insanı suça iten toplum mudur kendisi midir sorunsalı
başlık "rimbaud" tarafından 20.04.2021 03:29 tarihinde açılmıştır.
41.
insanı suça iten en baş faktör mevcut siyasal düzendir, yani rejimdir.
bir rejim, iş başına ehli olanları getirmiyor; torpil, rüşvet, yandaşçklık yapıyorsa orada adalet yok olmuştur. adaletin olmadığı yerde de suç kol gezer.
bir rejim, iş başına ehli olanları getirmiyor; torpil, rüşvet, yandaşçklık yapıyorsa orada adalet yok olmuştur. adaletin olmadığı yerde de suç kol gezer.
devamını gör...
42.
hangi suça.? suç sayılan eylem ne.. aslında tartışma oradan başlamalı.. kasdedilen eğer, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp, öldürme,yaralama vb. adi suçlar ise: hem toplumsal ekonomik verilli koşullar hem de buna eğilimli kişilik gerekir. verili koşullarla bağı olmayan "suçlu tipi ve kişiliği' tezi kanıtlanamamıştır. adli tıp ve adalet psikolojisi tarihinde bu yönde araştırmalar yapıldığı ve kanıtlanamadağı görülür. zaten bu temelde ırkçı görüşlerin çabalarıdır. hitler de mussolini de bu tezi savunurlar.
siyasal, düşünsel " suç"lar hukuki olmaktan öte dönemsel siyasi davranışlardır. çözülme ve çöküş yaşayan toplumlarda hırsızlık ve genel ahlaka karşı suç sayılan tutumların arttığı, bunların bir hayatta kalma güdüsüyle işlenilmek zorunda kalınmış 'suç'lar olduğu görülebilir.
siyasal, düşünsel " suç"lar hukuki olmaktan öte dönemsel siyasi davranışlardır. çözülme ve çöküş yaşayan toplumlarda hırsızlık ve genel ahlaka karşı suç sayılan tutumların arttığı, bunların bir hayatta kalma güdüsüyle işlenilmek zorunda kalınmış 'suç'lar olduğu görülebilir.
devamını gör...
43.
sanki asırlar boyunca suç olgusu olağanmış gibi... en ilkel dürtülerin, günümüzde suç sayılması ile asırlar önce aynı eylemlerin sıradan bir gününün rutin eylemi olması..
bu konuları ne s.k s.k okuduğunuz filozoflarla açıklayabilirsiniz ne günümüz toplum dinamiğiyle, yada insan psikolojisi ile.
bugün milyarlar bir araya gelip tek ortak dilde 'şu eylem suç' dese. 100 yıl sonra suç değildir diye o dönemin yaşayanları tarafından kabul görmemesi için bir neden yok.
insan ömrünün izah etmesi için yeterli zaman yok. basit bir nedeni var. hayat durağan değil bizlerin ise zamanı kaale alınmayacak kadar kısa çünkü.
neyse derin konular.
bu konuları ne s.k s.k okuduğunuz filozoflarla açıklayabilirsiniz ne günümüz toplum dinamiğiyle, yada insan psikolojisi ile.
bugün milyarlar bir araya gelip tek ortak dilde 'şu eylem suç' dese. 100 yıl sonra suç değildir diye o dönemin yaşayanları tarafından kabul görmemesi için bir neden yok.
insan ömrünün izah etmesi için yeterli zaman yok. basit bir nedeni var. hayat durağan değil bizlerin ise zamanı kaale alınmayacak kadar kısa çünkü.
neyse derin konular.
devamını gör...
44.
genetik elverisligi ve toplum.
mesela sende aldatma genetiktir, bisey seni tetikler ve sen aldatirsin sevgilini.
evet bu arada aldatma ciddi oranda genetiktir. her sey genetiktir zaten 1 bakima. evet.
mesela sende aldatma genetiktir, bisey seni tetikler ve sen aldatirsin sevgilini.
evet bu arada aldatma ciddi oranda genetiktir. her sey genetiktir zaten 1 bakima. evet.
devamını gör...
45.
suç, bulunulan çevre tarafından işleniyorsa zamanla kişi için normalleşen ve ardından kişiyi de içine çeken bir şeydir. o yüzden cezaevinden çıkan insanlar ıslah olmuş değil daha da palazlanmış halde çıkmaktadırlar.
devamını gör...
46.
bu edebiyatları boşverelim bazı şeyler tercih ve irade mevzusudur
devamını gör...
47.
birinin suç işlemesi durumunda çoğu zaman "toplumun suçu!" denilebilir. çünkü toplumun dayattığı kalıplar, beklentiler ve kurallar, insana baskı yapabilir. ama gerçekten suçu sadece toplum mu yaratır? yoksa, bir noktada her birey kendi seçimlerini yaparken sorumluluğu da kendisi mi alır?
bir kişi zorlu şartlar altında büyüyebilir, kötü bir çevrede olabilir ama suç işlemeyi seçmek, tamamen onun kararıdır. şartlar ne kadar zor olursa olsun, suç işlemek son noktayı koyan bir tercihtir. örneğin bir soyguncuya bakarsak, belki ailesi ona yeterince ilgi göstermemiştir, toplum ona fırsat sunmamıştır. ancak sonunda o kişi, hırsızlık yapmayı seçti. toplumun etkisi var ama karar o kişinin.
toplum elbette bir etken, ancak nihayetinde seçim bizimdir. toplum yönlendirebilir ama adımı atan biziz. suçu toplumun üzerine atmak kolay, ancak o adımı atan kişinin kim olduğunu da sorgulamalıyız.
bir kişi zorlu şartlar altında büyüyebilir, kötü bir çevrede olabilir ama suç işlemeyi seçmek, tamamen onun kararıdır. şartlar ne kadar zor olursa olsun, suç işlemek son noktayı koyan bir tercihtir. örneğin bir soyguncuya bakarsak, belki ailesi ona yeterince ilgi göstermemiştir, toplum ona fırsat sunmamıştır. ancak sonunda o kişi, hırsızlık yapmayı seçti. toplumun etkisi var ama karar o kişinin.
toplum elbette bir etken, ancak nihayetinde seçim bizimdir. toplum yönlendirebilir ama adımı atan biziz. suçu toplumun üzerine atmak kolay, ancak o adımı atan kişinin kim olduğunu da sorgulamalıyız.
devamını gör...
48.
değerli rakel dink’in sevgilisine yazdığı mektuptan alıntı bırakıp gidiyorum:
“yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim.”
“yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim.”
devamını gör...
49.
ikisi birliktedir.
yani bazı nörolojik hasarlar bazı duyguları biliyosunuz ortadan kaldırıyor, onu geçiyorum.
bi de "mizaç" denen bir şey var psikolojide. bu sonradan olan bir şey değil, mesela bir insanın doğduğu günden öldüğü güne dek huysuz olması gibi. negatif bir mizaç pozitif bir yetiştirilme ve ılımlı ortamlarla desteklenirse bence sonuç en kötü ihtimalle kabul edilebilir bir birey olacaktır. suçun ortaya çıkması için suça eğilim + travmalar ve kötü çevre birleşmeli. kötü çevre dediğim, suçun normalleştiği çevre. norm çünkü bir şeyin "çoğunluğun normali" olup olmaması ile ilişkili ya. ılımlı ve iyi huylu mizaç bu arada etkiye o kadar açık durmuyor. mesela vicdani hassasiyetleri çok derin olan insanları leş tiplerin içine soksanız ve başlarına 86 bin tane şey de gelse bir şekilde "iyi kalmak" adına çabalamaya devam edebiliyorlar, kötü şeyler yapmak durumunda kaldıklarında da bunun sıkıntısını çekebiliyorlar.
o yüzden yalnızca toplumla alakası olduğunu düşünmüyorum. özel bi okuma da yapmadım, bunlar için kaynak totom hep...
yani bazı nörolojik hasarlar bazı duyguları biliyosunuz ortadan kaldırıyor, onu geçiyorum.
bi de "mizaç" denen bir şey var psikolojide. bu sonradan olan bir şey değil, mesela bir insanın doğduğu günden öldüğü güne dek huysuz olması gibi. negatif bir mizaç pozitif bir yetiştirilme ve ılımlı ortamlarla desteklenirse bence sonuç en kötü ihtimalle kabul edilebilir bir birey olacaktır. suçun ortaya çıkması için suça eğilim + travmalar ve kötü çevre birleşmeli. kötü çevre dediğim, suçun normalleştiği çevre. norm çünkü bir şeyin "çoğunluğun normali" olup olmaması ile ilişkili ya. ılımlı ve iyi huylu mizaç bu arada etkiye o kadar açık durmuyor. mesela vicdani hassasiyetleri çok derin olan insanları leş tiplerin içine soksanız ve başlarına 86 bin tane şey de gelse bir şekilde "iyi kalmak" adına çabalamaya devam edebiliyorlar, kötü şeyler yapmak durumunda kaldıklarında da bunun sıkıntısını çekebiliyorlar.
o yüzden yalnızca toplumla alakası olduğunu düşünmüyorum. özel bi okuma da yapmadım, bunlar için kaynak totom hep...
devamını gör...