öncelikle birinin canını acıttığının farkına varmak adaletli insan işi. herkes beceremiyor. bu farkındalığı edinmiş olsa bile insan yine de kafasından acıtan eksik olmuyor, can yanıkları daha çok koyuyor, canı yakılan değil.

bilinemiyor yaptıklarının karması mı yaşadıkları diye. düşünülmüyor. tek derdi kabuk tutamayan yarası oluyor hep. karma olduğunun bilincinde bile olsa insan dramadan besleniyor.

insan dediğin içinde b*k taşıyan bir oluşum, fazlası da beklenemez insandan. kafa ne kadar açık olursa olsun bir an olsun arkada bıraktıklarını değil, arkada bırakanı düşünüyor. arkaya bakmak hiç istemiyor.

arkaya bakmayı becerebilse insan, belki daha yaşanılabilir bir dünya olabilir. en adaletliler bencilliğinde kaybolup yitiyor. karma ulan, karma işte. canın neden yanıyor a ibiş, acıttıklarından işte. kimin umrunda acıttıkların, acıtan varken bir yandan. ironik, tezat, çarpışan meseleler hep.
devamını gör...
saçma değil mi her zaman acıtan özlenir, hatırlanır, düşünülür çok acayip çok ama insan bir süre sonra kendine geliyor ve evet ben böyle değilim diyor ama biraz geç fakat hiç sorun değil. arkadaşalar nacizane tavsiyem siz siz olun acıtmayın çünkü gerçekten zor oluyor be
devamını gör...
bu durumu en güzel şekilde açıklayan kişi mustafa sandal olmuştur.
(bkz: gönlünü gün edeni sevmez sevda ister hep onu üzeni)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"insanın sürekli acıttığını değil acıtanı düşünmesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim