ilan edilen cumhuriyet tek adam ve tek parti despotizmiydi

sözlükteki atatürk ve cumhuriyet düşmanı yobazları ortaya dökmüş başlıktır.
yobaz turnusolu
hain turnusolu

işin komik tarafı, bu iddialara sahip cahil sürüsü genellikle tek bir kişinin ağzına bakarlar. birine hoca efendi hazretleri diye tapınırlar olmazsa diğerine reyiz derler. sürekli bir sahip arayışında olurlar.

atatürk’e utanmadan “despot” diyerek saldırırlar ancak kendileri, badeci hoca efendilerinin ya da hırsız reyizlerinin kulu çomarı olurlar.

işte biz bu omurgasız, yalaka ve sahtekar canlılara siyasal islamcı ya da akpli ya da fetullahcı ya da tarikatcı diyoruz. farklı isimlerle anılsalar da hepsi aynı boktur. yani vatan haini!

selanikli yetim nasıl sikip attı ama sizi. ahhaha kudurun piçler.

akit falan yazıyor, okumam ben bunu.

ama başlıktaki önerme doğru. atatürk, türkiye'nin ilk kralıydı. osmanlı padişahı ile aralarında bir fark yoktu. ikisine de aynı ünvanlar ile seslenildi, ikisi de her istediklerini yaptılar, istedikleri her şeye sahip oldular, kendilerine uymayan şeyleri ve kişileri ortadan kaldırdılar vs.

cumhuriyet 1950'de ilan edilmiştir.

tarihi değerlendirirken tüm koşulları ele alarak bakmak lazım. zaten halk içinde çok görüş ayrılığı olan bir dönem. çok parti olsaydı seçilen parti saltanat gibi yönetmeye devam edebilirdi. çünkü halk monarşiye alışkın, pat diye çok partili yapıya nasıl geçsin. bu zamana kadar söz hakları olmamış ki. fikir belirtmekte korkabilir veya eğitimsiz oldukları için bir parti halkın ağzından girer burnundan çıkar oyları kendisine çekerdi.* kazanan parti saltanat yandaşı olup o zamana kadar yapılan tüm emekleri boşa çıkararırdı.bu sadece ihtimallerin bir kaçı. bakış açımda yanılıyor da olabilirim. ama gazeteci olduysan biraz geniş açıdan baksaymışsın keşke.

hele lafa bak! sanki cumhuriyetten önceki yönetim demokrasi idi!

(bkz: ney ney galaba mı)

kavramları karıştıran bir adet takunyalı ifadesi. cumhuriyet halkın kendisini idare etmesidir. halk bunu istediği biçimde yapar. cumhuriyetlerde birden fazla siyasi parti olacak diye bir kaide yok. onun adına zaten demokrasi diyoruz. 29 ekim cumhuriyet bayramıdr, demokrasi değil. 29 ekim'de yapılan şey ülkeyi yönetme hakkını kalıtsal olarak kazanmış olan bir hanedanın defedilmesi ve o güne kadar sömürülmüş halkın iktidar olmasıdır.

en komiği de demokrasiyi vakti gelince inilecek bir tren olarak gören siyasal islamcıların buradan ekmek çıkarmaya çalışması. tamam inandık, en demokrat sizsiniz.

bu arada 1923'te dünyada toplasan 5 tane falan demokrasi var. demokrasinin bir norm haline gelmesi ikinci dünya savaşı sonrasıdır. zaten o vakit biz de geçtik. ispanya'nın 70'lere, kore'nin 90'lara kadar beklediği, singapur'un hiç geçmediği bir ortamda görülüyor ki boşuna geçmişiz. bu dangalaklar bunu yazabilsin diye mi geçtik?

doğruluğunu yanlışlığını tartışmaktan usandım. o yüzden işin o kısmını geçtim de, biz niye hâlâ bunları konuşuyoruz? neden geleceğe bakamayan, gözünü bir türlü geçmişten alamayan bir toplumuz? ne olmasını bekliyoruz kendimize gelmek için? bütün dünya mars'a falan taşınsın, burada bir başımıza kalalım. bu mudur beklediğimiz? o zaman akıllanırız. "aaa" deriz "biz geçmişle uğraşırken millet bilimde, teknolojide almış başını gitmiş meğerse". günaydın kuzey olmayan kore!

yok, düşündüm de o zaman da akıllanmayız biz. "biz osmanlıyız. bizden korktukları için hepsi mars'a kaçtı" deriz.

biraz ileriye bakın artık ne olur yahu! bıktık şu ülkenin kuruluş değerlerine saldırıp bizi de sürekli geriye çekmenizden.

malum şahısın adını nick olarak alan bir yobaz "doğru değil miydi?" demiş.

bu yobazların ortak noktası, siz mantıklı açıklamalar yaptığınızda her seferinde sanki hiç mantıklı açıklama yapmamışsınız ya da sordukları yobazca sorulara hiç cevap verilmemiş gibi tekrar tekrar "iyi de bir kişi de şu sorunun cevabını versin" demeleridir. oysa o sorunun cevabı uzun yıllardır verilmiştir ama yobazın amacı farklı olduğu için sürekli aynı soruyu sorar.

1923'te yeni bir rejim ortaya çıkarıp o rejimi hem chp hem de muhalefetin içine sızmış hainlerin insafına bırakmak ahmaklıktır. rejim oluşturmanın koşulu o rejimi dikte etmektir, aksi halde silinip gidersin. türkiye cumhuriyeti sınırları içinde bile henüz cumhuriyet nedir idrak edemeyen insanlar var iken "haydi 5 sene yönettik bırakalım da biraz bilmedikleri rejimi yönetmeyi öğrensinler" deyip herşeyi bırakmak rejim için intihar olur.

henüz yeni emrah safa gürkan bu konuya değinmişken pek bir şey söylemeden kulakları videoya verelim çünkü özellikle parti ve ülke içindeki zararlı organizmaları esg burada anlattı

yetmez ama evet'ten ders almadi bu ülke?
bu adamlar bu yorumu malum kişi için yapmadığı sürece hiçbir dedikleri dikkate alınmaz.
kendilerine kadar demokrat,kendilerine kadar modern ,kendilerine kadar özgürlükçü bunlar.
hümanist tavırlar falan yapmayın dostlar.
gerçek hayatta işler böyle yürümüyor

cumhuriyet tanımını, kavramını ve tarihini bilmeyen yazar beyanıdır. atina vs tarih okuması elzemdir. bilseydi türkiye cumhuriyeti’nin başlangıç döneminde çok çeşitli kusurlar bulamazdı.

hınç değilse cehalet kokmaktadır.

yeni ak it yazarının söylemi.

umarım muhalif kanattan birileri bunların listesini tutuyordur ve seçimden sonra umarım bunların yanına kalmaz da hukuk gerekli cezayı verir.