insan neden okumalı sorunsalı

(bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)
ya da olmamak. tercih sizin efenim

çünkü kalem aslında daha güçlüdür kılıçtan.

ünlü filozof aristo bu konuda ''bütün insanlar doğaları gereği bilmek isterler'' demiştir.

kısaca açıklamak gerekirse bebeklikten itibaren bütün canlılar çevreyi tanımayı oyunlar ve annesinin eğitimi ile öğrenirler ki yaşamları boyunca kendini tehlikelerden korumak ve olabildiğince fazla üreyerek soyunu devam ettirme şansını artırırlar. insanlar da böyledir ama bu evrimsel süreçte beynimiz ve bilişsel psikolojimiz diğer canlılardan daha fazla geliştiği için bu merak ve bilme isteği insanın yaşamı boyunca sürer. sanatçılar ve bilim insanları bunun en somut örneğidir. bu insanların merakı sayesinde bilim ve sanat bugünkü haline varabilmiştir. epistemoloji(bilgi felsefesi) bu konuyu araştıran felsefe dalı kısaca bilgi aktarmak için şimdilik en etkili yolun kitap ve yazı olduğunu söylüyor. sesli ve görüntülü ortamlar ile hala bir yazılı basın kadar bilgi aktarılamıyor. o yüzden öğrenmek için ana materyal kitap yada yazılı basın iken destekleyici ortamlar sesli ve görüntülü ortamlardır. gelecekte belki çip ile direk beynimize bilgileri indirebiliriz.

okuyan bir insanın esprisi de bir espriyi anlaması da farklı olur.
okumamış bir insanla sohbetin bile farklı olur.
konuşma tarzı, hareketleri, alışkanlıkları,
insanlarla olan ilişkileri bile farklı olur.

o yüzden okumak önmli ve güzel şey.

tek bir hayat yaşamamak için mesela...

öncelikle stresten uzak kalmak için okuyorum. zihnimi canlı tutmak için okuyorum. unutmamak için okuyorum. haddimi bilmek için okuyorum. yaşama zevki kazanmak için okuyorum. keyif almak duygulanmak için okuyorum. bir sürü sebebi var.

taşınma sırasında nakliyecileri en çok yoran kitaplarımdı.

" nakliyeci amca demişti ki; kızım sen bunların hepsini okudun mu?
eğer okuduysan hiçbir erkeğe boyun eğmez, evlenemezsin demişti.

çok farkındalık iyi bir şey değil arkadaşlar.

okumak, başlı başına kabuğundan başını çıkarmaktır. senin dışında insanlar tanırsın kitaplarda, yaşadıkların dışında duygularla karşılaşırsın. güzel yazılmış bir kitap çıktığında karşına, kelimeler arasındaki ritmi bile duyabilir kulakların.

okumayı sevmem yaşar öğrenirim diyorsan; çevrendeki insanların hikayelerini baştan sona hiç bilemeyeceksin. onları uzaktan bu kadar uzun izleyemeyeceksin...

okumak göz kapaklarını kapattığında zihin dünyanın açılmasıdır. hayal gücünü zorlamaktır. yeni kelimelerle ve konuşma tarzları ile karşılaşmaktır.

okumak, kötülük görmeden kötülüğü tanıya bileceğin en masum öğrenme sahasıdır. kitaplar sana kötülük nedir diye sorgulatır...

bir üst perdeden okursan yazarı bile katabilirsin işin içine!
çünkü her yazar, yazdığı her kitapta kendini de gizlemiştir bir köşeye...

okumak, yeni ülkelere gitmek, yeni jargonlar duymaktır. okumak farklı kültür sofralarına misafir olmaktır.

yaşamadığın hikayelerin bile acısını yaşarsın içinde. öğrendiğin her bilginin gücünü hissedersin zihninde. severek kitap okumak gibisi var mı?

okumakta sorun yok, sen ne okuyacaksın???

her şeyi yaşayarak öğrenmemiz imkansız. zaten buna ömür de yetmez. o yüzden okuyarak çok şey öğrenebiliriz.

kendini geliştirmek ,hayallerine daha hızlı ulaşabilmek için.

bir tek kendi hayatını yaşamak sıkıcı, reksiz. ama kitaplarda istediğin kişnin hayatı senin! okumalı ki, insan olmanın hakkını verebilsin.

öğrenmek için, iyi konuşabilmek ve yazabilmek için, bilgimizi, görgümüzü ve kültürümüzü artırmak için gereklidir elbette.

bazen kendi kabuğundan çıkmak başka hayallere ve başka hayatlara dalmak o kadar iyi geliyor ki. okuduğun kitap karakteri oluyorsun, kendini bir romanın içinde hissediyorsun kısa bir süre. bu izlediğim dizi-film'ler için de geçerli. insan okumalı, izlemeli, dinlemeli, gezmeli.. kendini geliştirebileceği şeyleri yapmalı ve öğrenmeye açık olmalı.*

can sıkıntısına iyi geliyor. ayrıca, merak gidermek için okunabilir.

şu sıralar çok ders çalıştığımdan okul okumak olarak anladım. öyle cevaplayacağım. çünkü bir umuttur yaşamak.

aristotales göre üç tür yaşam vardır.
1.sığır yaşamı : sadece ilkel hazlar almaya yönelik sürdürülen yaşam
2.bios politikos : mevki, makam, şöhret peşinde sürdürülen yaşam
3. teorik yaşam : bilgiseverlik ve hikmet yaşamı

aristotales mutluluğu akıl ve erdemle tanımlar. insan sadece bunlarla mutlu olabilir. hikmet sahibi olmak için sadece okumak yetmez ancak okumak büyük bir önem teşkil eder.
sözün özü insan mutlu olmak için okumalı.

insanın ufacık hayatında o kadar başka başka hayatları deneyimleyebilmesi tatmasi imkansız . kitaplar buna olanak sağlıyor bambaşka dünyalara birer kapı aralıyorlar.

kendi istediği için okumalı başkası istediği için değil. içinden gelmeli ki okuduğunu beyin sindirsin eğer zorla bir şeyler öğretmek istiyorsan beyin öğrenmez arka plana atar. bunu sınava çalışan bir öğrenci olarak düşünelim: öğrenci derslerini çalışır yüksek notlar alır sınavında başarılı olur ama sınavın üzerinden bir hafta geçtiğinde o bilgilerin hiçbiri beyninde olmaz neden çünkü zorla istemeyerek öğrendi. birde sevdiği müziği dinleyen birini düşünün yıllar geçse de melodi çaldığında sözler bir anda aklında belirir ve dil sözleri söylemeye başlar. yani işin özü bir şeyi istiyorsak yapmak gerekir ki bize fayda sağlasın. oku ama merak ettiğini oku, olayların farklı açısından bakma şansın olsun. oku, olayları analiz etmeyi öğren. oku, ayrıntılarda gizli bilgilerin olduğunu gör ve oku dünya senin için yaşanılabilir bir yer olsun. lütfen zorla veya sırf birilerinin gözüne girmek için okuma sadece kendin için oku o zaman 'insan neden okumalı' sorusunun cevabını bulursun

derin bir ruh için, yüzeysellikten kurtulmak için (en azından ben bu yüzden okuyorum)

emekçi halkına olan sorumluluğundan ((bkz: harun karadeniz)