
1967 senesinde nasıl iyi bir eş olunacağına dair eğitim veren bir enstitü, buranın müdürü ve eşi (paulette) karşımıza çıkıyor. müdür önemsiz bir sapık olması dışında sürekli gözetleyen bir erk kavramını temsil ediyor ve daha sonrasında boğularak ölüyor. dolayısıyla işleri paulette devralıyor. bu enstitüde ütü yapmaktan tutun kocanıza nasıl kur yapacağınız, asla alkol içmemeniz ve kocanız içtiğinde bazen göz yummanız, kocanızla yatakta istemeseniz bile bir şeyler yaşama sorumluluğunuz olduğu gibi durumlar, kavramlar öğretiliyor.
bu öğretilerin tam tersini yani kadınların istemedikleri durumda bir şeyler yapmak zorunda olmadığını filmin sonunda paulette ve öğrencileri ve hatta aşırı muhafazakar olan marie therese bile fark ediyor ama bu fark ediş anlatımı bana çok bayağı, itici ve altı boş geliyor. yani, paris yolculuğu başlarken öğrenci eylemleri haberini alıp yürüyerek ve dans ederek bu öğretilerin tam tersini söylemek... bunun için böyle bir filmi heba etmeye gerek var mıydı?
filmin sonu tamamen hüsran olduğu için çok kızgınım fakat devam edelim.
paulette'nin karakter gelişimi benim için çok önemliydi bu filmde. yıllar önce göreve giden sevdiği adamı bırakmak zorunda kalıp sırf hayatta kalabilmek adına müdürle eş olmuştu fakat eşi vefat edince ve sevdiği adama kavuşunca paulette davranışsal açıdan büyük bir değişime uğradı. peki bu değişim bir erkekle mi olmalıydı? gerçekten kadın hareketini bu kadar boş kılmak mıydı amaç? filmin ilerleyişi çok güzelken birden mahvoldu. paris öğrenci eylemlerini ve kadın hareketini anlatmak istemişse eğer başaramadı. yine de izlemenizi öneririm.
bu arada filmde l'evenement filminde başrolü oynayan anamaria vartolomei isimli oyuncu lezbiyen bir yan rolde. böyle bir rolü olması altı doldurulabilir, alt metni olan bir hale getirilebilecekken öyle süs gibi eklenmiş.
ekstra: ülkemizdeki ilk gösterimi 39. istanbul film festivalinde gerçekleşti.
devamını gör...