ilginç kavga anıları

murat abi lise son sınıfta falanken akşamüstü 3 kişi ne dik dik bakıyon muhabbetinden sataşır biraz hırpalarlar, murat abi bekleyin burda lan der, tamam lan bekliyoz derler, mahalleye gelir, kankaları yoktur alel acele lise 2 ye giden 4- 5 çocuk bulur, kavga var gelir misiniz der, geliriz ayıpsın abi derler. murat abi topladığı çocuklarla kendisini hırpalayan 3 kişinin olduğu yere gider, giderken adamlara bekle dediği için hala beklemektedirler, murat abi gelir gelmez başlar bunlara sayıp sövmeye . bunlar murat abiyi araya alırlar bi eşek yükü dayak atarlar , murat abinin götürdüğü 5 çocuk hiç karışmazlar uzaktan sadece kavgayı izlerler.
dayağı yedikten sonra murat abi ağzı burnu perişan halde kendisine destek çıkmayan çocuklara söve söve evin yolunu tutar.

çok ilginç bir anım var. şu anda belli bir kesim tarafından tanınan birinin şirketinde çalışıyordum. 2000'lerin başı.
neyse, işyerinin önünü açmışız. iki araç gelecek, yükleme olacak derken bir araba geldi, işyerinin önündeki yerin tam ortasına park etti. eleman da çıktı, güzelce durumu izah etti. iki kadın ağızlarında sakız laubali bir şekilde umursamadan arkalarını döndüler.
çocuk yine gitti yanlarına. "arabanız çizilebilir, araçlar gelecek, yükleme olacak" dedi. kadınlardan biri de "sıkıyosa çizdirin. o zaman görüşürüz " dedi.
bunu duyunca ben de çıktım, söylendim. kadın bana hakaret ve küfür etti. bunu duyan işyerinin babacan avukatı çıldırdı. kadına çıkıştı. kadınlar gitti. öyle mi! biz de çektik zinciri. arabaları kaldı içeride.
bir süre sonra bunlar geldi. zinciri görünce bindiler arabaya, birilerini aradılar.
bizde çaktırmıyoruz ama aklımızdan da mafya babaları falan geçiyor. yarım saat sonra iki polis münibüsü, yunus ekipleri, polisler doldu işyerine.
çevreden görenler bizim patronu aramış. adam şok tabi.
kadınlardan biri hava kuvvetleri komutanının karısıymış(!) bana göre karısı değil başka bi şeyiydi. pek eş gibi görüntüsü yoktu.
avukat, polise durumu izah etti. polis de "hiç bu işlere bulaşma, maganda avukat kadına el kaldırdı diye haberini çıkarırlar" dedi. avukatı barodan mı aramadılar, terörle mücadeleden arayıp bizi tehdit mi etmediler ohoo!

okul içinde, arkadaşım için 15 vs 2 yaptığım doğrudur. tabi kendisini aradan çıkardılar, dayağı yiyen ben oldum enayi gibi.

orta okulda iken dudağım patlamıştı yediğim yumruk yüzünden.

ha birde mahallede ettiğim kavga vardı. vay be abi kardeş ikisini aynı anda dövmüştüm.

bunlar şaka değil gerçek ve bu yüzden de annemden hemen hemen her hafta dayak yerdim kavga ettiğim için. bazen bu haftada 2 bilemedin 3 gibi de olabiliyor. çık ulan aklımdan yaramazlık anıları...

üniversite sınavına hazırlandığımız dönemler. saçları yeni bağlamışız. kulaklar küpeli. dershaneye doğru gidiyoruz. o dönemler tabi şimdiki gibi değil. uzun saç sıkıntı. küpe çifte kavrulmuş sıkıntı. üzerimde de iron maiden tişörtü var. yanımdaki arkadaş da aynen benim gibi. aramızdaki tek fark onda pentagram tişörtü olması. biz üst geçitten geçerken karşıdan 6-7 kişilik bir grubun geldiğini gördük. bunlar çizgi film karakteri değerli gibi kıkırdıyor. umursamadık, tam geçip gideceğiz. aralarından bir tanesi küfür etti. o anda ergenliğin verdiği yetkiye dayanarak artan testosteron elimizdeki test kitapları ile gurubun arasına dalmamıza neden oldu. önden iki kişiyi çekip kafaları geçirdik. bunlar yere yuvarlanıverdi. savaşçı şairler gibi kavga ediyorduk. oradan buradan yumruklar geliyor ve biz bir şekilde bunlara dayanıyorduk. * vur vur bitmiyor kerkenezler. baktık olmayacak, seri ve ciddi şekilde darbeler alıyoruz. kapandık yere. başımızı aldık ellerimizin arasına başladık darbeleri o şekilde karşılamaya. zaten ilk saldırı da zayiatı almışlar. burunlarını ellerine vermişiz haberimiz yok. o elemanlar da kalkmış daha bir hınçla tekmeliyor bizi.

neyse yoruldu bunlar ve mevzu en nihayetinde bitti. çok temiz dayak yedik ama erkekliğe bok sürdürmedik. ayağa kalkınca anladım ki, dostluğun en önemli göstergelerinden birisi böyle zamanlarda darbeleri paylaşmak. paylaştıkça acıyı azaltıyorsunuz. netice de biz iki kişi o gün darbeleri ve saldırıyı ikiye böldük. payımıza düşen darbeleri beraberce yarıya indirdik. ikimizden birisi topuklasaydı, fevkaladenin fevkinde bir dayak yemiş olacaktık. işte bu adam, bu yüzden halen benim en iyi 4 dostumdan biri olmaya devam ediyor. insan dostunu akçeli işte, kavgada ve puslu zaman dilimlerinde tanıyor. biriyle beraber adam gibi bir dayak yemediyseniz ''dost dost diye nicesine sarıldım.'' diye gezmeye devam edersiniz. * yalnız o gün nefis dayak yedik. sonrasında attığımız kahkahalar da cabası...