kadir, ailesinin kendisinden sakladıklarının olduğunu öğrenir ve kendini ahlaki bir karar almak zorundayken bulur.
yönetmen: selman nacar
oyuncular: mücahit koçak, nezaket erden, burcu gölgedar, bedir bedir, ünal silver, erdem şenocak
oyuncular: mücahit koçak, nezaket erden, burcu gölgedar, bedir bedir, ünal silver, erdem şenocak
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ivanmilinski" tarafından 02.02.2022 18:49 tarihinde açılmıştır.
1.

yönetmen selman nacar'ın ilk uzun metrajlı filmidir. film 2021 yılında gösterime girmiştir. oyuncu kadrosunda cihat süvarioğlu, mücahit koçak , burcu gölgedar, erdem şenocak, nezaket erden, ünal silver gibi isimler yer almaktadır.
filmi izledim ve beğendim. yönetmenin ilk filmi olmasına rağmen gayet güzel bir iş çıkmış ortaya. filmin çekimleri dört haftada tamamlanmış ve uşakta çekilmiş. film bir iş kazası üzerinden ahlak tartışmalarını seyirciye anlatmaya çalışıyor. ahlak, vicdan, sistemin işleyişi, aile gibi konular işleniyor. film boyunca oyuncularla beraber vicdani bir hesaplaşma içine giriyoruz.
filmde oyuncuların performansını ve yönetmenin performansını beğendiğim. çoğu sahne ve çoğu diyalog çok gerçekçiydi. tek plan çekimlerle yönetmen filmi gerçekten hissettirmeyi başarmış. izlemek isteyenlere tavsiye ederim. ben yönetmenin diğer işlerini merakla bekleyeceğim. ilk film bana bunları hissettirdi. umarım başarılı bir kariyeri olur.
film bir fabrikada başlıyor. sistem takır takır işliyor, çarklar dönüyor, işçiler işini yapıyor. sonra bir kaza oluyor ve her şey işverenler için tersine dönüyor. işçi bir şekilde ölüyor. son sahneye geliyoruz ve iş makinaları çalışmaya devam ediyor. sistem işlemeye çarklar dönmeye devam ediyor. işte bu kadar basit. yönetmenin tabiriyle mide bulandırıcı gelişmeler böylece yaşanıp bitiyor. ahlak ve vicdan gibi konular göz ardı ediliyor çünkü makinalar çalışmak zorunda. insan hayatının önemi yok.
filmin başkarakteri ezik büzük bir tip. ailesiyle tam anlamıyla tanışmamış, sigara içtiğini gizliyor, kız arkadaşının söylemesiyle sakal tıraşı oluyor, ses çıkaramıyor, hep alttan alıyor ve eziliyor. ailesiyle ve dünyayla tanışma sebebi bu kaza oluyor. abisi ve babasının vicdansızlığını görüyor ve dünya başına yıkılıyor.
filmin son sahnesinde işçilerin çalışmasına ve iş makinalarının devam etmesine şaşırıyor. hayat akmaya devam ediyor ama karakterimiz buna şaşırıyor. hem ailesini hem gerçek dünyayı tanımış oluyor.
filmde tek plan çekilen sahnelere bayıldım. özellikle avukatın olduğu yemek yenilen sahneye bayıldım. sanki sahnede beşinci kişi olarak oturuyordum ve odanın içerisindeydim. bunu hissettirmek zor bir iştir yönetmen bunu yapıyor.
filmde saklanan ve öğrenemeyeceğimiz bir sürü olay oluyor. kadir'in verdiği parayı murat'ın eşi alıyor mu bilmiyoruz. kadir'in sevgilisi amerika fikrine ne cevap veriyor bilemiyoruz. filmin son sahnesinden sonra neler oluyor bilemiyoruz. yönetmen sanırım bunları bize bırakarak sorgulamamızı istiyor. üzerine bol bol düşünülmesi gereken bir film. güzeldi. yönetmene saygı!
devamını gör...
2.
aslen vicdan muhakemesi üzerine olsa da başka başka alt metinler barındıran türk filmi. hukuk, etik, ahlak, inanç ve sermaye üzerine.
torino film festivali’nde en iyi film seçildi. yönetmenin ilk filmi. belli ki vizyonu geniş bir adam. dilerim güzel işler yapar, biz de izleriz.
torino film festivali’nde en iyi film seçildi. yönetmenin ilk filmi. belli ki vizyonu geniş bir adam. dilerim güzel işler yapar, biz de izleriz.
devamını gör...
3.
selman nacar’ın ilk uzun metraj filmi.
bir iş kazası üzerine yaşananların anlatıldığı, tek günde geçen bir film. hem bireysel hem de toplumsal bir hesaplaşma anlatımı olan, belgeselimsi bir film desek yanlış olmaz. hikâye boyunca bir vicdan muhasebesinin içinde oluyorsunuz filmi izlerken. hayatın öylesine bir anında bile ne kadar büyük çatışmalar yaşanabileceğini hatırlatıyor. filmin gerçekçiliği had safhada. mekanlar, diyaloglar fazlasıyla doğal. belgesel izliyormuş gibi bir his veriyor bu haliyle. sanki gerçek bir olayın ortasındaymışsınız gibi hissediyorsunuz. hayata dair, gayet herhangi birinin başına gelebilecek olaylar silsilesiymiş gibi hissettiriyor. hal böyle olunca, öylesine hayatların peşine takılmış bir kamerada biriken görüntülerden film yapmışlar gibi bir hissiyat veriyor izleyiciye. güzide memleketimizde alt tabakadaki insanların çalışma koşullarının boktanlığını, sınıfsal farklar ve aile üzerindeki toplumsal baskılar gayet doğal ve gerçekçi bir anlayışla sergileniyor ve bunu etkileyici kılan da seyircinin gözüne sokma çabası olmadan aktarılması. tarantino'vari bir tavırla izleyiciye duyguları dikte etme kaygısı yok yönetmenin. olayları bir belgeselmiş gibi izliyorsunuz ve karar vermek size düşüyor. kadir'in gün boyunca verdiği kararları seyrederken sürekli bir ben olsam ne yapardım bu durumda diye sorguluyorsunuz kendinizi. sıkıntılı kısımlarına geçecek olursak, çklişe olacak ama temposunda zaman zaman aksamalar var. gereksiz uzun tutulduğunu düşündüğüm sahneler var ve bu bahsettiğim belgeselimsi havası nedeniyle bazı sahneleri baştan aşağı tamamen gereksiz bulmak da mümkün. özellikle filmin ikinci yarısında ortaya çıkan bu tempo sorunu biraz dikkat dağınıklığına yol açıp filmi bitirebilmek yönünden sabır gerektirebiliyor. yan karakterleri canlandıran aktörlere sözüm yok, herkes elinden geldiğince oynamış ancak yan karakterler senaryoda pek derinleştirilememiş.
iş kazasına uğrayan işçinin ailesi daha güzel işlense, hikayenin dramatik dokusu çok daha kuvvetli olabilirdi.
her şeye rağmen izlenmesi gereken bir film. hem gerçekçi tutumu hem de seyirciyi içine çeken vicdan muhakemeleriyle akılda kalacak bir iş. hikâyesi, temposundaki bazı aksamalara rağmen kendini izlettiriyor. yönetmenin ilk uzun metraj işi olduğu düşünüldüğünde, gelecekte yapacağı işlere dair beklentiyi de yükseltecek bir film. bu vesileyle 2023'te çıkardığı tereddüt çizgisi adlı diğer uzun metrajı da en kısa zamanda seyredeceğim.
bir iş kazası üzerine yaşananların anlatıldığı, tek günde geçen bir film. hem bireysel hem de toplumsal bir hesaplaşma anlatımı olan, belgeselimsi bir film desek yanlış olmaz. hikâye boyunca bir vicdan muhasebesinin içinde oluyorsunuz filmi izlerken. hayatın öylesine bir anında bile ne kadar büyük çatışmalar yaşanabileceğini hatırlatıyor. filmin gerçekçiliği had safhada. mekanlar, diyaloglar fazlasıyla doğal. belgesel izliyormuş gibi bir his veriyor bu haliyle. sanki gerçek bir olayın ortasındaymışsınız gibi hissediyorsunuz. hayata dair, gayet herhangi birinin başına gelebilecek olaylar silsilesiymiş gibi hissettiriyor. hal böyle olunca, öylesine hayatların peşine takılmış bir kamerada biriken görüntülerden film yapmışlar gibi bir hissiyat veriyor izleyiciye. güzide memleketimizde alt tabakadaki insanların çalışma koşullarının boktanlığını, sınıfsal farklar ve aile üzerindeki toplumsal baskılar gayet doğal ve gerçekçi bir anlayışla sergileniyor ve bunu etkileyici kılan da seyircinin gözüne sokma çabası olmadan aktarılması. tarantino'vari bir tavırla izleyiciye duyguları dikte etme kaygısı yok yönetmenin. olayları bir belgeselmiş gibi izliyorsunuz ve karar vermek size düşüyor. kadir'in gün boyunca verdiği kararları seyrederken sürekli bir ben olsam ne yapardım bu durumda diye sorguluyorsunuz kendinizi. sıkıntılı kısımlarına geçecek olursak, çklişe olacak ama temposunda zaman zaman aksamalar var. gereksiz uzun tutulduğunu düşündüğüm sahneler var ve bu bahsettiğim belgeselimsi havası nedeniyle bazı sahneleri baştan aşağı tamamen gereksiz bulmak da mümkün. özellikle filmin ikinci yarısında ortaya çıkan bu tempo sorunu biraz dikkat dağınıklığına yol açıp filmi bitirebilmek yönünden sabır gerektirebiliyor. yan karakterleri canlandıran aktörlere sözüm yok, herkes elinden geldiğince oynamış ancak yan karakterler senaryoda pek derinleştirilememiş.
iş kazasına uğrayan işçinin ailesi daha güzel işlense, hikayenin dramatik dokusu çok daha kuvvetli olabilirdi.
her şeye rağmen izlenmesi gereken bir film. hem gerçekçi tutumu hem de seyirciyi içine çeken vicdan muhakemeleriyle akılda kalacak bir iş. hikâyesi, temposundaki bazı aksamalara rağmen kendini izlettiriyor. yönetmenin ilk uzun metraj işi olduğu düşünüldüğünde, gelecekte yapacağı işlere dair beklentiyi de yükseltecek bir film. bu vesileyle 2023'te çıkardığı tereddüt çizgisi adlı diğer uzun metrajı da en kısa zamanda seyredeceğim.
devamını gör...
4.
bir selman nacar filmidir.

filmin senaryosunu da yönetmen selman nacar yazmıştır. filmde mücahit koçak, nezaket erden, ünal silver, bedir bedir, burcu gölgedar, son dönemdeki favori oyuncularımdan erdem şenocak, mustafa sönmez, cihat süvarioğlu, ali seçkiner, banu fotocan ve yıldırım şimşek rol almıştır.
bol ödüllü bu filmde benim de performanslarını çok beğendiğim erdem şenocak ve nezaket erden antalya film festivalinde altın portakal kazanmıştır.
babası ve ağabeyi ile birlikte bir kumaş fabrikasının ortağı olan kadir sevgilisinin ailesi ile tanışmak için bir yemeğe gidecektir o gün. ancak fabrikada bir işçi bir kaza geçirir ve hastaneye kaldırılır. aynı gün içinde hem yararlı işçinin ailesi, hem kendi ailesi, hem de sevdiği kadının ailesi ile zaman geçirir kadir.
uzun planlar eşliğinde tek bir güne odaklanan bu filmde merhamet ve ahlak kavramları üzerinde düşünmemizi sağlamış yönetmen. selman nacar'ın ilk filmi olması ise filme ayrı bir önem katıyor zira film hiç ilk film acemiliğinde değildi.
mutlaka izlenmesi gereken çok iyi bir filmdir.

filmin senaryosunu da yönetmen selman nacar yazmıştır. filmde mücahit koçak, nezaket erden, ünal silver, bedir bedir, burcu gölgedar, son dönemdeki favori oyuncularımdan erdem şenocak, mustafa sönmez, cihat süvarioğlu, ali seçkiner, banu fotocan ve yıldırım şimşek rol almıştır.
bol ödüllü bu filmde benim de performanslarını çok beğendiğim erdem şenocak ve nezaket erden antalya film festivalinde altın portakal kazanmıştır.
babası ve ağabeyi ile birlikte bir kumaş fabrikasının ortağı olan kadir sevgilisinin ailesi ile tanışmak için bir yemeğe gidecektir o gün. ancak fabrikada bir işçi bir kaza geçirir ve hastaneye kaldırılır. aynı gün içinde hem yararlı işçinin ailesi, hem kendi ailesi, hem de sevdiği kadının ailesi ile zaman geçirir kadir.
uzun planlar eşliğinde tek bir güne odaklanan bu filmde merhamet ve ahlak kavramları üzerinde düşünmemizi sağlamış yönetmen. selman nacar'ın ilk filmi olması ise filme ayrı bir önem katıyor zira film hiç ilk film acemiliğinde değildi.
mutlaka izlenmesi gereken çok iyi bir filmdir.
devamını gör...