361.
eğlenceli bir yazar.
devamını gör...
362.
orta yaşlı bir ev hanımı ablamız. çamaşır,bulaşıklar falan derken kalan zamanlarda da sözlüğe takılmakta. ehli namus bir ablamız, mesaj kutusu sürekli kapalı.
devamını gör...
363.
mübarek cuma gecesi bereketiyle gelen yazardır.
devamını gör...
364.
iade-i ziyaret gibi olsun istemedim ve fakat bir teşekkür ile geçiştirmek de senin, benim için lanse ettiklerin karşısında her ne kadar bahsetsem de yarattığın muazzam hissiyatından, yetersiz kalırdı.

o yüzden, affına da sığınarak, bir tanımcıklığına, senin nickaltında, kendimden bir şeyler karalayarak, içimden geldiği gibi yazmak istedim; benden bir şeyler olsun ki kıymetli ifadelerinin rengi olsun. bir tanımcıklığına, karalama defterim olsun. belki, senden, benden bir şeyler buluruz eşince.

...

aşk ömre sığmaz ya sabır. sekizi yan yatır üstüne bir kibrit çak.

‘yok’ diye sayıklamış son sözünde güya. körkütük sarhoş anlaşılan. üç vakte kadar önce yalvarırken yalnız bırakıldığı işte o meçhul an. sırılsıklam yangınmış oysa.

işte o zaten ‘sana verebilecek vicdan bırakmadım’ diyecekmiş ve de gözlerimin içine bakarak.
büyük söz ettim ama sen küçük lokmalarla boğuldun. kim, hani, nerede?

hadi görelim şimdi, kim geri gidebilen sanki.

canını yaktıysam teessüf ederim. mesela martılar şehri hiç terk edemez. sanki birine benziyor, değil mi? ‘yok’ diye sayıklamış üç vakte kadar önce, ‘buna bir sonraki seferde yine ve yeniden rastlarım’ diyecekmiş. kim bilebilir?

mektup beklerken yazıya aşık olan biri diyorum hani mesela postacının katili de olabilir mi? nasıl olsa romantik komedilerin sonunda bile acı çeken benim. utanmazsak hep birlikte kendimize gülelim. yok, vazgeçtim. ufku izlerken herkes kadar ben de ciddiyim.

eğer aradığın onur ise al senin olsun, yaşayıp yaşamadığı bile umurumda değil artık kalan ruhlarımızın en derinliğinde, şatosuna sığınan küçük bir ejderha sanki. o kadar yaklaşmış ki öldüğüne, gözlerinin önünden binlerce film karesi geçmiş. birisine tam uzanmış, ulaşacakken anlamış ki filmin tamamı diğerleri gibi, geçmiş.

beklemekten korkacak kadar aciz değilim ama kendi girdabıma sabredemiyorum ben. üç vakit kadar önce her şey gibi o da bitmiş. hep birlikte la boheme! yerinde bir kış sokağı kalmış, bir de kör ayvaz rüzgar.

yadsınmaz bir tutkunun şakaklarından dökül ve hiç değilse yastığında kal. bunun için kaç tane yemin azat etmem gerekir gökyüzüne, söyle.

eğer sen de bir gün kendini sınırsız bir kuytunun kucağında bulursan, beni yine belki aynı tesadüf çağırır. bilemem, hangi mevsime kırgınsan son sözünü zamana sakla; kader de bir ihtimal yanılır. sonra, üstü tükenmez bir umutla karalanmış cümlen kalsın, artık konuşulmayan bir dilde…

yaşanmamış tarihinin eskizinde senden geriye. üç vakte kadar önce.
devamını gör...
365.
#1711367
teşekkür ederek.

meraklanmayınız, tam tersi olarak hayatımda olumsuz giden şeylerin nihayetine ulaştım bir süre önce. hatta #1709216'da görüleceği gibi "eteklerim zil çalıyor" bile diyebiliyorum ama deliliğe vurarak ama idrak yollarımın iltihabı kuruduğu için.
ben de sizi seviyorum.
devamını gör...
366.
son zamanlarda bana pas atmayan amed dilberi.
nerdesin kız seni münafık?
devamını gör...
367.
enerji dolu yazar.

çok seviyor onu, ah birde itiraf edebilse ona. kara sevdaya tutulmuş yazar. *
devamını gör...
368.
bold yazdığım için özür dilerim
devamını gör...
369.
#1730071 sözlüğü çok fazla ciddiye aldığını düşünüyorum ciciş.
burada nick değiştirenlere karşı tepki gösterip,"bu zihniyeti bildiniz mi?" diyeceğine biraz gerçek hayattaki torpillere karşı sesini yükseltmeni tavsiye ederim. unutma ki sosyal medyada bugün varsın yarın yoksun. üzgünüm.
devamını gör...
370.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
371.
ilk engellediğin yazar olduğum halde neden nickaltı giriyorsun be kuzum?
sözlüğü ciddiye almaman lazım ciciş. üzülürsün.
ha bi de çok gerginsin,özel yapım bir viskim var ama senin için harcayamam.
devamını gör...
372.
#1625686
offf ağır cringe.
devamını gör...
373.
özledim ya. ayrıca yeni dedikodular var üf...
devamını gör...
374.
püüü abc. sen de mi gittin.
devamını gör...
375.
bi dakika susun dedim eksik var... sayıyorum sayıyorum hep aynı.. aha dedim online butonunu en uzun imgesi aramızda yok. tıklayıp sayfasına bi baktım ki ne göreyim: melting gitmiş. evet evet gitmiş. nerde bu kız çabuk söyleyin. o değil daha onunla gif savaşları yapacaktık...

neyse efenim, bu, bu kızın nickaltını ilk işgal edişim. umarım sağlık problemi ya da daha başka yaşamsal problemler yüzünden gitmemiştir ve kısa sürede aramıza döner. zira tanımlarını okumayı ve siteyi doldurmasını özledim....
ve bu da gifim:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
376.
ben de diyorum niye reklam kaldıramıyorum meğer melting gitmiş..
devamını gör...
377.
uzun süredir ortalarda olmayan bir zamanların en aktif yazarı tekrar dönmüş
kız nerelerdeydin ?
devamını gör...
378.
nick altımda kaçıncı kez ağlayan asosyal. boşsam engelle.
devamını gör...
379.
inanılmaz eğlenceli bi muhabbeti var. inanılmaz. özledim seninle konuşmayı.
devamını gör...
380.
yeni üyeler pek bilmezler eskiden kafa sözlük diye bir mekan vardı. * kafa sözlüğün izbe ve karanlık sokaklarında, elinden elma şekeri alınmışçasına sağa sola koşuşturan ve elma şekerini arayan küçük bir kız çocuğu, parmağını gözümüze gözümüze sokarak, ortada arzı endam ederdi. pek yerinde duramazdı. türlü türlü yaramazlıkları oldu. bazıları ona kızdı. bazıları bir şeyleri anlamasını istedi. bazıları ise onu savundu. ama hiç birinin ona faydası olmayacaktı. insanlar konuşurlar; yaptıklarınız, ettikleriniz, söyledikleriniz, yazdıklarınız ve çizdikleriniz üzerinden hüküm verirler. aynısı bu kız çocuğunun da başına geldi. elma şekerine küstü. kendisi hakkındaki hükmü ise hep geriye bıraktı. neden sonra bir anda ''puf'' diyerek ortadan kayboldu. sonrasında yeniden döndü kafa sözlüğün izbe ve dar sokaklarına... dedikodusu, pohpohlaması, yıkaması, yağlaması bol olan müdavimlerin arasından geçip gidemedi. belki de pamuk şeker cezbetmişti bu sefer onu. oysa her adımında klavyelerden damlayan sahteliğin ve maskelerin farkına varıyordu. sıkılmaya başladı. aynı teraneler bulvarından geçerken eskisi kadar huzurlu değildi. kendi şarkısını mırıldanmaya başladı. artık içinden gelen sesi daha net duyuyor ve şarkısını daha yüksek sesle söylüyordu. eleştiriye tahammül edemeyen insanlar gördü. canım cicimlerin arkasındaki; acımasız, vahşi, kaotik ve hiç kimse olamamış, kimsesizlerin nasıl kıvrandıklarını fark etti. o anda yaktı belki de kendi içerisindeki farkındalık ateşini. o andan itibaren de olgunlaştı. büyüdü. tespit tanelerini gerçekten büyük bir maharetle dizdi. yaptığı gözlemler sonrasında vardığı sonuçları paylaştığında ise artık olanca yalınlığı ile gerçekleri dile getiriyor olmuştu. esasen ben bu kız çocuğunu hiç tanımadım. ona elma şekeri almadım. onunla konuşmadım. ama onu hep gördüm. düştüğünde nasıl ayağa kalktığını, o yapışkan sokaklardan geçerken nasıl bunalmaya başladığını izleme fırsatım oldu. ve en nihayetinde haykırışını da duydum. yüzümü bir gülümseme kapladı.

geldiğimiz noktada; melting, bu sanal mecrada (ne kadar önemlidir bilinmez ama) gösterdiği değişim ve gelişim ile benim saygımı kazandı. hayatta her daim, bir şeyleri fark edebilen ve değiştirebilen insanların başarılı olduğunu gördüm. insan, tavırlarını değiştirebiliyorsa, hatalı gördüğü yönlerini törpüleyebiliyorsa, hayat yolculuğu o denli kaliteli bir noktaya doğru süratle evriliyor. kişisel devrim dediğiniz şey böyle bir şey. ben her daim şuna inandım; insanlar sizi tanımasa da, sizin yaşamınızı bilmese de, hangi mecrada olursanız olun ortaya kendinizden bir şeyler koyarsınız. pek çok insan anonimliğin arkasına sığınarak aslında ruhlarında yer alan küçük canavarları bu izbe sokaklara salıyor. kimisi beğenilme ihtiyacını gideriyor. kimisi yaşamdaki kırgınlıklarının, yılgınlıklarının, başarısızlıklarının acısını, sözde rahatlamak kılıfı altında tanımadığı insanlardan çıkarmaya çalışıyor. bunların yanında bir de melting gibi aynı şekilde yolculuğa başlayıp, tüm bu tiyatronun farkına varanlar oluyor ki işin en keyifli yanını onlar oluşturuyor. umarım bu mecrada yeni meltingler görürüz. * inatla bu sahteliği besleyenlerin değil de, samimi olarak düşündüklerini söyleyenlerin ve eleştirmekten/eleştirilmekten korkmayanların mekanı olur bu mecra. buna dair pek umudum olmazsa da * böyle küçük ama önemli şeyler görmek bile bazen iyi gelir insana... evet birazdan benjamin butonun düğmesine basıp, buradan çıkıp gideceğim. buraya dair olumsuz tespitlerimde puf diye yok olacak. ama heybeme her daim; olumlu davranış, düşünce ve en önemlisi bilgileri çaktırmadan atarım. onlar kazançtır. bunu unutmamak gerek. *

bilbo baggins'in söylediği gibi; ''içinizden en az yarısını, arzuladığımın yarısı kadar bile tanımıyorum; ve yarınızdan azını hak ettiğinizin ancak yarısı kadar sevebiliyorum.''

bu da öyle bir şey. * esasen çok yoğun ve yorucu bir gün geçirmiştim. sözlüğe de yazmak için değil okumak için giriş yapmıştım. ama melting'in bir tespitini okuyunca içimden yazmak geldi. sonraya bırakmayayım dedim ve yazmış bulundum. biraz hızlıca ve palas pandıras yazdığım için de eksik, gedik, hata vesaire falan varsa, onları da görmeyiveriniz artık. * bu kadarını yapabileceğinizi tahmin ediyorum. *

ha unutmadan şunu da şerh düşeyim; elbette yorumlarım bu mecrada gördüklerimle ilintilidir. gerçek kişileri ve kurumları bağlamaz. *
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"i am melting lannn melting" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim