1.
gurbette denk gelmiş gibi.. insan insanı..
devamını gör...
2.
arada ki o ince çizgi varya heh işte o! kesinlikle aşılmayacak kadar. yoksa en yakınından da soğuyor insan. çizgi önemli.
devamını gör...
3.
bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"o olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
can yücel
devamını gör...
4.
ne kadar sevmeli bilmiyorum tek bildiğim haddinden fazla sevmemesi gerektiği.
devamını gör...
5.
belki de biz, sevmemeliyiz.
sena şener.
sena şener.
devamını gör...
6.
bir insan kendini ne kadar seviyorsa karşıdakini de o kadar seviyor. herkes herkesin aynasıdır, belki onur kırıcı ama sen karşıdakini sevmiyorsun kendini seviyorsun. kendini, kendi eksiğini, fazlani, değiştirmek istedigin nitelikleri, kötü yanını karşına alıp anlam yüklüyorsun. senden bir parça olmayanı yanında bulundurmazsın.
devamını gör...
7.
bir kirpi mesafesi kadar milimetrik hesapla sevmeli:
"soğuk bir kış sabahı yerin altındaki dört kirpi, donmamak için birbirine sokuldu. ısınmak istediler. dikenleri birbirine battı. ayrıldılar.
üşüyünce, tekrar yaklaştılar. dikenleri batınca yine uzaklaştılar. soğukta tek başına uyumak ile batan dikenlerin acısı arasında gidip geldiler uzun süre. yaşadıkları bu ikilemi, aralarındaki uzaklık her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya gelinceye dek sürdürdüler. üşüdüler. yaklaştılar. dikenleri battı. uzaklaştılar. ne dikenleri birbirlerine batacak kadar yakın ne de üşüyecek kadar uzaktaydılar sonunda."
"soğuk bir kış sabahı yerin altındaki dört kirpi, donmamak için birbirine sokuldu. ısınmak istediler. dikenleri birbirine battı. ayrıldılar.
üşüyünce, tekrar yaklaştılar. dikenleri batınca yine uzaklaştılar. soğukta tek başına uyumak ile batan dikenlerin acısı arasında gidip geldiler uzun süre. yaşadıkları bu ikilemi, aralarındaki uzaklık her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya gelinceye dek sürdürdüler. üşüdüler. yaklaştılar. dikenleri battı. uzaklaştılar. ne dikenleri birbirlerine batacak kadar yakın ne de üşüyecek kadar uzaktaydılar sonunda."
devamını gör...
8.
ne çok sevmeli ne de az sevmeli. çok severse çok üzülür , kendisini değersiz hisseder. az severse karşısındakini kırar , onu değersiz hissettirir.
çok sevdi kendi değerini bilemedi.
az sevdi karşısındaki insanı değersiz duruma düşürdü.
herşeyin ortasını bulmak gerekir. insan insanı tadında sevmeli. nasıl kızlar kilo verirken canları tatlı çekse ve çikolatayı tadında bırakabiliyor ise sevmeyi de tadında bırakmalıyız.
çok sevdi kendi değerini bilemedi.
az sevdi karşısındaki insanı değersiz duruma düşürdü.
herşeyin ortasını bulmak gerekir. insan insanı tadında sevmeli. nasıl kızlar kilo verirken canları tatlı çekse ve çikolatayı tadında bırakabiliyor ise sevmeyi de tadında bırakmalıyız.
devamını gör...
9.
saat 21 gibi seviyor saat 22 gibi aşk canavarına dönüşüp partnerimizi yatakta tümden yutuyoruz. geriye bir dirhem sütyen kalana kadar hatır hutur kemiriyoruz.
resmen bunun için yaşıyoruz yahu resmen..
resmen bunun için yaşıyoruz yahu resmen..
devamını gör...
10.
bunun ölçüsü yok. kendini akışa bırakırsan sonsuza dek yolu var. ama ne kadar sağlıklı , tartışılır. düşe kalka haddini bilmeye başlıyorsun, tecrübeler öğretiyor insana.
devamını gör...
11.
salak salak soru cümlesi.
insan insanı kendine zarar vermeyecek kadar sevmeli. bu ölçüyü bilebilmek ve kendine zarar vermeme tutumunu alışkanlık haline getirmiş olabilmek oldukça bilgi, birikim ve tecrübe gerektirir.
aptal aptal anketler dolduralım, olmadı trollük yapalım, havai fişekler de atalım, ki çoluk çocuk önemli bir şey var zannetsin.. *
insan insanı kendine zarar vermeyecek kadar sevmeli. bu ölçüyü bilebilmek ve kendine zarar vermeme tutumunu alışkanlık haline getirmiş olabilmek oldukça bilgi, birikim ve tecrübe gerektirir.
aptal aptal anketler dolduralım, olmadı trollük yapalım, havai fişekler de atalım, ki çoluk çocuk önemli bir şey var zannetsin.. *
devamını gör...